XVIII- Backlot

952 93 36
                                    

O gecenin ardından iki ay geçmiş ve Mi Soon biraz daha toparlanıp sete gitmeye karar vermişti.

Yuta'yla o geceden beri konuşmamıştı.

Üstüne düzeltti ve Chittaphon'un yanına gitti. Chittaphon onu görünce "Çıkalım mı güzelim?" diye sordu.

Mi Soon başını salladığında aşağı inip arabaya bindiler ve sete gittiler.

Mi Soon arabadan indiğinde gözleri sette gezindi. Özlemişti aslında burayı.

Uzaktan bir yerden gelen sesle gözlerini, ona doğru koşan Haechan'e çevirdi. "Noona!"

Haechan, Mi Soon'un yanına geldiğinde onu kollarının arasına aldı. "Seni o kadar özledim ki..."

Mi Soon gülümsedi. "Ben de Haechan."

"Mi Soon?" Arkasındaki Kun'un sesiyle Haechan'in kolları arasından ayrıldı ve Kun'a döndü. Kun'un ağzı kulaklarındaydı. "Hoşgeldin."

Kun birkaç adım attı ve Mi Soon'a sarıldı.

Uzaktan gelen ses Kun'dan ayrılmasına neden olmuştu. "Mi Soon mu gelmiş?"

Taeil yanındaki görevlilerle konuşuyordu. Daha sonra gözleri Mi Soon'unkilerle buluştu. "Mi Soon!"

Taeil yanındakileri ittirdi ve Mi Soon'un yanına gitti, sarıldı. Geri çekildiğinde Mi Soon'u baştan aşağı süzdü. "Mi Soon? Bu halin ne bebeğim? Bir deri bir kemik kalmışsın."

Mi Soon gülümsedi ve omuz silkti. "Ah gel şimdi yeni sahneyi çekeceğiz. Özlemişsindir. Startı birlikte verelim." dedi Taeil ve Mi Soon'un elinden tutup sahnenin çekileceği yere doğru götürmeye başladı.

Chittaphon gülümsedi. Uzun zaman sonra ilk defa Mi Soon'un güldüğünü görüyordu.

Bu sefer gitmedi kardeşiyle. Çünkü güvenmişti bu insanlara. Ve her şeyden önemlisi, Mi Soon onlarla mutluydu.

Etrafta gözlerini gezdirdi. İçerisinin boş olduğunu gördüğü bir karavanın içine girdi ve oturdu. Telefonuyla uğraşmaya başladı.

***

"3, 2, 1! Oynat!" Taeil megafonu elinden bıraktı ve Doyoung'ı izlemeye başladı. Mi Soon da yanında Doyoung'ı izliyordu.

Doyoung oynamaya başladı. Telefonunu çıkardı. "Sana... Beni dinle! Sana her şey doğru düzgün olacak demedim mi?! Ha?! Sen nasıl benim dedi-" O sırada gözü yönetmen koltuğunun yanındaki Mi Soon'a kaydı. "Mi Soon?"

Mi Soon elini salladı. Doyoung elindeki telefonu yanında duran kameramana verdi ve Mi Soon'un yanına koştu. Ona sıkı sıkı sarıldı. Geri çekildi ve Mi Soon'un yüzünü inceledi. Gülümsedi. "Çok özlemişim." Bir kez daha sarıldı.

"Ben de öyle Doyoung. Hem de çok."

***

Chittaphon oturduğu yerde iyice yayıldı. Telefonuyla uğraşıyor, arada bir de karavanın açık kapısından dışarıya bakıyordu.

Taeyong karavanın önünden geçerken içeride duran Chittaphon'u farketti. "Hey!"

Chittaphon kafasını telefondan kaldırdı ve Taeyong'a bakmaya başladı. Taeyong kapının eşiğinde duruyordu.

"Burada duramazsın." dedi Taeyong.

"Sebep?" Chittaphon'un sesindeki ton, zaten sinirli olan Taeyong'un sinirini daha çok bozmuştu.

"Kapıyı görmüyor musun? Koskoca 'Kim Doyoung' yazıyor."

"Yani?"

Taeyong derin bir nefes aldı. "Yani, kendisi başrol oluyor. Bak zaten sinirim bozuk, görevlileri çağırmadan çık şuradan."

"Görevlileri çağırmak zorunda kalacaksın demek ki."

"Ya gerçekten seninle uğraşamayacağım." dedi Taeyong ve hızlı adımlarla oradan uzaklaştı.

Chittaphon gözlerini devirdi ve telefonuna geri döndü.

***

Mi Soon, Chittaphon'un yanına gitmek için karavanların arasından geçmeye başladı.

Sıra sıra dizilmiş karavanlardan dördüncüsünün arasından geçerken karşı tarafta Yuta'yı gördü.

Yuta onu görmesin diye adımlarını hızlandırmak istedi ama çok geçti, Yuta onu görmüştü. "Mi Soon?"

Mi Soon, Yuta'ya gülümsedi ve hızla oradan uzaklaşmaya başladı.

"Bekle!" Yuta koştu ve Mi Soon'un önüne geçti.

"Niye geleceğini söylemedin?"

"Bu sabah karar verdim." Mi Soon, Yuta'nın yüzüne bakamıyordu.

Yuta iki parmağıyla Mi Soon'un yüzünü kaldırdı ve gözlerini gözlerine kilitledi.

"Mi Soon... Mesajlarıma falan da cevap vermedin."

Mi Soon'un gözleri yine ona bakan mükemmel gözlerden kaçmıştı.

"Lütfen bana bak..." Mi Soon'un gözleri Yuta'nınkilerle buluştu bu sefer.

Yuta devam etti. "Dinle... Mi Soon, o sadece tek gecelik bir şey değildi. Yemin ederim. Ben... Senden gerçekten hoşlanıyorum. İzin ver, uzun zamandır kaybettiğin mutluluğunu bulup sana tekrar geri getireyim."

Mi Soon'un sessizliği onu tahrik ediyordu. Başını biraz eğdi ve iki aydır hasret kaldığı dudaklara dokundu dudağıyla. O dudakların artık kendisine ait olduğunu bilmek Yuta'ya büyük bir haz veriyordu.

Dudaklarının ayrılma nedeni ise Haechan'in sesi olmuştu. "Oha!"

IX ~Nakamoto Yuta~[✅] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin