4.Bölüm - Yağmacılar

46 6 20
                                    

Peter gözlerini aralarken vücudunun ikide bir hareket ettiğini altında takır tukur sallanan bir şeyler olduğunu hissetmişti. Kafasını cam kenarından sola doğru çevirdiğinde Tony'nin aracı sürdüğünü fark etti.

 Yüzünde uykudan kalkamamış gibi bir ifade vardı, boş boş etrafa bakınırken aracın ön gözünde duran su şişesini eline aldı ve kurumuş dudaklarıyla buluşturdu. Şişede ki suyu iyice sıkıp bitirdikten sonra ise gözünü dışarı dikti.


 ''Ne kadardır yoldayız?''

''Daha yeni çıktık sayılır, sekiz saatlik bir yolculuk var önümüzde.''

Peter yüzünü buruşturarak cevap verdi.

''Aman ne hoş.''

Peter artık kaldıkları evin olduğu araziden iyice uzaklaşmış olduklarını fark etti, kurak ve taşlık bir yolda ilerliyorlardı. Etraftaki tek tük kaktüsler gözüne çarpıyor, toprak yolun ilerisinde ki su benzeri yansımalar bir çeşit serap görüyor olma ihtimalini aklına getiriyordu.

 Aracın içinde sallana sallana giderken kendini iyice kapana kısılmış gibi hisseden Peter eliyle gözlerine düşen saçlarını geriye doğru attı, oldukça terlemişti.

''Klima falan yok mu ya bu arabada?''

Tony ona döndü ve tip tip bakmaya başladı, yüzünden onun dediğini ciddiye almadığı anlaşılabiliyordu. Peter ise sessiz kalarak lafını yutmuş oldu. En sonunda dayanamayıp bitkin bir ses tonu ile konuştu.

 ''Öf peki, ben en iyisi camı açayım.''

Camı açarken yüzüne vuran rüzgarla beraber rahat bir nefes almıştı, hava gerçekten de çok sıcaktı. 

Tony ise daha şimdiden direksiyon başında oldukça bitkin duruyordu, o da ter içindeydi ve bir kolu camdan dışarı uzanmış dururken önüne bakmakla meşguldü. 

Aracın çıkardığı motor sesi kulak tırmalıyordu, araba sanki kullanmayın beni diye can çekermiş gibi bir edayla dört teker üzerinde zor bela gidiyordu. Boş bakışlarla etraflarını çevreleyen tepelere gözü takılan Peter için vakit geçmek bilmiyor gibiydi.

Elini radyoya doğru götürdü, sertçe bastırarak açtı. Fakat sadece ne olduğu anlaşılmayan cızırtı sesleri duyuluyordu, kanallarda gezmeye başlayarak dinleyebilecek bir şeyler bulmaya çalışıyordu ama tek duyduğu inişli çıkışlı cızırtılar idi. 

Tony ise rahatsızlık duymaya başlamıştı ve aracı hayıflanarak sürmeye devam ediyordu. En sonunda bu duruma dayanamayarak tepki gösterdi.

''Hey! Şunu hemen kapatır mısın?''

''Yalnızca ortamı biraz daha neşelendirmeye çalışıyorum.''

''İşe yaramadığı ortada!''

Peter suratını asarak radyoyu kapattı ve tekrardan arkasına yaslandı, yerden fırlayarak aracın üzerine çarpan minik taşların sesleri arasında gözlerini kısarak dinlenmeye çalışıyordu. Yapacak daha iyi bir şey bulamamıştı.

 O anda aracın sağa doğru kaydığını fark etti,  olduğu yerden yana doğru kaydıktan sonra gözlerini açtı ve dışarıya baktı.

''Neler oluyor?'' dedi merakla.

Tony sert olan direksiyonu döndürmekte zorlanıyormuş gibi duruyordu, yinede güçlükle de olsa sonuna kadar çevirebilmişti. Peter arkalarına baktığında kocaman bir çöplük yığını fark etti, sürüsüyle hurdayla dolup taşmış gözüküyordu.

Demir Adam: Son YenilmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin