Koluma biri dokundu. Çaresiz halde yere sinmiş ağlıyordum. Yağmur buluttan boşalırcasına yağıyordu. Kafamı kaldırdım. Bu sabah sırılsıklam olmama sebep olan, aklımdan çıkmayan kişiydi. Daha adını bile bilmiyordum.
-Ne oldu? Biri bir şey mi yaptı?
Sinirli bir şekilde etrafına bakınıyordu.Zar zor konuşabildim.
-Hayır.Bir anda beni kucakladı ve arabasına götürdü. Beni kucağına almasından dolayı içimde garip bir güven hissettim.
Arabasına bindiğimde benden herşeyi anlatmamı bekliyordu. Ne diyecektim ki? Daha tanımadığım birine yaşadıklarımı anlatamazdım. Hele kendini acındırmak hiç bana göre değildi. Ufak bir panik atak geçirdiğimi falan uyduracaktım herhalde. (Şaşırtıcı kısım panik atak onun kucağında son bulmuştu) Konuşmak için kafamı kaldırdım. Bir insan nasıl bu kadar kusursuz olabilirdi? Bakışlarındaki soğukluk insanı şeytanla anlaşmaya bile sokabilirdi. Mükemmel fiziğinden bahsetmiyorum bile...
Onu kestiğimi farketmiş olmalı ki ne olduğunu soran bir bakış attı.-Sanırım ufak bir panik atak geçirdim. Daha önce bir iki defa daha olmuştu. Yardımcı olduğun için teşekkürler ama ben giderim dedikten sonra kapıyı açmaya yeltendim fakat elimi tuttu.
-Bana yalan söylediğini, işin aslının öyle olmadığını biliyorum fakat seni bu halde bırakamam.
Diyecek bişey bulamamıştım ama yürümeye de halim kalmamıştı. Sessizce yola devam ettik. Evimin önüne geldiğimizde arabadan inerken gözlerinin içine bakabilmem için bir sebep doğmuştu.
-Benim adım Patch dedi.
-Benim adım da Jessica. Bıraktığın için teşekkürler.
-Sabah yürürken yola çok yaklaşma ne olacağı belli olmaz deyip kusursuz dişlerini gösteren bir gülüş attı.
Bir insan hem bu kadar sinir bozucu hem de nasıl bu kadar yakışıklı olabilirdi ? Ne olduğunu bilmiyordum ama ilk konuşmamızdan beri aramızda olan çekim beni daha da iradesiz bir hale getiriyordu...