IX ~Nakamoto Yuta~[✅]

XXV- Hospital Room

Kendini iyice uykuya teslim etmişken telefonun sesiyle uyandı Chittaphon.

Gözlerini ovuşturdu ilk başta. Ardından yavaşça yanındaki telefonu aldı, açtı. Telefonunda kayıtlı olmayan bir numaraydı.

"Alo?"

Telefonun karşısındaki ses ağlayan bir erkek sesiydi. "Chittaphon... Ben Taeyong. Şey... B-ben..."

"Taeyong? İyi misin? Ne oldu?"

"Chittaphon, yanına gelebilir miyim? B-ben hiç iyi değilim."

"Tabi ki. Tabi ki gel."

Telefon kapandığında yattığı iki kişilik koltuktan kalktı Chittaphon. Başını ovuşturdu. Ne olmuştu? Ve her şeyden öte, daha yeni tanıştığı bu adam bir şey olduğunda neden en yakın arkadaşına değil de, ona gidiyordu?

***

"Mi Soon..." Yuta'nın onu yavaşça dürtmesiyle zaten günlerdir muhtaç olduğu uykusundan uyandı Mi Soon. "İstersen eve git sen. Ben burada kalırım. Günlerdir buradasın."

Mi Soon biraz doğrulup "Ben iyiyim böyle Yuta. Kalacağım." dedi.

"Emin misin?"

Mi Soon başını salladı.

"O zaman sana bir oda ayarlayayım. Orada biraz yat. Huh?"

"Olur."

"Burada bekle. Hemen geliyorum hayatım."

Yuta işlemleri halledip geldiğinde Mi Soon gülümsedi.

"Kendin gider misin, yoksa seni bırakayım mı sevgilim?"

"Giderim."

"Tamam. Koridorun sonundaki 176 numaralı oda."

Mi Soon, Yuta'nın dudağına bir öpücük kondurdu ve onun için ayarladığı odaya gitti.

Artık her şey Yuta'ya kalmıştı. Doyoung'ı öldürmeye sadece birkaç adım uzaktı.

Ortalığa bir kez daha bakıp Doyoung'ın odasıyla arasındaki birkaç adım mesafeyi eritti. Elini kapı koluna doğru uzattığında bir ses duydu. "Bay Nakamoto?"

İçinden küfür edip arkasını döndü. Dejun tam arkasında duruyordu.

"Dejun? Burada ne işin var?"

"Şey, ben Bay Kim'i görmek için gelmiştim. Durumu nasıl?"

"Gayet iyi." dedi Yuta tırnaklarını avuç içine bastırırken.

***

Chittaphon çalan kapıyla hızla yerinden kalktı. Tam kapıyı açacaktı ki üstünde bir şey olmadığını farketti. Daha önce koltuğun koluna astığı tişörtü aldı ve giydi.

Daha sonrasında gidip kapıyı açtı. Taeyong'u ilk defa eşofman ve tişörtle görüyordu. Saçları dağılmış ve gözleri kıpkırmızıydı.

"Taeyong..."

"İçeri girebilir miyim Chittaphon?"

Chittaphon kapıyı iyice açtı ve Taeyong'un girmesi için geri çekildi.

Taeyong girdiğinde salonu gösterip "Otur." dedi. "Bir şeyler hazırlamamı ister misin?"

Taeyong başını olumsuz Anlamda salladı. Oturduğunda Chittaphon da yanına oturdu. "Ne olduğunu anlatmak ister misin Taeyong?"

"Ben... Sadece..." Gözyaşları tekrar hızlandığında Chittaphon'un omzuna yasladı başını. Biraz gözyaşlarını döktüğünde tekrar konuştu. "Chittaphon... Bu gece burada kalabilir miyim? Yanında?"