GİRİŞ

154 32 74
                                    

Ninniler döküldü her gece dudaklardan...
Masumiyetin yıkımına planlar kuruldu...
Aslı astarı olmayan sözler büzülmeyen dudaklarda yer edindi...

Uğursuz sesi duymamak için kulaklar tıkandı lakin söyledikleri can pahasıydı.
Altın rengi kanatların uçları birbirine deyip ayrıldı...
Kopan fırtınanın kaynağı yaşlandı...
Döküldü birkaç damla, kesik avuçlarına...

Altın rengi kadın, siyah bulutlar arasında kaybetti yolunu.
Tıkadı kulaklarını tanrı, lakin söylenenler şeytana ulaştı.
Bi'çare dudaklar şeytana seslendi...

Dökülen ninninin sahibi; yumuşak ses kısılıp, bir yudum nefese muhtaç gibi aralandı...
Masumiyetin temeli kurşunla delinirken, o sonsuz döngü yer edindi esen rüzgarda...
Aslı astarı olmayan sözler yankı yaptı sokaklarda...
Tanrı olmayınca şeytan çıkıyordu ortaya...

"Ben şimdi ne yapacağım? "
Çaresizce çöktüğü yerde, çatlayan düşüncelerinden sızan yetersiz fikirleri avuçları arasından izlerken isyan eder gibi döktü sözlerini. Tanrı duymazdı ki onu, isyanına kızsın.
Hayatında ilk defa, yardıma muhtaç vaziyette fikir peşine düşmüştü.

Dizlerine dokunan sıvının sıcaklığı vücudunda küçük çaplı bir irkilmeye neden olurken, baykuşun keskin sesi kulaklarında mekik dokuyordu.

Gerçekten doğru muydu?
Uğursuz muydu?

Yumuşak adımlarıyla güzel bir kadın yanına gelip; elini, kırmızıya bulanmış bedende çırpınan ruhun başına yerleştirdikten sonra gülümsedi.

Gülümseyebilir miydi?

Ardından, yana kıvrık güzel dudaklardan hayranı olduğu ses dalgalandı umut dokundururken kalbine.
Yavaş yavaş yok olan düşünceleri tamir olmuş çatlağı geçemez olduklarındandı.
Gözleri, duyduğu sesin huzur dolu esintisiyle ağır ağır örtüldü.
Üşümüyordu.
Acımıyordu da.
Çırpınan beden de hareketlerini kesmişti.
O da duymuştu kesin.
O da rahata kavuşmuştu.

"Altın renkli bebeğim, yeşil tarakla taranmaz asla.
Altın renkli bebeğim, pembe elbiselerle gezinmez asla.
Altın renkli bebeğim, siyah duvarları sevmez asla.
Altın renkli bebeğim, beyaz pamuğa dokunmaz asla.
Altın renkli bebeğim, mor ışıkta durmaz asla.
Altın renkli bebeğim, mavi gözlere bakmaz asla.
Altın renkli bebeğim, turuncuda süzülmez asla.
Altın renkli bebeğim, gri bulutlarla ıslanmaz asla.
Altın renkli bebeğim, kırmızıyı yudumlamaz asla.
Altın renkli bebeğim, bronz kolyeyi taşımaz asla.
Altın renkli bebeğim, sarı saçlıya kanmaz asla."

ACBÜZZENEB Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin