1.Bölüm - Pişmanlıklar

430 109 424
                                    

Hikaye Tony Stark dışında ki tüm Avenger'ların öldüğü alternatif bir MCU (Marvel Sinema Evreni) geleceğinde geçiyor.Age of Ultron filminde yaşananlardan sonra bir şeyler ters gitmiş ve Dünya'nın hakimiyetine başka birisi oturmuştur.Bu hikaye ise o olaydan altı sene sonrasında geçmekte, umarım hoşunuza gider. İyi okumalar.

Soğuk ve ıssız topraklarda yılların eskittiği her halinden belli olan derme çatma bir yapının içinde ki adam çığlıklar atarak doğruldu yatağından, her gece yaşadığı o kabusu görmüştü yine. Her zaman ki gibi pek tatsız bir hadise idi, yavaşça ayağa kalktı bir eliyle zonklayan başını tutarken diğer eliyle de kesik kesik ışık veren ampulü yakmaya çabalıyordu, bu zifiri karanlığın içerisinde. 

Başını tuttuğu kolunu önceden kaybetmiş yerini ise mekanik ve hissiz bir kol almıştı. Işığı yaktıktan sonra başına üşüşen sinekleri kovarak ağır ağır yürümeye başladı. Karşıda ki sehpada duran yarısı dolu bardakta ki suya uzandı ve kafasına dikti, içtiği gibi geri tükürmesi de bir oldu. Resmen boğazını yakmıştı su, kim bilir kaç gündür oradaydı. O acı tat ağzına yayılırken bu suyun içme suyu olup olmadığından bile şüpheliydi, gözlerini zar zor açık tutan adam lavaboya doğru yöneldi. 

Atıkların o pis kokusu şimdiden burnunun direğini kırıyordu sanki, güç bela çeşmeye dayanan adam fazla su israfı olmasın diye olabildiğince az açık tuttu çeşmeyi ve eline aldığı suyu yüzüne hızla çarptı. Soğuk suyun etkisiyle kendine geldikten sonra karşısında ki kırık aynada yansıyan yüzüne bakakaldı.

Adeta çökmüştü, gözlerinden okunan o yorgunluk ve tükenmişlik hissiyle baş başaydı bir kez daha. Saçı ve sakalı birbirine karışmış, hafiften ağırmıştı. Yüzünde ki yaralar ve kırışıklıklar onu olduğundan çok daha yaşlı gösteriyordu. Üzerinde kirli bir atlet vardı, uzun bir süredir değiştirmediği çok açıktı. 

Elini kaldırdı ve göğsüne doğru götürdü. Tam üzerine koydu elini, göğsünde ki o metalik parçanın. Sönük bir ışık yayıyordu bu parça, unutulmak istenen fakat unutulamayan bir hatıraydı. 

Uzun bir süre kendisiyle bakıştıktan sonra tekrardan yatağına döndü, kendisine sıkı sıkı sarıldı tek isteği rahat bir uyku çekebilmek, gözlerini kapattığı anda o yaşanılanların aklına gelmemesiydi. Öyle de oldu, adam uykuya daldı ne de olsa çokta uyuyamayacaktı.

Sabahın ilk ışıklarıyla beraber gözlerini açan adam, rahatsızlık duyarak yerinden kalktı. Akşamdan kalma baş ağrısı hafiflemiş gibiydi yine de yapılacak birkaç işi vardı. Kenarda asılı duran kareli gömleğini giydi ve paslanmış kapıyı aralayarak aşağıya, bodrum katına doğru inmeye başladı. 

Atölyesine girdiğinde derin bir nefes aldı, kendini daha rahatlamış hissediyordu.Kafa dağıtmak için gününün çoğunu burada geçiriyordu, ortalık darmadağındı.Her tarafta metal parçaları, ufak tefek aletler ve bolca kutu vardı. Duvarda asılı oldukça eskimiş gözüken bir zırh da vardı. Rengi atmış, neredeyse griye dönüvermişti, zırha bakındıktan sonra iş gözlüğünü taktı ve masasının üzerinde ki mekanizmayı çalıştırdı. Ufak bir cızırtı sesinin ardından robotik bir ses konuşmaya başlamıştı.

''Hoşgeldiniz Bay Stark, bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz?''

Tony hafiften alaycı bir şekilde gülümsedi.

''Her zaman ki gibi Jarvis.''

''Her zaman ki gibi mi ? Sanırım bu kötü olduğunuzu belirtmenin başka bir şekli.''

''Ben öyle bir şey söylemedim, sadece biraz başım ağrıyor.''

 ''Bir çeşit depresyonda olduğunuzdan dolayı olabilir mi efendim?''

Demir Adam: Son YenilmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin