XXVII- Flashback

762 78 60
                                    

"Mi Soon, üç aylık uğraşlarım sonunda... Sanırım kim olduğunu buldum." diye atıldı öne Jaehyun.

-Flasback-

Dişlerini fırçalarken aynı anda yatak odasına göz attı Yuta. Örtünün altında yatan Mi Soon'u görünce gülümsedi.

Tuvalete doğru ilerlerken çalışma odasındaki Mi Soon'un açık bilgisayarını farketti. İlerleyip ekrana baktı. Ekranda yazan haber yazısında gözünü gezdirdi.

"Dünyaca ünlü seri katil sonunda tutuklandı!"

Gülümsemesi daha da genişledi. "Demek oyuna devam etmek istiyorsun güzelim. Tamam, bana uyar."

***

"Mi Soon?" dedi Jaehyun Mi Soon'un ilgisini üzerine çekmek için. Mi Soon ona döndüğünde devam etti.

"IX seninle olan, olmaya çalışan erkekleri..."

"Evet Jaehyun."

"Yuta'ya neden hala bir şey olmadı?"

"Jaehyun bunu herkese açıkladığımızdan beri bunu mu düşünüyorsun?"

"Mi Soon ne yapabilirim? Elimde değil. Düşünmeden edemiyorum."

"Ve bu da seni Yuta'nın IX olduğuna inandırıyor. Öyle mi?"

"Bilmiyorum."

"Sana Yuta'nın IX olmadığını kanıtlayacağım."

En yakın arkadaşlar konuşurken tabi ki de şeytanın onları dinlediğini bilmiyordu.

***

"Yuta! Yuta! İyi misin sevgilim?" Mi Soon koşarak hastane odasına girdi ve Yuta'nın yattığı yatağın yanına oturup Yuta'ya sarıldı.

"İyiyim Mi Soon?"

"Ne oldu? Nasıl oldu bu?"

"Senin yanına gelmek için şirketten çıkıyordum." dedi. "Otoparka indim. Birden siyah maskeli kapüşonlu bir adam saldırdı. Neyse ki Kun tam zamanında yetişti. Yoksa ölebilirdim. Doktorlar bıçağın sadece sıyırdığını söylüyor." Yalan söylüyordu. Ama bu söylediğinin yalan olduğunu tek bilen Kun ve kendisiydi.

***

"Kameraları hallettiysen artık içeri giriyorum." dedi Kun'a Yuta telefondan. "Gir" dedi Kun da buna karşılık.

Yuta etrafı bir kez daha kontrol edip Doyoung'ın olduğu odaya girdi. Doyoung'ın bilinci birkaç gündür yerindeydi ama şu an uyuyordu.

Yuta içeri girer girmez büyük pencerenin perdelerini indirdi. Doyoung'a doğru yürüdü.

Bıçağın soğukluğunu yüzünde hisseden Doyoung bir anda gözlerini açtı. Karşısında Yuta'yı görmesiyle çırpınmaya başladı. Yuta bıçağı boğazına dayadığında durdu. "Korktun mu?" Kahkaha attı. "Korkma. Seni bununla öldürmeyeceğim. Yoksa beni kolay bulurlar değil mi? Benim bulunmamam için de... Senin daha yavaş ve acılı ölmen lazım. Kusura bakma." Bıçağı kapatıp cebine koydu ve Doyoung'ın kafasını zorla kaldırıp altındaki yastığı aldı. Doyoung bağırıyor ama ağzındaki maske yüzünden sesi dışarıya zar zor çıkıyordu.

Yuta maskeyi bir kenara fırlattı. Yastığı Doyoung'ın yüzüne bastırmaya başladı. Doyoung'ın cılız bedeni avı içinde kıvrılırken Yuta'nın burnundan bir ter damlası damladı yastığın üstüne. Doyoung çırpınmayı bırakınca da o da bıraktı bastırmayı. Geri çekildi. Yastığı tekrar Doyoung'ın kafasının altına yerleştirdi nazikçe. Ardından yerdeki maskeyi alıp tekrar Doyoung'ın yüzüne yerleştirdi.

Karşısında duran cansız bedenin saçlarını okşadı. "Keşke bunlar olmasaydı dostum. Seni ne kadar sevdiğimi bilirdin. İnan bunların yaşanmasını istemezdim. Hem de hiç. Ben bağışlamadım, Tanrı ruhunu bağışlasın."

***

Chittaphon yumruk yaptığı elini uzattı kapıya doğru. Ardından geri çekti. Çalamıyordu kapıyı.

Derin bir nefes aldı, bütün cesaretini topladı ve çaldı bu sefer. Saat gecenin bir yarısıydı bu yüzden kapının hemen açılmasını beklemiyordu tabi. Bir kez daha çaldı kapıyı bu yüzden. Bu sefer açıldı kapı.

"Chittaphon?" dedi Taeyong. Şaşırmıştı bu saatte evinin önünde gördüğü Chittaphon'a.

"Selam Tae. Uyuyor muydun?"

"Hayır hayır. Film izliyordum. Gelsene." Biraz geri çekildi ve Chittaphon içeri girdikten sonra kapıyı kapattı.

Chittaphon içeri girdiğinde avuç içleri terlemişti.

"Otur istiyorsan." dedi Taeyong.

"Tae... Dinle. Ben... Ben oturmayayım. Sana söylemem gereken bir şey var."

"Söyle tabi." Taeyong tam olarak Chittaphon'un karşısına geçmişti.

"Ben... Ben seni... Seviyorum Taeyong. Hem de çok."

Taeyong gülümsedi. Chittaphon'un gergin yüz ifadesi onun gülüşünü görünce yumuşadı.

"Ben... Sanırım cevabını böyle vereceğim." Chittaphon'a yaklaştı. Sağ elini omzuna atarken diğer eli de Chittaphon'un ensesindeydi. Kendini biraz daha ileri atıp dudaklarını birleştirdi.

***

IX ~Nakamoto Yuta~[✅] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin