XV- T-shirt

980 91 16
                                    

"Prenses?" Chittaphon içinde yemek olan tepsiyle Mi Soon'un odasına girdi. Mi Soon sırtı kapıya dönük bir şekilde oturmuş, penceresinden dışarı bakıyordu.

Chittaphon elindeki tepsiyi makyaj masasının üzerine bıraktı ve Mi Soon'un yanına oturdu. Dolmuş gözlerini gördü.

"Hadi ama Mi Soon'um. Artık bir şeyler Yemen lazım. İki hafta oldu, sen doğru düzgün hiçbir şey yemedin."

O sırada Mi Soon'un yanağından bir damla süzüldü. "İki hafta... On dört gün... Her gece" Chittaphon'a döndü. "Her gece rüyamda onu gördüm Chittaphon... Her gece." Parmağında olan yüzüğe baktı. "Bana senin yüzünden oldu diyor. Haklı."

"Ne? Neden senin yüzünden olsun ki canım benim?"

Mi Soon başını Chittaphon'un omzuna yasladı. Tişörtündeki koku yüzüne çarptı. "Bu... Johnny'nin kokusu." Başını kaldırdı. Chittaphon'un üstündekine baktı. "Sen... Johnny'nin tişörtünü mü giydin?"

Chittaphon hiçbir şey söylemedi. "Çıkar mısın dışarı?" dedi Mi Soon.

Chittaphon yavaşça kalktı ve odadan çıktı.

Mi Soon tekrar yattı yatağına.

Chittaphon tam holde yürüyordu ki kapı çaldı. Adımlarını hızlandırıp kapıyı açtı.

Kapıdaki kişi iki hafta önce kilisede gördüğü Jaehyun'un yanındaki genç adamdı.

"Merhaba?"

İçerideki odadan Mi Soon konuşulanları duyabiliyordu.

"Merhaba. Yuta ben. Mi Soon'u görmek için gelmiştim ama."

Chittaphon bu genç adamı sevememişti. Kilisede gördüğünden beri içi ısınamamıştı. "Mi Soon hala pek iyi değil. Kusura bakma ama seni içeri alamam."

"Peki bunu kim olarak söylüyorsun?"

"Mi Soon'un abisi olarak."

Yuta hafif bir şaşkınlıkla gülümsedi. "Pekala. En azından bunları ona verir misin?" deyip elindeki çiçek demetini Chittaphon'a verdi.

"Veririm tabi." deyip çiçeği aldı Chittaphon ve kapıyı kapattı.

Çiçeği mutfağa koydu. Salona doğru ilerledi ve koltuğa uzandı.

Gecenin ilerleyen saatlerinde Mi Soon yattığı yatağında doğruldu. Elini saçına götürdü.

Yatağın başlığına tutunarak ayağa kalktı.

Odasından çıktı ve holde yürümeye başladı. Salonun kapısından baktığında Chittaphon'un uyuduğunu gördü.

Ayakkabılarını giydi ve evden çıktı.

Otoparka indi. Üstündeki kısa kolluyla üşüyordu ama umrunda değildi.

Arabasına bindi ve çalıştırdı. Otoparktan çıktı. Hızla akan gözyaşlarını sildi.

Yolda hızla ilerlerken önüne bir arabanın çıkmasıyla anında durdu. Adam ona küfür edip gidince yoluna devam etti.

Gözyaşları görmesini engelliyor, bu yüzden arabayı düzgün süremiyordu.

Kocaman evin önünde arabayı durdurdu. Dışarı çıktı. Yağmur başlamış, bu yüzden sırılsıklam olmuştu ama umrunda değildi.

Kapıda durdu. Son kez gözyaşlarını sildi, kapıyı tıklattı.

Bir süre sonra Yuta kapıyı açtı. "Mi Soon?"

IX ~Nakamoto Yuta~[✅] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin