1

26 8 17
                                    

Nasıl bir ruh haliyle başladığınızı şuraya yazıverin cancağızlarım❤




"Evet baylar, bayanlar bahis kapanmak üzere."

"Durun bu bahis kapanamaz."

Yeşilçam repliğiyle sınıfa giren Özgür'dü. Kanguru gibi sıraların üzerinden zıplayarak bir önümdeki masaya çöktü.

Lezzetli yemeğin tadını almış yemek programı sunucusu gibi ellerini ovuşturdu.

"Ee bugünkü mevzu ne?"

Coşkun önümde duran dürümlerden bir tane aldı jüri edasıyla.

"Gördüğün gibi optikçim bunlar çiğköfte dürümü en acılısından yedi tane ve yedi dakikada Dolunay hepsini yalayıp yutacak."

Özgür'ün babası gözlükçüydü. Okuldaki reklamında da oğlunu oynatıyordu ücretsiz. Her gün farklı bir gözlükle gelirdi okula. Gözlükleri değiştiren değistire bozmuştu gözlerini ama bundan hiç üzüntü duymuyordu.

"Abi burda Dolunay'dan bahsediyoruz. On dakika da 99 midye yemiş bu nedir ki."

"Evet ama iki gündür rejim yapıyor. eski performansına dönmesi zaman alır. bence kazanmaz."

Buu da sınıfın melankoliği Ayşey'di. her zaman depresyona girecek bir bahane bulurdu. dünyadaki negatif fay hatlarının ana hattıydı kendisi

rapunzella yarışacak uzunlukta saçları vardı.

coşkun görüş alanını genişletmek için optikten destek alarak masanın üzerine çıktı.

"Ooo bahis gitgide kızışıyor. Sınıfın yüzde doksanı Dolunay'ın kazanamayacağını söylüyor. Yok mu başka para yatıran ey cemaati müslimin?"

"Ben ponçiğimden yanayım ." Dedi Özgür 32 dişiyle beraber gırtlak memesini de göstererek.

Cebinden çıkardığı elliliği Coşkun'a uzattı.

"Evet bahisi kapatıyorum kapatıyorum kapatttımmm." Dedi ellerini birbirine vurarak.

Coşkun konuşmasını bitirince masanın üzerine oturdu.

"Dolunay burda üç kişi kazanacağına inanıyoruz. Onlara kralın ölmediğini göster ."

"Kızı strese sokmasana zaten kazanmak zorunda!" Dedi Yeliz tehdit karışımı bir güvenle

Yeliz çocukluk arkadaşımdı. Hani seni senden daha iyi tanıyan, gerektiğinde küfrüde, tokadı da rahatlıkla basan dostluklardandı bizimkisi. Öyle her lafın sonuna "canım" kelimesini takma zorunluluğu hissettiren samimiyetsiz ilişkilerden değildi.

Coşkun telefonundan sayacı açıp ayarladı. "Hazır mısın?"

Kafamı salladım gözlerimi dürümlerden ayırmadan.

Düdük sesiyle başladım. Sınıftakiler haklıydı annemin zoruyla iki iş günüdür yeşillikten başka bir şey inmemişti boğazımdan. Ama gözden kaçırdıkları bir şey vardı. O kadar açtım ki değil yedi on dürüm olsa kahvaltılık niyetine yerdim hepsini.

Ringe çıkmış sumo güreşçisi misali rakiplerimi tek tek yiyordum.

"Lan son bir dürüm ve kalan süre 58 saniye. Hadi koçum göster kendini." Coşkun'un heyecandan sesi titriyordu.

Tezahüratlar kesilmiş,nefesler tutulmuş, son vuruşumu bekliyordu etrafımdaki çember. Ama hiç acele etmedim, iki gündür bende dört ayaklı olduğumu hissettiren yeşillik tadını alması için son dürümü ağzımın dört tarafına yayarak yedim.

BEDENİMDEKi YABANCI RUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin