Medya : Alice
Olaylardan sonra Josh'dan
Alice'i bağırırken görünce çok korkmuştum ona birşey olsaydı kendimi affedemezdim. Çünkü oraya gitmesine ben izin vermiştim. Lanet olsun hâlâ korkuyorum. Ona kendi kızım gibi bakmaya çalışıyorum. Onu kızım olarak görüp seviyorum. Eğer o... O orada ölseydi Rick'e nasıl açıklardım ya da en kötüsü kendimi nasıl zaptedebilirdim.
O lanet olası marketten ayrıldık. Yeni bir yer aramaya başladık saatler sürdü belki de ama yine de yılmadık her yeri gezdik her yere baktık kontrol ettik ama hiç bir şey bulmadık. Ama yine de arayacaktık o eski harabe boktan yere geri dönemezdik.Rick'ten
Bugün erken kaldırıldık. Bir grup hazırlayıp silah aramaya gidecekmişiz.
Bu göreve beni de çağırdılar. Ben de hiç tereddüt etmedim çünkü silah aramaya gidecektik bunda en fazla ne olabilir di ki. Hazırlandım silahımı belime taktım ve yola çıktık. Uzun bir yol olacakmış bundan faydalanıp sırtımı yasladım ve gözlerimi kapattım dinlendirmek için.
Sonra Joe (Alexandria'dan) beni Rick uyan diye sarstı. Kalktığımda araba durmuştu. sanırım silah bulmak için bir yer görmüşlerdi. Arabadan indim ve onların olduğu yere yürümeye başladım. Bir yere girdik burası silah deposu gibi görünüyordu. Herkes silahını çıkardı tabii ki ben de elime aldım çünkü içerde ne olduğunu kimse bilemezdi. İçeri çok yavaş ve sessiz adımlarla girdik. Ben duvara geçtim ve herkese napacağını hararetlerimle anlattım. Polis Şefi olduğum için beni dikkatlice dinlediler. Ben hızlıca diğer duvara gidip sırtımı dayadım ve el fenerini yakıp kontrol ettim birisi olmasa bile aylak olabilirdi. İlerlemeye başladım ve her deliğe bakmaya çalıştım. Her yere Baktıktan sonra güvenli olduğunu anladım ve herkesi içeri çağırdım. Bu depo sanırım birileri tarafından temizlenmiş çünkü hiç bir şey bulamıyorduk. Ben biraz daha bakmak istediğim için gezinmeye başladım. İçerde küçük küçük odalar vardı. Koridorda ki ilk küçük odaya girdim. Karanlık olduğu için görmekte zorlanıyordum. El fenerini iyice yaklaştırdım raflara önce yere tuttum feneri dikkatlice bakıyordum gözümden bişey kaçsın istemiyordum çünkü. Önce yere tuttum ve hiç bir şey yoktu. Ardından raflara tuttum her kutuya baktım ama bu oda boştu. Sonra koridorun diğer ucunda ki odaya ilerledim. Kapıyı yavaşça açtım ve içeri girdim. Oda tuvaletten daha pisti ve kokuyordu. Işığı yere tuttum ve gezdirdim bi kutu gördüm. Hemen ona ilerledim ve açtım içinde 10 tane boş silah gördüm. Buna sevinemiyorum çünkü mermi bulmamız lazım. Silah bulunur ama mermi biraz zor. Sonra raflara bakmaya başladım ve küçük küçük mermi kutuları gördüm heyecanla açtım birinin içi boştu diğerinin içindeki mermilerde azdı onu kaldırınca rafda bi kutu gördüm alıp baktığımda ağzına kadar mermi gördüm ve hemen alıp arkadaşların yanına gittim diğer odalar bomboştu tek bu oda doluydu ne yazık ki. Arkadaşların yanına geldiğim de birisi yerde kanlar içinde yatıyordu. Hızlı adımlarla yanlarına geldim ve burada nolduğunu ve Joe'nun neden kanlar içinde yerde yattığını sordum. İçlerinden birisi köşede duruyordu bu o adamla pek yakındı her gördüğümde sohbet ediyorlardı. Kimseden cevap gelmeyince sinirle bağırdım 'Biriniz bana burda ne olduğunu söyleyecek mi yoksa öylece bakmaya devam mı edeceksiniz' dedim.
Herkes düzelince İçlerinde grubun başıymış gibi davranan konuşmaya başladı. 'Hem silah arayıp hem de sohbet ediyorduk. Sonra Joe ağlamaya başladı. Ne olduğunu sormak için yanına gittim ve oğlumu unutamıyorum demeye başladı. Kendimi öldürmek istiyorum anlıyor musun gibi cümleler kurdu ve en sonunda silahını çıkartıp kafasına dayadı. Sen delirdin mi indir o silahı dedim ama dinlemedi. Gözlerini kapattı ve kafasına sıktı.' Bu anlattıkları çok kötüydü. Joe ile iyi anlaşmıştık. Benimle sohbet etmek için gelirdi. Ama hiç oğlundan bahsetmedi bana. O kadar şey anlattı ama oğlum vardı kaybettim demedi. Şüpheye düşmek istemiyordum ama içim el vermiyordu. Joe' yu olduğu yerden kaldırıp karavanın içine koyduk çünkü o bir grup üyesiydi gömmeleri gerekiyordu. Norman (arabayı süren kişi) bence burda bırakmalıyız dediği anda içimde ki şüpheler arttı. Nasıl derdi bunu kendi grubundan birisi öldü ve o burda bırakmalıyız demişti. Ben bu adamın kendini öldürdüğüne dair onay veremiyordum. Ama bu olayın peşini bırakmayıp bişeyler öğrenmeye çalışacaktım. malzemeleri arabaya yükledik ve arabaya bindik alana doğru gitmeye başladık.Şu anda Alice'ten
Hâlâ olayın etkisindeydim. Dayanamıyordum artık... Kendimi öldürmek istiyordum böyle bir dünyadan kurtulmak için. Ama yapamazdım Josh için. Sırf onun için yaşamak istiyorum. Gerçek babam olmasada babam gibi gördüğüm adam için yaşamak istiyordum...
Artık daralmaya başladım. Hiç bir yer bulamıyorduk. Gitmeye devam ediyorduk. Sonra ileriden bir arabanın geldiğini fark ettik. Josh tehlikeli insanlar olabileceğini düşündüğü için yavaşladı. Karşıdan gelen araba durdu Josh da onları görüp durdu. Arabada ki adam inip Alice ve Josh'ın olduğu arabanın yanına geldi. 'Merhaba siz nereye gidiyorsunuz?' diye soru sordu. İçimden sanane demek geliyordu. Josh bana bakıp sonra adama döndü ve 'Biz kalabileceğimiz bir yer arıyoruz. Ama saatlerdir bir şey bulamıyoruz.' Adam acele acele 'Bizim bir topluluğumuz var, isterseniz bize katılabilirsiniz.' diye teklifde bulundu korktum çünkü yalan söylüyor olabilirdi. Josh grubunuz nerde diye sordu. Adam yeri anlattı. Josh adama 'Size güvenebilir miyiz?' diye sordu. Adam öyle özgüvenli konuşuyordu ki inanmaya başlamıştım.
Josh da öyle düşünüyordu. Sonra Josh'a kabul etmeliyiz dedim. Josh bana 'Kızım seni tehlikeye atmak istemiyorum onlara güvenmek içimden gelmiyor.' dedi. Haklıydı belki de ama ben adama inandım gerçekten inandım. Adamın zaten benzini bitmişti araba çalışmıyordu. Bu adamın bize ne zararı olabilirdi ki. Ardından benim ısrarlarım üzerine Josh bu teklifi kabul etti. Adam arabaya bindi ve bize yeri tarif etmeye başladı. Biraz uzunca gittikten sonra. Adam 'İşte geldik.' dedi. Josh durdu. Adam arabadan inip gözcüye seslendi.
'Kapıyı açın hadi.' dedi. Kapı kocamandı ve sağlamdı duvarlar hiç kimsenin zarar veremeyeceği şekilde yapılmıştı. Bu yerin adı Alexandria idi...
(Rick ve grubun katıldığı topluluk.)Rick'ten
Alexandria'ya doğru yola çıkmıştık gidiyorduk. Çok az kalmıştı.
Araba durdu. Herkes aşağıya indi.
Ben, Tyler ve Jack Joe'nun çarşafa sarılmış cesedini içeri taşımak için kaldırdık. Kapıları açın diye seslendiler içeri girdik ve Joe'nun cesedini ileriye bıraktık. Herkes toplanmıştı. Merak edip yanlarına gittiğim de genç bir kız ve benim gibi giyinen bir adam duruyordu.
'Burda neler oluyor?' diye sordum. İkisi bana döndü ve onlar... Onlar Josh ve Alice idi. Şoka girmiştim. Yakın zamanda onları aramak için çıkacaktım. Fakat onlar gelmişti. Buraya, Alexandria'ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Walking Dead Carl X Alice
Mystery / Thrillerselamlar Carl severler için farklı bir hikaye ile karşınıza çıkıyorum ❤️ Bu hikaye Carl ve benim tasarladığım Alice'in hikayesi umarım okurken zevk alırsınız❤️