5. Bölüm

24 6 37
                                    

Medya da Onur Can Özcan yaramızda kalsın.
Onurcan özcanı rahmetle anıyoruz Mekanı cennet olsun..

{Ayliin2323'e ithafen}

Serra'ya nasıl söyleyecektik bunu? Nasıl? Allahım sen yardım et !
- Burak,Çağrı. Güzel bir şey söylemeyeceksiniz bunu anladım ama beni korkutmadan artık söyleseniz.
- Serra seni çok seviyorum,diye sarıldım .
- İkiz dünyam ne oldu? Çabuk söyle !
- Ali, diyebildim sadece.
- Ali'ye ne oldu ?
- Serra nasıl söyleyeceğim bilmiyorum.
- Burak,Çağrı beni delirtmeye çalışıyorsanız başarıyorsunuz! Son kez soruyorum Ali'ye ne oldu ?
- Gitti Serra gitti...
- Ne! Ama kapıda demiştin yalan mı söyledin?
- Hayır sana asla yalan söylemedim. 1 saat önce gitti.
- Nasıl ya nasıl?! Beni görmeden mi gitti?
- Serra seni bu halde görmeye bir kez daha dayanamadı belki de. Bilmiyorum ...
- O ne demek ?
- Yoğun bakımdayken yanına girdi.
- ...

Serra'dan böyle bir tepki beklemiyordum. Bu kadar sakin karşılaması normal değildi. İçindeki acıyı dışarı kusması lazımdı.
- Serra vur,kır,ağla ama susma içine akıtma o gözyaşlarını.
- Ne zamandır hastanedeyim?
- Bir haftadır falan.
- Ben kazayı tam hatırlamıyorum. Nasıl oldu?
- Serra boşver nasıl olduysa oldu. Sen artık iyisin ya gerisi önemli değil .
- Çağrı sen anlat bari nasıl yaptım kazayı?
Çağrı anlatmaya başladı kısaca "Beni arayıp seni eve bırakmamı istedin...Sen direksiyon hakimiyetini galiba kaybettin. Duvara çarptın sonrasını biliyorsun zaten,"dedi.
- Burak doktorla konuşur musun?
- Bir yerin mi ağrıyor ?
- Hem evet hem hayır .
- Ne demek o, dedim. Elimi tutup kalbinin üstüne koydu.
- Burası acıyor yüreğim acıyor.
- Serra ...
- Burak çıkmak istiyorum artık. Evimi özledim,odamı özledim. Lütfen doktorla konuş .
- Güzelim bu çok tehlikeli ama daha yeni uyandın.
- Burak dediğimi yap lütfen.
- Peki konuşacağım ama izin vereceğini sanmıyorum. Odadan çıkar çıkmaz kapının önüne çöktüm. Kardeşim orada acı çekerken ben hiçbir şey yapamıyorum,elimden hiçbir şey gelmiyor. Kendimi o kadar aciz hissediyordum ki! Toparlanıp doktorun yanına gittim.
- Doktor bey kardeşim ne zaman çıkabilir?
- Burak Bey kardeşiniz ciddi bi ameliyattan çıktı ve daha yeni uyand. Birkaç gün müşahade altında kalmasında fayda var.
- Peki sağolun.

Annemleri eve gönderdim, hastaneyi kalabalık yapmaya gerek yoktu. Sadece ben ve Büşra kalmıştık. Büşra yanıma gelip sıkıca sarıldı.
- Canım bu kadar üzülme bak iyileşti Serra.
- Büşra,Serra o kazadan kurtuldu ama içindeki acıdan nasıl kurtulacak ?
- Ne acısı ?
- Boşver güzelim .
- Burak, Serra çok güçlü bir kız, her şeyin üstesinden gelir Allah'ın izniyle .
Aynı acıyı yıllardır ben çekiyorum ne acısı diniyor ne unutabiliyorsun ne de üstesinden gelebiliyorsun her geçen gün daha da şiddetleniyor. Bunları ne kadar söylemek istesemde söyleyemedim kardeş gibi büyüdüğüm kıza aşkımı itiraf edemedim.
- Çok zor be Büşra! Bunun üstesinden gelmek çok zor .

- Korkutuyorsun beni bir şey oldu da bana mı söylemiyorsun ?
- Hadi Serra'ya bakalım .
- Burak, diye tısladı ama duymazdan geldim.

Odaya girdiğimizde tavanı izliyordu. Kaybetmişce... Yorgunca... Ah be ikiz dünyam ah! İkimizde imkansıza vurgun ne yanlarında durmayı becerebiliyoruz ne de onlardan uzak durmayı.Allah'ım sen yardım et!

"Serra nasılsın ağrın sızın var mı ?" diye sordu Büşra.
- İyiyim Büşra, dedi va bana hitaben:
- Burak ne zaman çıkabilirmişim?
- Serra biraz daha buradayız.
- Evimi,odamı özledim. Lütfen erkenden çıkmam için elinden geleni yap .
- Tamam tekrar konuşurum doktorla. Ben biraz bahçedeyim.
- Tamam .

