VIII- Coat

1K 101 32
                                    

"Ha bu arada, kırmızı ruj yakışmış." Arkasında bıraktığı Mi Soon'un buruk gülüşüyle oradan uzaklaştı Yuta.

Gülümsediğini o an farketti. Bu sefer indirmedi kıvrılan dudaklarını. Aksine, dişlerini göstererek gülmeye başladı.

Taeyong'un "Yuta?" demesiyle eğdiği başını kaldırdı ve "Efendim?" dedi.

Taeyong Yuta'nın ağzını gösterdi.

"Ne yani? Gülemez miyim?"

"Gülersin de... Ne bileyim bir tuhaf geldi. Ne oldu?"

"Bir şey yok." dedi Yuta hâlâ gülerken.

"Var bir şey. Ne ol- Bir saniye... Aşık oldun sen!"

"Ne? Hayır."

"Belli oluyor Yuta. Kim?"

"Kimse Tae."

"Yuta, seni ilkokuldan veri tanıyorum. Bunu anlamayacak kadar salak değilim."

"Tamam Tae." Taeyong sanki bir polismişçesine karşısında ellerini havaya kaldırdı Yuta. "Beni yakaladın. Gel." dedi ve masaya oturdular.

"Bir an önce anlat yoksa heyecandan öleceğim."

"Liseli ergenler gibi davranma. Ayrıca, neden bu kadar heyecanlanıyorsun ki?"

"Sen şaka mısın? Seni tanıdığımdan bu yana ilk aşık oluşun bu. Bir BFF olarak bu benim görevim."

"BFF? Taeyong şu ergen kafasından çık."

"Konuyu değiştirme."

"Tamam." Biraz düşündü. Kafasını çevirip Mi Soon'a baktı. Harchan'in anlattığı şeyle kahkaha atan kızı görünce gülümsedi. "Mi Soon."

"Ne? Mi Soon mu? Yuta, Mi Soon'un-"

Yuta Taeyong'un sözünü kesti. "Sevgilisi var. Biliyorum. Ama Tae, ne kadar kendime engel olmaya çalışsam da yapamıyorum. Galiba... Çok seviyorum."

***

Günün son çekimi dışarıdaydı. Hava kararmış ve Aralık ayazı nedeniyle buz gibi olmuştu.

Mi Soon üstündeki paltosunun düğmelerini ilikledi bir yandan Doyoung'ı izlerken. Ellerine birbirine sürttü ısınması için. Daha sonra ağzına götürüp üfledi.

Yuta'nın gözleri Doyoung'tan Mi Soon'a kaydı. "Üşüyorsun." dedi.

"Biraz." diye yanıtladı Mi Soon.

Yuta paltosunu Mi Soon'a vermek için çıkarmaya yeltendiğinde Mi Soon kolunu tuttu ve "Hayır. Gerek yok." dedi.

Yuta Mi Soon'un tenine dokunan ve dokunduğu yeri alev alev yakan eline baktı.

Mi Soon Yuta'nın eline baktığını görünce "Özür dilerim." deyip elini çekti.

Yuta az önce hiçbir şey olmamış gibi paltosunu çıkarmaya devam etti. "Al şunu." dedi "Üşüyorsun."

"Yuta gerçekten gerek yok. Zaten gideceğim birazdan."

Yuta Mi Soon'un dediğini umursamayarak paltosunu tamamen çıkardı ve Mi Soon'un omuzlarına yerleştirdi.

"Çok teşekkür ederim."

Yuta Mi Soon'un teşekkürüne gülümseyerek karşılık verdi.

Bir süre sonra Yuta ve Mi Soon'un arasından bir kafanın geçmesiyle ikisi de o kafaya döndü. Ama o kafa sadece Mi Soon'a bakıyordu.

"Jaehyun?" dedi Mi Soon.

"Dünyanın en mükemmel kankası? Gidiyor muyuz?"

"Ah evet."

Jaehyun aradan çekilince Mi Soon yine Yuta'yla göz göze geldi. "Tekrar teşekkür ederim Yuta." dedi ve Yuta'nın paltosunu geri verdi. "Görüşürüz."

***

Mi Soon kapıyı anahtarla açtı ve içeri girdi. Ardından Jaehyun da öyle.

Salondaki şahane masayı gördüklerinde ikisinin de ağızları açık kaldı.

"Johnny? Bunların hepsini sen mi yaptın?" dedi Jaehyun.

"Evet Jae." diye yanıtladı Johnny. "Hadi oturun da yiyin. Acıkmışsınızdır."

Jaehyun paltosunu çıkardı ve koltuğun üstüne koydu. Ardından masaya oturdu.

Mi Soon yanında duran Johnny'ye döndü. "Çok güzel görünüyor sevgilim." deyip dudağına bir öpücük kondurdu.

IX ~Nakamoto Yuta~[✅] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin