Sibopsal Sorunlar¿

35 6 0
                                    

Kafamı kaldırıp üzerinde oturur durumda olduğum surete baktığımdaysa aldatılmış bir gorilin yüzüne dönmüş yüzüm ve ağzımdan çıkan kelimeler vardı.
"Ulan sibop ne işin var senin burada?"
Kısık gözleri duyduklarıyla daha çok kısıldı ve yüzünde dediklerimi anlamlandırmaya çalışan bir ifade oluştu.
"Sibop?"
Üstünden kalkarken, zaten bir fatihası kalmış ellerimi 'geçti Bolu'nun pazarı sür eşeğini Niğdey'e ' felsefesiyle çaktırmadan üzerine sildim.
Bende ona o şekilde cevap verecektim ki, aklıma sadece yarım saat önce olanlar kocaman kırmızı sirenle dank etti.
"Ne var ulan daha ne diye kapımda bekliyorsun, bir kere tükürdüm yetmedi mi?"
Kısık sesli bağırarak söylediklerime karşın kulaklarından alev toplarının çıkışını hayal ettim çünkü karşımdaki oluşan yüzü ancak bu tabir karşılardı.
"Kızım bak! Kızsın diye zor tutuyorum kendimi ya kız olduğunu hatırlar kuyruğunu kıstırırsın ya da ben kız olduğunu unutur, yakarım. Hem senin gibi mahmudiyeyle işim olmaz benim. Şu müziğini kapatıyor musun, kısıyor musun bilmem yalnız çıtını duyarsam hoparlörlerini hurdalıkta bil."
Sertçe merdivenleri çıkarken ben yine duyduklarımın şaşkınlığını, koyduğu lafın ağırlığını hazmetmeye çalışıyordum.
Daha fazla ilerlemesine müsaade etmeden arkasından 'bi dakika, bi dakika' diyerek ilerliyordum.
Bu sefer buna izin vermeden lafımı müsait bir tarafına koyup rahat bir oh çekebilirim.
"Sen bana baksana bir." Seslenmemle ukalaca bana dönüp tek kaşını kaldıran siboba 2812 numaralı 'bekle sen birazdan da böyle olabilecek misin, ayağımın kiri' bakışımdan yolladım. Ben konuşmadan hemen lafa atladı sibop canlısı. "Bakıyorum, bakıyorum da tek gördüğüm dedemin pijamalarından giymiş çakma bir oğlan çocuğu görüyorum karşımda."

"Anan seni doğururken kakanı mı yedin, beynine çiş mi kaçtı bilmem. Amma ve lakin yanmış olduğu görülen beyin hüclerin bana bunu çağırıştırıyor. Ki sen sibop beyinli kazıksı hayvan beni hoparlörümle tehdit ediyorsun ha, kimin evinde kime ne tehtidini ediyorsun sen?" Gözünün yanında oluşan seğirmeyi görünce kahkalara boğuldum. Boğuldum derken kimse ölmek üzere olduğumu düşünmesin lütfen!
O an gergin ortamın heyecanıyla olabilecek en komik haliyle gözü seğiren sibop tüm gerginliğimi aldı. Allah aşkına bir göz en komik nasıl seğirebilir derseniz, o an kesinlikle yerimde olmalısınız.
Elimi yumruk yapıp omzuna geçirdim. "Lan sibop sen beni güldürdün başkaları da seni güldürsün. Her neyse bu komik halin hatrına çok üzmüyorum seni. Hadi Eren kaçar." Merdivenlerden keyifle inerken bu sefer de onun şaşkın armut bakışlarını görmek yüzyılın golünü atmış bir futbolcunun sevinci gibiydi benim için.
...

Yatağımda hafiften uyuklamışken babamın sesini duymamla uykum pembe bulutlar halinde dağıldı. Ne yaptığımı bilmediğim o süre zarfında elim önce burnuma sonra alnıma gitti ve bilinçsizce kaşıdım. Bu bir çeşit uyku sonrası ritüeliydi. Sol kolumu kaldırıp bileğimdeki Trabzonspor' u simgelen bordo-mavi yaratım harikası saatime baktım. Saat akşam yediyi geçiyordu.
"Melahat."
Babamın annemin adını uzatarak söylemesinden yine bir şeyler olduğunu anladım.
"Ballı bademim, çilekli çikolatam, dişi kuşum, ne idüğü belli olmayan çocuğumun annesi. Nerdesin karıcığım?"
Ne idüğü belli olmayan çocuk mu? Ah! Babamın beni bu şekilde anlatmasına uyuz oluyordum. Ne yani her kız babişko demek zorunda değil, babilik daha anlamlı ve daha yakın geliyor bana!
Sinirle, sertçe yere basa basa salona geçtim. "Babilik ayıp oluyor ama! Annemle barışmaya çalışırken ben küseceğim sana o olacak. Hem biliyorsun bir darılırsam adama sittin sene barışmam."

"Oğlum bir..." lafını düzeltip devam etti. "Kızım bir dur. Bu önemli, bu sefer hiç affetmeyecek." Kafasını elleri arasına aldı ve birkaç kere kaşıdı. Pişman olduğu belliydi. Lakin benim takıldığım asıl nokta bunlar da değildi.
Homurtuyla, "tek çocuk olduğumu zannediyordum baba ne zaman bir erkek kardeşim oldu da benim haberim yok."

TÜKÜRÜK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin