Kerem sonunda olayı anlamıştı. Tesadüf işte nolucak.
"Çok güzel yaa. Gerçekten.. Can yürü gidiyoruz"
"Bi.bi saniye yaa noluyo?"
"Can! Gidiyoruz!"
"Kerem!"
Kerem tam gitcekken Can kolundan tutar.
"Noluyo?"
"Yok bişi. Yürü."
"Noluyo yaa?" Melis bu soruyu üç çift göze bakarak sölemişti. Zeynep ise sinirle içeri girmişti.
"Hani senin o içeri kaçan arkadaşın varya.. Te allahım yaa.." Kerem çok sinirlenmişti. Canın ne dediğine bakmadan arabaya binip gitmişti bile.
"İstersen içeri gel" demişti olayların daha şokunu atlatamadan Melis..
"Peki.. Sağol."
Can içeri geçtikten sonra Meliste kapıyı kapatıp içeri girmişti.
Zeynep koltuğa oturmuş, kollarını göğüsünde bağlamış sinirle bacağını titretiyodu.
Can ise bi Melise bi Zeynebe bakıyodu.
"Bi sorunmu var Zeynep?"
"Evet.. Can bize iki dakika izin verirmisin"
"Tabikii.."
"Melis iki dakika mutfağa gelirmisin"
"Tamam.."
Melisle Zeynep mutfağa geçerler.
"Hani ben sana kafe olayını anlatmıştım ya.."
"Evet..??"
"Bu o."
"Can mı?"
"Hayır diğeri."
"Kerem yani.."
"Sanırım.. Adını bilmiyorum ama işte oydu."
"Aa.. Ne diyeceğimi gerçekten bilmiyorum."
"Canla ilişkini burada bitirsen.. Başlamadan.."
"Zeynep.." Melis bu sefer bu "Zeynep" diyişini ağlar gibi demişti.
"Melis.."
"Bende mutlu olmayı hakediyorum dimi?"
yeni bolum yakinda