Yazar • gayeozdmr_
Ecmel için sokakta, markette, alışveriş merkezlerinde, kütüphanede veya herhangi bir yerde insanların acıyan bakışlarına maruz kalmak can yakıcıydı. İnsanların bakışları kendinden daha çok nefret etmesine, bu şekilde yaşamayı hak etmiyor olduğuna her geçen gün daha da fazla inanmasına neden oluyordu. Tanıdığı, tanımadığı onca insanın ona o şekilde bakmalarından nefret ediyordu. Hayatından nefret ediyordu. Kendinden nefret ediyordu.
Onu, ailesinden başka seven kimse yoktu; çünkü çirkin ve engelliydi. Ne zaman aynaya baksa çirkin yüzünü ve kusurlu vücudunu görmek ona ızdırap verirken ve o bile kendinden bu denli nefret ederken kim, nasıl sevebilirdi ki onu? Ecmel'in ne içinden tek dileğini gerçekleştirebilecek bir cinin çıkacağı sihirli lambası ne de pembe kanatlı perisi vardı. Keşke olsaydı ve genç kız her şeyin eskisi gibi olmasını, yüzünün düzelip yeniden yürüyebilmesini dileseydi. Ama bu imkânsızdı ve o, hayatının sonuna kadar bu şekilde yaşamaya mahkûmdu. Ya da belki tamamen küsmeliydi hayata, çekip gitmeliydi. Kimsenin olmadığı, kimsenin ona tiksinerek bakmadığı bir yere gitmeliydi. Fakat küçük, çok küçücük bir umut vardı onun için. Ansızın, mucize gibi doğan küçücük bir umut... Bu küçücük umut onu hayata bağlayan tek şeydi artık. Umudunu kaybederse kendisini de kaybedeceğini biliyordu genç kız. Bilinmezliğin içine yuvarlanacağını, bilinmezliğin etrafını sarmaşık misali saracağını... Bildiği her şeyi unuttu genç kız. Kafasının içindeki kara tahtaya tebeşirle yazılmış olan tüm bildiklerini sildi. Yerine umudu ekledi. Umudu ve İsimsiz'i.
∆∆∆∆∆∆∆∆∆
*Arkadaşlar severek okuduğum kitaplardan birisi.
*Konusu farklılığını ortaya koymuş bir kitap.
*Akıcı olması da iyi kitabı okurken sıkmıyor.
*Kitapta biraz fazla dram içerir.