1k olmasına son 9
Ağlamak üzereyim tşk.
Aşırı geç gelen bölüm içinde sorry hadi başlayalım.********
Melisten bu sözleri duymak işkence gibiydi.
Kıvanç affedecek misin beni?Kafeden çıkıp Kıvanç'ın evine doğru yola koyuldum.
Sonunda vardığımda zile bastım.
"Kim o!"
"Anonim!"
Kapının açılmasını bekledim ama açılmadı. "Terk et burayı!"
"Saçmalama aç şu kapıyı!"
"Ya git!"Siktir, bana tahmin ettiğimden çok daha kızgındı.
Bende balkonlarının altına gidip durdum. Solda duran on iki basamaklı merdiven hala orda duruyordu. Çatıya erişmek için yeterli yüksekliğe sahipti.
Basamakları birer ikişer çıkarak çatıya yani Kıvanç'ın odasında ki balkona ulaştım.Bir kaç adım daha atarak balkona indim. Kıvançtan bir iz yoktu. Bende evin içinde onu aramaya başladım.
Kıvançı bulduğumda mutfakta ağlayarak sigara içiyordu.Yanında sayılamayacak kadar çok karton süt kutusu vardı. "Affet beni."
Yüzüme öylece bakmakla yetindi. Bakışı hiç bir şey ifade etmiyordu.
Bir zamanlar aşkla parıl parıl parlayan yeşil gözlerinde şimdi aşk yoktu.Hadi ama ne acı?
Peki kim yüzünden?
Senin yüzünden seni bencil!Gözyaşlarım bağımsızlığını ilan ederken bana önünde ki parliament kutusundan bir sigara uzattı.
Masada duran çakmağı alarak yaktım sigaramı. Öylece baktık birbirimize.
Kışın habercisi rüzgar pervazdan içeri sızarak, zaten yeterince soğuk olan ortamı donduruyordu."Konuşmayacak mısın?" Kafasını hayır anlamında salladı.
Saatlerce birbirimize bakıp ağladık.
Asla konuşmadan.
Sigaranın geniz yakıcı dumanı eşliğinde.
Ama affetmedi.
CANIN SAĞOLSUN BE SEVGİLİM!Kıvanç 'tan
Öylece birbirimize bakıyorduk. Konuşmadan.
İçim bağırıyordu ama ben susuyordum. Çok özlemiştim. Ama affetmek bu kadar kolay kolay olmamalıydı.
Onu şuan deli gibi istiyordum. Parçalamak.
Vucuduna benim ruhuma yaşattığı acıyı yaşatmak. Ama susuyordu işte.Boş bakıyordum, hiç bir şey hissetmemeksizin.
O da öyle içinde fırtınalar kopuyor gibi gözüküyordu.Ama nasıl? Nasıl oldu da suçlu olduğunu anladı. Ne yüzle buraya geldi?
Kalkmaya yeltendiğinde durdurdum.
"Gitme!" Umutla baktı gzolerime, "neden?"
"Çünkü konuşmamız gereken şeyler var."
"Konuşalım yeter ki konuş benimle!""Ben aslında senden duymak istiyorum. Canımı çok yaktın çünkü."
"Ben çok üzgünüm."
"Hadi ya üzgün müsün?"
"Hemde çok."
"Aaa bak sen üzgün olduğun için herşey bir anda geçti."
"Yapma böyle yalvarırım."
"Pardon, ne yapmayım? Acıyor mu? Hahaha kıyamam ya ne kadar axiyor!"
"Kıvanç."
"Ne amına koyayım ne? Sence haklı mısın?"
"Özür dilerim!"
"Özür diliyorsun öyle mi. Waow bence evlenmeliyiz."
"Ne yapmamı istiyorsun?"
"Sana pişman olacağını söylemiştim."
"Ve şimdi pişmanım!"
Sinirlerim sınırı aşmaya başladığında onu ittim, sırtı yere sertçe çarptığında içim cız etti.
"Ne yapıyorsun Kıvanç delirdin mi?"
"Yat!"
Güldü. Tanrım o gülüşü okadar özlemişim ki!
Boynuna kalıcı izler bırakmaya başlamıştım bile.
Bittiiğ.
Nasıldı sizce?
Eet bu bölümü bir hafta önce derste kağıda yazmıştım geçirmeye üşeniyordum, nihayet hallettim.Tarihleri alalım!
Smut mu geliyordu?
![](https://img.wattpad.com/cover/156183888-288-k93989.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hadi Ordan Texting B*B
HumorI'm not gay, am I? Gökkuşağı'nın en parlak rengi Kıvanç Karahan'a ithafen... Yazım başlangıç tarihi: yirmi üç sıfır yedi iki bin on sekiz. 🌹 Anilinhayati_ eski kullanıcı adımdır kitaplar şahsıma aittir