Kül Gece

Üçüncü Bölüm

Valeria

Felix'in benden istediği ipucunu bulmak için, dosya hırsızlığı yaptım. Okulun kayıtlı öğrencileri hakkında kısa bilgilerin yer aldığı dosyaları aldığını fark etmem uzun sürmedi.
İyi ama bunlar işime yaramaz!
Anlık sinirle mavi dosyayı yere fırlatarak kendime söylendim. Yere düşen dosyanın içinden bir kağıt düştü.
Bütün sayfayı gözden geçirdim. Bu nereden çıktı?
Katlanmış kağıt üzerinde sanat eserleri tanıtımı yer alıyordu. Kağıdın katlandığı bölümden ek bilet görünüyordu. Uçak bileti.
Biletin kimin adına alındığına baktım.
Evina Doyle.

"Biletin tarihi iki gün öncesine ait. Bu işte gariplik var. Kim bu Evina? Ah! Neler oluyor?!"
Hızlı davranıp telefon numarasını tuşlayarak ara butonuna bastım.

Aradığınız numara kullanılmamaktadır....

Hemen Felix'in numarasını girdim. İlk çalışında cevap verdi.

"Valeria ne buldun?" diye sordu. Yaptıklarımı anlatmaya başladım. Bulduğum bileti ve aradığım numaranın kapandığını anlattım. Felix beni dinlediği süre boyunca düşünüyordu.
"Çok enteresan öyle değil mi? İki gün önce Hailey Rossemberg kayboluyor. Ardından Bay Rochester'ın cinayet haberini alıyoruz. Ve şimdi tanımadığımız ama bileti olan gizemli bayan Evina Doyle" soracağı soruyu düşünüyordu Felix.
"Bağlantılı olabilir mi demek istedin?" Felix sormadan ben sormuştum bile.
"Aynen öyle. Birazdan Loya gelecek. Onun birşey bildiğini düşünmüyorum. Bugün beni sergi alanına götürmesini isteyeceğim" dedi. Sıkıntılıydı sesi.
"Felix başka bir sorun yok öyle değil mi?" Canının sıkıldığını hissettim.
"Aslında var. Uçakta garip biriyle karşılaştım. Çok değişikti. Beni korkuttu. Saçma gelecek biliyorum abartma diyeceksin. Düşündüğüm şeyi sesli cevapladı. Nereye gideceğim hakkında bilgi vermedim. Bana İstanbul'da görüşürüz diyerek ayrıldı. Dahası var. Geldiğim otelin kapısının üstünde bir kuzgun gördüm" Felix'in anlattıkları kafamda şekilleniyor, garip bir hâl alıyordu.
Yoksa..?

Felix'in katılacağını öğrendiğim sergi hakkında küçük çaplı araştırma yaptığım zamanı hatırladım. Serginin ürkütücü tablosu "Gece Kedisi" hakkında uydurulmuş hikâyeleri okudum. Resimde siyah giyimli, yılan gözlü bir kadın ve dolunaya kanat çırpan bir kuzgun vardı. Yılan gözlü kadın, kendisiyle aynı gözlere sahip kara bir kediyi tutuyordu ellerinde.

"Felix! Sana verdiğim defteri okudun mu hiç?" diye sordum. Korkmaya başlamıştım.
"Hayır. Doğrusu hiç vaktim olmadı. O tabloya dair bir yazı aktardığını biliyorum. Konuyla ne ilgisi var defterin?" diye sordu.
"Çok ilgisi var. Düşün Felix. Düşün. O gördüğün kadının gözleri yılan gözleri gibi miydi? Ve kuzgun gördüğüne eminsin değil mi?" diye sordum. Felix derin nefes aldı.
"Bir dakika... Ben... Sana hiç gözlerinden bahsetmedim! Kuzgunu gördüğüme eminim... ama kayboldu. Sen nereden biliyorsun?" diye sordu.
"Felix... O gördüğün kadın Thalia olabilir. Gece Kedisi tablosunda yer alan cadı. Orada neler oluyor! Felix ah bunlar saçmalık! Dinle. Ben Evina'ya ulaşmaya çalışacağım. Sen dikkatli ol ve kimseye güvenme! Felix lütfen" dedim.
"Valeria ben kapatıyorum. Sen de dikkatli ol. Bundan kimseye söz etme" dedi Felix. Ardından bağlantı kesildi.

.......

Felix

Loya lobide beni bekliyordu. Hazırlandım. Beni beklediği tarafa doğru gittim. Loya gözlüklerini çıkardı beni görünce. Şapkasını düzeltti. Gülümsedi.
"Gidelim mi?" diye sordu.
"Nereye gidiyoruz?" sorusuna soruyla karşılık verdim.
"Sen nereye gitmek istersen?" dedi soru sorar gibiydi.
Sergi alanını ziyaret edebilmek. Sanırım istediğim bu.
"Sergi alanı" dedim "Gitmek istediğim, merak ettiğim yer" diye devam ettim. Loya şaşırdı.
"Yarın açılıyor. Ben gitmek istediğiniz başka yerleri görmek istediğinizi düşündüm" dedi. Gözlerini kaçırması yalan söylediği fikrine kaptırdı beni.
"Ben meraklı biriyim. Buraya neden geldiğim belli" dedim. Loya gözlerini bana doğru çevirdi. Yine şaşırmıştı.
"Gitmek istediğiniz başka bir yer yoksa, ben izninizi isteyeceğim" dedi. Şimdi şaşırma sırası bendeydi.
"İyi o zaman. Yarın görüşürüz" dedim ve odama geri döndüm.
Ne olduğu hakkında fikrim yok. Yine de işin peşine düşecek, otelden kısa süre ayrılacağım.