Nefes almadığını ve soğuk olduğunu görünce ağlamaya başladım. Bir anda uyandı. Şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
-Çok soğuksun ve kalbin atmıyordu.
-Bak hissetmemiş olabilirsin ama atıyor dedi elimi kalbine götürerek.
-Neden soğuksun dedim. Kalp atışlarını hissetmiştim fakat soğuktu.
-Bende kansızlık var ondandır dedi.
Gereksiz yere panik yaptığımı anlayınca yere çöktüm. Sinirim bozulmuştu ama rahatlamıştım. Boynumdan öptü ve lavaboya gitti.
PATCH'IN AĞZINDAN
Neredeyse anlayacaktı. Kansızlık olduğunu söylemiştim. Evet artık nasıl bir kansızlıksa vücudum da hiç kan yoktu. Lanetli hayatım yüzünden onu kaybedemezdim. O, gerçek bir şeylere sahip olduğumu kanıtlayan tek kişiydi.
Üstümü değiştirdim. Beslenmek için eve gitmem gerekiyordu.
İçeri girdiğim de bıraktığım yerde oturmuş, bakışları bir yere sabitlenmişti.
-Benim eve uğramam gerek istiyorsan seni okula bırakayım.
-Bende seninle geleyim beraber okula geçeriz.
-OLMAZ. Yani benim işim biraz uzun senin beklemene gerek yok.
Panik olmuştum. Biraz daha saçmalarsam bişeyler olduğunu anlayacaktı.
Meraklı bir şekilde bana bakıyordu. Bir şeyler gizlediğimin farkındaydı ama ne olduğunu daha çözememişti. Soğukkanlı olmak zorundaydım.
-Tamam o zaman.
Uzun zamandır hiç böyle bir rahatlama hissi duymamıştım.
Arabaya indik. İkimizde hiç konuşmuyorduk. Okulun önüne geldiğimizde tek kelime etmemişti.
Tek kelime etmeden arabadan indi. Peşinden gitmek istiyordum fakat içimde ki susuzluk kandan başka bişey düşünememe sebep oluyordu.
Gaza bastım. Eve nasıl gittiğimi hatırlamıyorum ki hayatımın en hızlı avlanmasıydı. Eve gidip duş almalıydım. Üstüm başım kan içindeydi. Kapıda durdum. Birinin varlığını hissediyordum.
Hayatımdaki tek gerçek, O , buradaydı.