~Eski Aşklar~ 13. Bölüm

261 11 1
                                    

3 gün sonra

Nazlı🚺
Ali bugün bana gelmişti. Birlikte Kahve içerek konuşuyorduk.

Ali: bugün kendini nasıl hissediyorsun? Bişeyler hatırlamaya başladın mı?
Nazlı: evet... dün buraya ilk taşındığımda elimde küçük bir kutu vardı. Onu saklamaya çalışıyorum...
Ali: küçük bir kutuyu saklamaya çalışıyorsun?
Nazlı: evet!
Ali: peki kutuda ne var?
Nazlı: hatırlamıyorum... ama benim için çok önemliymiş gibi hissediyorum!
Ali: başka bişey hatırlıyor musun?
Nazlı: hatırlamak değil ama... şurdaki küçük odaya girince çok tanıdık bir koku geliyor Ali... beni mutlu ediyor sanki... ama aynı zamanda acı veriyor... Ali ben sadece Savaş'ı unutmadım mı?

Ali susup etrafına bakmaya başladı. Benden bişey sakladıklarından eminim! Aynı soruyu tam sormak isterken kapımın ziline basıldı.

Ali: birinimi bekliyordun?
Nazlı: yoo hayır...

İkimizde ayağa kalkıp kapıya gittik. Kapıyı acmak için elimi uzattığımda Ali elimi tutup kapı deliğinden kim olduğuna baktı, ve gülümseyerek elimi bıraktı.

Nazlı: kim gelmiş?
Ali: Bohem prensin gelmiş...
Nazlı: Bohem prensim?

Büyük merakla kapıyı açınca Savaş'ı gördüm. Gülümseyerek bana bakıyordu. Ve birden bana sarılıp içeri girdi...

Nazlı: evet tabi ya içeri girebilirsin. Kendi evin gibi davran rahat ol!
Savaş: efendim?
Nazlı: hiç! Yani... neyse boş ver
Savaş: yok yok söyle!
Nazlı: yani diyorumki Savaş! Hiç çekinme senin evin burası zaten! İçeri girerken benim senden izin almam gerekiyor dimi!?
Ali: hoş geldin hırçın prenses!

Savaş birden gülerek dışarı çıkıp kapıyı kapattı ve yeniden zilime bastı.

Nazlı: bu hep mi böyle?
Ali: değil... sadece sende!

Kapıyı açıp sinirli bi şekilde Savaş'a baktım.

Savaş: merhaba müsaitseniz içeri girebilirmiyim acaba?
Nazlı: düşünmem gerek...
Savaş: beklerim...
Nazlı: çok beklersin o zaman...
Savaş: hayatımım sonuna kadar zamanım var...
Nazlı: kapımın önünde iyi ölümler madem ne diyim...
Savaş: teşekkür ederim...

Gülümseyerek kapıyı yüzüne kapatıp Ali'ye baktım. Bana "napıyorsun" der gibi bakıyordu...

Nazlı: ne? O kaşındı!

Ali'yle yine koltuklara oturup sohbet ettik. 3 saat sonra Selin Ali'ye telefon açıp eve gelmesi gerektiğini söyledi. Birlikte kapıya gidip ayakkabısının giyinmesini bekledim.

Nazlı: Selin'e söyle oda gelsin! Yalnız başıma sıkılıyorum...
Ali: yukarda Savaş var o seni yalnız bırakmaz

Gülerek kapıyı açtık ve gördüğüm şeyle şok oldum. Savaş kapımın önüne oturmuş uyuyordu! Ali sesizce gidince Savaş'ın yanına çöküp parmağımla yüzüne düşen saçlarını çektim. Uyuyorken çok yakışıklı gözüküyor...
Sesizce onu çağırarak koluna dokundum...

Nazlı: Savaş... Savaş... hadi uyan

Savaş🚹
Nazlı'nın saçımı çekmesiyle uyanmıştım zaten ama tepki vermeyip uyuyormuş gibi yapmaya devam ettim. Sesizce beni uyandırmaya çalışıyor. En sonunda uyanıp karşımdaki meleğe baktım ve gülümsedim.

Eski AsklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin