~Eski Aşklar~ 14. Bölüm

277 15 2
                                    

Nazlı

Savaş beni eve bıraktıktan sonra ona yalnız kalmak istediğimi söyleyip kapıyı kapattım. Odama gidip yatağın yanındaki dolabı kenara çektim ve yerdeki tahtayı kaldırdım. İşte orda... benim için bu kadar önemli olan kutu orda. Titreyen ellerle kutuyu kaldırıp yatağımın üstüne koydum. İçinde ne olduğuna dair en ufak fikrim yok ve bu beni çok korkutuyor... ayağa kalkıp kutuya baktım. 5 dakika bekledikten sonra dayanamayıp kutunun yanında oturup kapağını açtım. Ve gözlerim dolmaya başladı...

Nazlı: Savaş...

Kutunun içindeki tüm fotoğrafları elime alıp teker teker bakmaya başladım. Onu gördüğüm ilk andan itibaren her şeyi hatırlamaya başladım... Motoruyla nasıl geldiğini. Kaskını çıkarışını. Ben çatıdan düştüğümde beni tutup havuza düşüşümüzü. Her şeyi... ayağa kalkıp o boş odaya gittim elimi duvarın üstüne koyup odadaki kokuyu içime çektim.

Nazlı: kızım... Buse'm...

Duvara yaslanıp ağlamaya başladım. İçimi mutluluk ve acı doldurmuştu. Koşarak evimden çıktım ve merdivenleri yukarı çıktım. Savaş'ın kapısına varınca delice ziline basıp kapısına vurdum. 5 saniye içinde kapıyı açınca ona vurarak bağırmaya başladım.

Nazlı: Hepsi! Hepsi senin yüzünden! Beni neden dinlemedin Savaş?! Neden dinlemedin beni?! Seni aldattığımı nasıl inandın!? Sana anlatmaya çalıştım ben! Odanın kapısının önünde sabahlara kadar ağlayıp yalvardım beni dinle diye! Ama sen kaçtın! Beni dinlemedin! Bana inanmadın! Söyle neden şimdi hayatımdasın?! Neden iyi davranıyorsun şimdi?! Senin hayatında Sena yok muydu?! O nerde?!
Savaş: özür dilerim...
Nazlı: özür dilerim? Özür dilerim!? Sadece bu mu? Özür diledin ve sorun çözüldü öylemi?! Hayır... çözülmedi Savaş... sen beni karnımda bebeğimizle yalnız bıraktın! Sana baba olacağını söyleyeceğim gün bize çok kötü bir oyun oynanıldı! Ben sana geliyordum Savaş... yiğit aradı beni... intihar edeceğini söyledi! Ne yapmam gerekiyordu?! Tamam sen öl ben Savaş'a gidiyorum mu deseydim?! İçeceğime ilaç katmış Savaş! Ben senden başka hiç kimseyle yatağa girmedim! Ne senden önce! Ne senden sonra! Beni bırakıp gittikten sonra bir gün dönecek umuduyla kimseyi sevmedim ben... hiç kimseyle sevgili olmadım... ama sen? Sen evleniyordun be!

Bağırdığımı duymuş olmalıki Mukaddes teyze koşarak merdivenleri çıkıp bana sarıldı.

Mukaddes: kızım... tamam... sakin ol kızım...
Nazlı: ben yapmadım... ben onu... seni aldatmadım... ben hep seni sevdim...
Savaş: bende... bende seni seviyorum Nazlı'm
Nazlı: hayır... hayır...

Mukaddes teyzenin kollarından ayrılıp Savaş'a baktım. Oda ağlıyordu... çaresizce bakıyordu bana.

Nazlı: Savaş... Savaş ben seni aldatmadım...
Savaş: biliyorum...

İki elinide yüzüme koyup göz yaşlarımı sildi.

Savaş: biliyorum bitanem... biliyorum... annelerimiz yaptı bunu bize... onların oyununa geldik biliyorum... lütfen daha çok ağlama... üzülme Nazlı'm...
Nazlı: Savaş ben kızımı istiyorum! Buse nerde?
Savaş: Seni götürmemi ister misin?
Nazlı: lütfen...

Savaş anlıma bir buse kondurup ayakkabılarını giyinip elimi tuttu ve merdivenlerden aşağı inmeye başladık. Benim evimdede durup bende ayakkabılarımı giyindim ve evimin anahtarlarını alıp geri dışarı çıktım.

———————————————————————–

Selin'in evinin önüne gelince hızımla kapıya gidip tam ziline basacakken durdum....
Ben Savaş'a ondan başka hiç kimseyle olmadığımı söylediğimde hiç şaşırmamıştı ona baba olduğunu söylediğim halde... şaşırmadı... Buse'nin onun kızı olduğunu biliyor mu acaba?

Nazlı: Savaş... sen neden şaşırmadın?
Savaş: neyde şaşırmadım?
Nazlı: senden başkası olmadığını söyleyince... senin bir baba olduğunu söyleyince... şaşırmadın...
Savaş: biliyorum çünkü
Nazlı: biliyor musun gercekten?
Savaş: Ali söyledi evet...
Nazlı: peki Buse biliyor mu?
Savaş: hayır birlikte söylememiz onun için daha iyi olur diye kimse bişey demedi... ama onunla her gün ilgilendim! Beni bir "abi" olarak sevdi... Babası olduğumu duyunca ne olucak çok merak ediyorum...
Nazlı: bana kızmadın mı peki? Sana söylemedim diye...
Savaş: hayır... senin yerinde ben olsaydım bende söylemezdim...

Savaş zile basıp elimi sıkıca tuttu. Kapıyı Selin acınca Savaş'ı görüp gülümsedi ama sonra beni görünce gözlerini büyütüp Savaş'a baktı. Bu bakışın ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum... "Buse içerde Nazlı'nın burda ne işi var?!"

Nazlı: Selin? Önümden çekilirsen içeri girmek istiyorum...
Selin: şey... giremezsin çünkü...
Nazlı: çünkü ne?
Selin: çünkü... şey... Ali çıplak?
Nazlı: senden daha iyi performans beklerdim ikiz hayal kırıklığına uğrattın beni!

Selin'i kenara yitip içeri girdim. Hızlı adımlarımda salona gittim ama sadece Ali vardı. Oda beni görünce telaşla ayağa kalktı. Ama ben hızımı kesmeden hızlıca merdivenlere gidip yukarı çıktım. Buse'min burdaki özel odasına gidip elimi kapının kulpuna koyar koymaz telaşla Ali arkamdan gelip elini benim elimin üstüne koyarak durdurdu beni.

Nazlı: Ali? Napıyorsun?
Ali: asıl sen napıyorsun Nazlı? Bir telaşla benim evime girip odaları araştırmaya başladın?
Nazlı: odaları değil... bu odayı!
Ali: bu odaya giremezsin sen!
Nazlı: nedenmiş o?
Ali: çünkü... bu kapının arkasında... bişey var...
Nazlı: bişey? Sen kapının arkasındakine "bişey" mi diyorsun?
Ali: açık konuşmak istemiyorum Nazlı işte üstü kapalı konuşuyorum benim ve Selin'in özeli...
Nazlı: ne? Kırmızı odamı? (Anlayanlara...)

Ali'yi kenara yitip kapıyı açtım. Buse beni görür görmez ayağa kalkıp koşarak yanıma geldi. Dizlerimin üstüne çöküp onun boyuna geldim be sıkıca sarıldım ona. Kokusunu içime çekip binlerce minik öpücükler bıraktım küçücük boynuna.

Buse: annecim ben seni çok özledim!
Nazlı: bende seni çok özledim bebeğim... bende seni...

Buse'nin göz yaşlarını omuzumda hissedince kafamı kaldırıp kafasını ellerimin arasına aldım.

Nazlı: aşkım neden ağlıyorsun?
Buse: çünkü... sende gittin sandım... hastanede yatıyordun beni duymuyordun... çok korktum anne... babam gibi... gideceksin diye çok korktum...
Nazlı: burdayım ben... asla bırakmam seni... sen benim bu hayattaki mutluluğumsun Buse'm seni nasıl bırakıp giderim?

Arkamı dönüp Savaş'a baktım ve onunda gözlerinin dolduğunu fark ettim.

Nazlı: hem... babanda burda... o bırakmadı bizi...

Bir elimi Buse'nin kalbine bir elimide kendi kalbime koyup gülümsedim.

Nazlı: o hep burda...

Eski AsklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin