I- Pretty Little Body

2.6K 145 129
                                    

Ellerini ve ayaklarını sandalyeye bağladığı küçük kıza baktı Yuta. Kız ağlıyordu. 

''Ah, hayır hayır tatlı küçük kız, ağlamak yok. Canın acımayacak.''

Kıza yaklaştı ve gözyaşlarını sildi. Küçük kızın 10 yaşındaki minik bedeni korkudan titriyordu. 

Çömeldiği yerden kalktı Yuta. Masanın başına gitti. Sargı bezini aldı. Kızın yanına gitti. Arka tarafına çömeldi bu sefer. Az önce tırnaklarını teker teker kopardığı parmaklarını sarmaya başladı. 

''Canın çok yandı mı?''

Kız titreyen kafasını salladı Bir anda acıyla çığlık attı ve daha çok ağlamaya başladı. 

''Ops! Özür dilerim.''

Küçük kız kırılan parmağını oynatmaya çalıştı. Canı çok daha fazla acıdı. Yanakları, gözyaşları nedeniyle artık tamamen ıslanmıştı. 

Tekrar kalktı Yuta. Masanın başına tekrar gitti. Ağlayan kıza baktı, sırıttı. Masadaki bıçaklara göz gezdirdi. En büyüğünü aldı. Dilini bıçağın üzerinde gezdirdi aynı anda psikopatça gülerken. Tekrar kızın yanına gitti. 

''Hayır! Lütfen! Ya-'' Kız cümlesini bitiremeden Yuta bıçağı kızın göğsüne indirdi. Her kurbanına yaptığını yaptı. 

Kızın yere düşen bedenini izlerken tekrar konuştu. ''Tatlı küçük ceset.'' 

***

Mi Soon, saatlerdir bilgisayara bakmaktan kıpkırmızı olan gözlerini kırpıştırdı. Bilgisayarının yanındaki kahveyi aldı ve yudumladı. Yazmaya devam etti. 

İçeriden bir ses duydu. Elindeki kahveyi bıraktı. Ayağa kalktı. Loş ışıktaki salondan çıkıp kapkaranlık koridora girdi. 

Birkaç yıldır katiller ve yaptıkları korkunç şeyleri yazıyordu. Yazdığı üç kitaplık seri çok tutmui ve kitapları sayesinde Kore'de fazlasıyla ünlü olmuştu. Şimdi ise filmi çekilecekti. 

Şu son birkaç yıl bu ürkütücü şeylerle fazlasıyla haşır neşir olduğu için paranoyaklığı artmıştı. 

Koridorda yürümeye başladı. ''Johnny?'' diye seslendi, sevgilisinin geldiğini umarak. 

Telefonunun flaşını açtı. Korku içine yayılmaya başlamıştı bile. 

''Johnny? Sen misin?'' dedi tekrar. Ses yoktu. Birkaç adım daha attı. 

Arkasından hızla birinin sarılmasıyla çığlık attı ve elindeki telefonu düşürdü. Sarılan kişi boynuna bir öpücük kondurdu. Johnny'ydi. 

Karnına dirseğini geçirdi. Johnny geri çekildi ve karnını tutarak gülmeye başladı. 

''Gülme!'' diye bağırdı Mi Soon. ''Aklım çıktı!'' 

''Gel.'' dedi hâlâ gülen Johnny ve sevgilisine sarıldı. Mi Soon karşılık verdi. O da gülmeye başladı. 

Mi Soon'un dudağına minik bir öpücük kondurdu Johnny. ''Özür dilerim.'' dedi. ''Günün nasıl geçti?'' Birlikte salona doğru yürümeye başladılar. 

''Fena değildi. Bay Nakamoto'nun menajeriyle konuştum. Yarın gidip bir toplantı yapacağız.''

''Ne güzel. Benim de gelmemi ister misin?'' 

''Hayır gerek yok.'' dedi Mi Soon ve Johnny'yi öptü. 

IX ~Nakamoto Yuta~[✅] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin