XIV- The Wall

1K 92 8
                                    

Törenden sonra Chittaphon, dengede durmakta zorluk çeken kardeşi Mi Soon'un kolundan tutarak evin kapısından içeri girdi.

Mi Soon zorla başını kaldırdı. Güçsüz kollarıyla Chittaphon'u itti. "Hayır. İstemiyorum. Bu kapıdan içeri girmek istemiyorum."

Chittaphon, Mi Soon'u tekrar tuttu. "Mi Soon, lütfen." Jaehyun da içeri girdi. Chittaphon devam etti. "İki gündür uyumamışsın."

Mi Soon sanki Chittaphon'un söylediklerini duymuyormuş gibi boş boş hole bakıyordu. "Mi Soon?"

Mi Soon, Chittaphon'un elini yavaşça bıraktı. Yavaş ve küçük adımlarla salona doğru ilerledi.

Salonda yavaşça ilerlerken gözünün önüne Johnny'nin yerde yatan cansız bedeni geldi. Gözleri doldu ve yaşlar anında yanağından süzülmeye başladı.

Halıya takılıp tökezleyince Chittaphon yanına gitmek için yeltendi ama Jaehyun onu durdurdu.

Dengesini sağlayınca karşısında duran büyük duvara bakmaya başladı Mi Soon.

Chittaphon, Jaehyun'a fısıldadı. "Ne yapıyor?"

Jaehyun bilmiyormuş gibi omuz silkti. Ama ne olduğunu çok iyi biliyordu. Johnny öldüğü gece Mi Soon'la birlikte hastaneye gitmemişti. Bütün salonu temizleyip öyle gitmişti en yakın arkadaşının yanına. Mi Soon söylememişti böyle yapmasını. Ama oradaki yazıdan anlamıştı bunu kimsenin öğrenmemesi gerektiğini.

Mi Soon bir şeyler mırıldanınca ikisi de oraya döndü.

Mi Soon'un yavaşça kendini bıraktığını gören Chittaphon hızla koştu ve tuttu onu yere düşmeden önce.

Canından çok sevdiği kardeşini kucağına aldı ve yavaşça yatağına bıraktı. Alnından öptü ve dudağını Mi Soon'un kulağına götürüp fısıldadı "Sen güçlü bir kızsın."

Geri çekildiğinde Mi Soon elini tuttu. "Lütfen... Lütfen bana gitmediğini söyle."

Chittaphon, Mi Soon'un saçlarını okşadı. "Geçecek güzelim. Sana söz veriyorum, hepsi geçecek."

Gözlerini kapatan Mi Soon'un gözünden akan son damlayı sildi.

İyice uyuduğundan emin olunca yanından ayrıldı.

Salona geri döndüğünde tekli koltukta oturmuş ve ellerini saçlarına geçirmiş Jaehyun'u gördü. Kolunu omzuna attı. "Hey."

Jaehyun başını kaldırdı.

"Ona yardım etmemiz lazım Jaehyun. Böyle olma. En azından onun görebileceği yerlerde."

"Biliyorum Chittaphon. Ama... Ama ben onu böyle görmeye dayanamıyorum. Haline bir bak. Ayakta bile duramıyor. Chittaphon, ben... Ben onu böyle göremem. Dayanamam görmeye. Gerçekten... Onu her böyle gördüğümde ölmek istiyorum. Ölüp de onu böyle görmemek istiyorum."

"Ben de öyle. Ben çok mu mutluyum sanıyorsun onu böyle görmekten? Kardeşim o benim. Daha üç yaşındayken kucağıma verildi. Ve o gün... Çocuk aklımla bile söz verdim kendime. O benim canım. Onu sonsuza dek koruyacağım diye. İkimizin de amacının aynı olduğunu biliyorum. İkimiz de canımızdan sevdiğimiz kız için savaşacağız. Ama böyle değil. Git bir yüzünü yıka, kendine gel. Ben yiyecek bir şeyler hazırlıyorum."

IX ~Nakamoto Yuta~[✅] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin