Bu kitapta yer alan herşey hayal ürünüdür. Gerçeklikle bağlantısı yoktur.
Bu kitap eğlence amaçlı yazılmaktadır. Okuyucuya duyurulur.
Bu kitapta saçma sayacağınız, ya bu ne alaka? diyeceğiniz olaylar olacak. Tabii ben yazmaya devam edebilirsem (:Kusurum varsa özür dilerim ❤️
Baslangıç
Felix Gibson hazırlıklarını yapmıştı. Gideceği müzede dinleyeceği dersi düşünüyordu. Aslında onun için kolay görünse de derslerine katkısı olacağı için gitmeliydi.
Zaten hayatında yolunda giden birşey yoktu. Genç Felix ailesini henüz bir çocuk iken kaybetmişti. Çıktıkları piknik yolculuğundan mutlu dönüyorlardı ve karşı taraftan gelen araç ile kafa kafaya çarpıştılar. O kazadan sağ çıkan Felix, hayatın acımasız yüzüyle erken tanışmıştı.
Şimdilerde yirmili yaşlarında, sanat tarihi öğrenimi gören ve keçi gibi olan inadı ile nam salmış Greyson Gibson'un torunu olarak hayatına devam ediyordu. Büyükbabası ailesinden olan tek insandı.
Felix, kaybettiği ailesinden sonra büyükbabası hariç kimseden yardım görmedi. Ve yine büyükbabasının inadı sonucunda sanata ve tarihe karşı ilgi duymaya başladı.
Normal şartlarda büyükbabası karışmış olmasaydı hayatına Felix bir şarkıcı olmak isterdi."Saçma hayaller kurma. Benim bildiğim var senin yaşadığın kadar!" diyen büyükbabası Felix'in hayallerine set cekmisti.
Felix düşünmek istemediği zaman kendisini konulardan uzak tutmak adına odasına kapanıp, piyano çalardı. Bastığı her nota bugünü, dünü ve yaşayacağı yarınları kendisine hatırlatıyordu.
Büyükbabası Felix'in özel bir çocuk olduğunu hep biliyordu. Bu sebepten torununun iyi eğitim alabilmesi tek temennesiydi.
Derin düşüncelere daldığında uzaklara bakan Felix, omzuna bir elin değdiğini hissetti ve döndü.
Odasının penceresinden izlediği boş sokaklar gibiydi içi.
"Yine mi o kız?" diye sordu Bay Gibson. Torununun kendini beğenmiş Valeria denen o kızda ne bulduğunu hiç anlamıyordu.
"Kavga ettik. Yine gitti. Neden böyle oluyor?" diye sordu Felix. Yüzünde garip bir ifade vardı. Ne acı çekiyor ne de gülümsüyordu.
Dedesi elini "boşver" der gibi salladı ve cevap vermedi.
Bayan Barry kapıyı tıkladı. Kapıyı aralayarak içeri giren evin hizmetlisi Bayan Barry konuştu.
"Bay Gibson kapıda misafiriniz sizi bekliyor. Kendisine salona geçebileceğini söyledim ama dinlemedi" dedi diyerek odadan ayrıldı.
"Yine mi? Ah bu işlerden sıkıldım artık" diyerek odadan ayrılan Bay Gibson söylenmeye devam ediyordu.
Dedesinin arkasından gülümseyen Felix biraz sonra olacaklara gülmeden edemedi.
SRC Bankası yönetiminden gelen adamı kapı dışarı eden Bay Gibson
"Size kaç kere söyledim. Kapımıza gelmeyin. İşe yaramaz oğlum ve onun kahrolası borçları beni ilgilendirmez! Avukatı tutuyorum yaptıklarınızı ödeyeceksiniz" diyerek adamın suratına kapıyı kapattı.Pencereden baktığında giden görevlileri gören Felix, büyükbabasının bu davranışlarına alışmaları gerektiğini düşündü.
.....
Glasgow Üniversitesi'nde Sanat Tarihi bölümünde okuyan Felix Gibson için hafta arası yapılacak görev bulunmuyordu. Yeni gelen öğretim üyeleri şimdiden öğrencilere kendi kurallarını empoze etmeye başlamıştı. Geçen hafta ertelenen ve yine bahane edilerek sunulan iki haftada bir gerçekleştirilen müze gezisi başlıyordu. Evet bu oldukça karışık. Bir grup başarılı öğrenci ve gözetmen öğretmenler aracılığıyla başka ülkelerde kendi alanlarında başarılı sanatçıların eserleri sergilenip ziyarete açılıyordu. Bu yöntemle başka ülkelerde de sanat dersleri önem kazanacak, yeni akımlarla gelen sanatçılar eski dönemin sanatını anlayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kül Gece
FantasyO bir geceydi. Herkesin göremediği bir güzelliği, kimsenin duymadığı güzel bir sesi ve üzerine işlenmiş bir laneti vardı. O bir kül idi.Herkesin görebildiği kadar yakışıklı, herkesin duyabileceği gür sesi ve üzerine işlenmiş bir gecesi vardı. ...