Serra'dan devam

Ali yoktu artık gitmişti. Ben buna nasıl dayanacağım? Hayır hayır hayır bunu hazmedemem! Şu lanet hastaneden çıkar çıkmaz Ali'nin yanına sevdama gitmem lazım. Burak kır,dök,bağır,ağla dedi ama yapamazdım ki yıllardır hasretle, özlemle her gece ağladım. Ben artık ağlamayı bıraktım. Özlem,sevgi, hasret, aşk, kıskançlık duygularımın hepsini içimde yaşamayı öğrendim. Bazen kalbim sıkışır içimde bir sıkıntı olurdu o zaman ilk Ceren'i arar sorardım. O günlerde hep Ali ya kavga etmiş ya hasta olmuş olurdu. Birkaç kere Ceren sordu "Sen hep abimin başına bir şey geldiğinde arıyorsun. Bu nasıl bir tesadüf?" diyordu. Bana göre hayatta tesadüf diye bir şey yok tevafuk diye bir şey var. Çünkü tesadüf; rastgele, rastlantı anlamlarında kullanılan bir kelimedir. Fakat yeryüzünde hiçbir şey tesadüf olarak yaratılmamıştır. Hepsinde ilim ve kudret sahibi olan Rabbimizin sanat eseridir. "Tevafuk" un lugat manası "birbirine uygunluk, denk gelme, latîfâne bir âhenkle uyum içinde olma"dır.
Kainatta hiçbir şey başıboş ve düzensiz yaratılmamıştır. Her şeyde bir düzen, bir ahenk ve uyum vardır.
Mesela bütün insanların esas azalarının aynı şekil üzere yaratılması, yani iki kol, iki bacak, iki göz, bir ağız gibi aynı özellikleri taşıması; özellikle çift olan uzuvların arasında uyum bulunması; kainatta muazzam bir tevafuk hakikati bulunduğuna birer numunedir.
Tevafukun maksadı; akla kapı açıp, bu mükemmel düzenin ve uyumun kendi kendine olamayacağını, ancak bir düzenleyici tarafından yapılabileceğini düşündürmektir.

Elime kağıt kalem alıp yazmaya başladım
{

Medya yi burda açarsınız}

Sevdam Ali'm,

Beni bırakıp gitmişsin. İnanmak istemedim ve istemiyorum da. Ali'm bunca yıl zaten yoktun. Hasretinle sınandım . Kavuştum derken yine gittin be Ali. O gece bana söylediklerin her kelimesiyle aklımda bana vermek istediğin kutuyu almadım alamadım Ali'm ... Korktum ona iyi bulamamaktan korktum özür dilerim,affet beni. Bana beni bırakacağını söylediğinde yüreğime bir yumru oturdu sanki . O an orada kaybolmak istedim, ölmek istedim. Çok zor be Ali'm sensizlik çok zor. Ben sana daha doyamadım. Sana seni ne denli sevdiğimi söyleyemedim. Belki o gece neden söylemedin diyeceksin ama söyleyemezdim, yapamazdım. Sen bana gideceğini söylerken ben sana söyleyemezdim. Sana geliyordum Ali'm, seni durdurmaya geliyordum ama yapamadım. Kaza yaptım sana gelemedim.
Ali'm eğer gelebilseydim sana sevdamdan bahsedecektim,sana aşkımı anlatacaktım. Yapamadım Ali'm yapamadım... Sana gelemedim... Affet beni Ali'm affet...
Seni o kadar çok seviyorum ki Ali'm dünya belki de böyle bi sevdayı hiç görmedi.

Ali'm,sevdam,nefesim ilk ve son aşkım!
Sen benim için bu hayattaki son liman, son ümit, ilk ve son sevgilisin. Gökyüzündeki en parlak yıldızım, yokluğunu asla tasavvur bile edemeyeceğim büyük aşkımsın. Üzülmene asla dayanamam. Sesinin tonunda bile minnacık bir soğuma hissettiğim an ben yok olurum. Acılarımın kaynağı sensin, ancak hayatımın da kaynağısın! Sadece senin için ve yalnızca seninle yaşıyorum. Sen bir uçuruma yuvarlanırken tutunduğum dal; Sen aşka susuzluğumu dindiren vaha; Sen şimdiye kadar yaşadığım bütün hayal kırıklıklarımı ümide dönüştüren insan!

"Canımın içi yokluğun beni inanılmaz etkiliyor. Daha önce böyle bir acıyı hiç yaşamış mıydım acaba? Zannetmiyorum! Çünkü senden ayrıyken bir anda kendimi dünyanın en karamsar insanı olarak buluyorum. En kötü kabuslar o an benimle oluyor, en acılı aşk şarkılarını yaşıyor kalbim. Çok iyi biliyorum ki, seni benim her şeyim olmuşsun! Sana "Sevgilim" derken, bir an bile tereddüt etmedi kalbim. Sensizlik çok ağır Ali'm.
Sensizlik vahadan sonra bir çöl gibi; Sensizlik rengarenk gül bahçesinden sonra çorak bir bozkır gibi; Ben sadece sana susuzum, hem de eskisinden de fazla! Gözlerine, gülümsemene, sesine, saçlarına, eline, kalbine her zerrene ihtiyacım var. Çünkü sensiz geçecek bir ömrü asla istemiyorum. Ali'm, ömrüm ben sen yokken bir hiçten ibaretim. Gel be Ali'm gel. Beni sensiz bırakma, beni yokluğunla sınama.
Sen gel ben hayattaki herşeyden vazgeçmeye razıyım. Hani sen bana kısa giydiğimi ve bundan hoşlanmadığını söyledin ya sen gel ben senin istediğin gibi giyinmeye de razıyım.
Yeter ki gel.
Gel Ali'm gel...
Seni çok seven Gece'n.

***
Arkadaşlar kısa oldu biraz. Hepinizden özür diliyorum
Biraz rahatsız olduğum için bu kadar yazmaya gücüm yetti.
Hepinizi çok çok seviyorum. Kendinize iyi bakın .
Hatam varsa affola sevgiyle kalın
Kucak dolu öpücükler 💕💕💕

Beğeni ve yorum yapmayı unutmayın lütfen desteklerinizi bekliyorum...

Yüreğim Sana ÇevriliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin