~Eski Aşklar~ 9. Bölüm

344 18 2
                                    

Selin💁🏽‍♀️
Bugün tüm gündür Nazlı'ya ulaşamıyorum. Ali'nin telefonlarınıda açmıyor. İçimde kötü his vardı sanki başına bişey gelmiş gibi. Ali'yle onun evine gitmeye karar verdik. Montumu ve telefonu alıp arabayla ikizimin evine geldik. Kapıyı 3 defa çaldık ama kimse acmadı. Tam gidecekken Savaş sinirli bi şekilde merdivenleri indi.

Ali: kuzen?
Savaş: Ali?
Selin: senin ne işin var burda?
Savaş: ben yukarda yaşıyorum. Oraya taşındım.
Ali: neden sinirlisin?
Savaş: Nazlı yüzünden! Sena'ya demediğini bırakmamış! Kız ağlıyor yukarda!
Selin: oda ikizimi sinirlendirmeseydi! Sanki başka ev yok geldin tepesine taşındın kızın! Sadece bağırdığına şükret 5 sene önceki Nazlı olsaydı döverdi valla!
Ali: Selin... sırasımı şimdi bitanem?

Savaş birden aramızdan geçip Nazlı'nın kapısına vurarak bağırmaya başladı

Savaş: Nazlı! Aç kapıyı! Nazlı!
Selin: Nazlı evde yok!
Ali: ben onu bir daha arayım dur!

Ali cebinden telefonu çıkarıp Nazlı'yı arayıp telefonu kulağına tuttu. Ve birden şaşırarak telefona baktı ve yine kulağına tutarak konuşmaya başladı.

Ali: siz kimsiniz? Nazlı nerde?
Telefondaki: ben doktor Burak. Siz Nazlının nesi oluyorsunuz?
Ali: ben onun eniştesiyim ikizinin kocası.
Burak: Nazlı bir kaç saat önce hastaneye, acile getirildi. Araba kazası yapmış. Durumu ciddi başını çok kötü çarpmış. Daha yeni ameliyattan çıktı yoğun bakımda.
Ali: Nazlı'nın çalıştığı hastanemi?
Selin: hastanemi?
Burak: evet...
Ali: hemen geliyoruz!

Ali telefonu kapatıp dolu gözlerle bana baktı. Ne olduğunu anlamıştım zaten. Savaş'ta anlamış olmaliki onunda gözleri hafif dolmaya başladı. Koşarak merdivenleri inip ücümüzde arabaya bindik. Tüm yol boyunca ben ağlamaya devam ettim. Sonunda gelmiştik. Arabayı en yakın yere park edip koşarak içeri girdik. İlk gördüğüm doktoru durdurup Nazlı'yı sordum. Tarif ettiği yöne koşmaya başladım. Ve sonunda camın arkasında bembeyaz ikizimi gördüm. Çok güçsüz gözüküyordu. Elimi cama koyup ağlayarak yere çöktüm. Ali'de benimle birlikte yere çöküp başımı omuzuma koydu.

Savaş🚹
Onu orda o şekilde görmek beni parçalıyordu! Ağlamak istiyordum ama yapamıyorum. Elini tutmak ona güç vermek istiyorum... yapamıyorum... Sena'yı üzemiyorum... çaresizce biraz ilerdeki sandalyeye oturup Sena'ya mesaj atıp başımı iki elimin arasına aldım. Saatler geçti... geçe oldu... sabah oldu... Nazlı hala uyanmadı. Doktorlar hala bişey anlatmıyor...en sonunda Burak denilen doktor gelip Ali ve Selinle konuşmaya başladı. Onları uzaktan seyredip dinlemeye başladım. Onun hayatı tehlikesi hala varmış... Her an ölebilir diyor doktor... Selin ağlamaya başladı yine... içeri 1 kişi 5 dakikalığına girebilirmiş. Ali ve Selin kafasını bana cevirdiler birden. Hayır... ben girmem... onu hayata döndürecek sözler söyleyemem...

Selin: ben girecem.

Selin doktorla birlikte içeri girdi. Ali yanıma gelip oturdu.

Ali: ağlamak istediğin biliyorum... içinin parçalandığınıda biliyorum... ama burda duramazsın...
Savaş: bunlar benim yüzümden oluyor gibi hissediyorum...
Ali: Nazlı büyük ihtimal ölecek kuzen... ama o asla senin ondan nefret etmeni istemedi... hiç düşündün mü neden kuzenim ona düşman olmadı? O beni aldatmışken benim kuzenim neden ona sahip çıktı? Hiç düşündünmü Savaş?
Savaş: Selin için...
Ali: hayır... eğer Nazlı seni gerçekten aldatmış olsaydı Selin için bile ben ona sahip çıkmazdım kuzen...
Savaş: ne demek istiyorsun? Ne yapmaya çalışıyorsun?
Ali: Nazlı'nın son isteyini gerçekleştirmeye çalışıyorum kuzen... Nazlı sana hep gerçekleri anlatmak istedi. Ama sen asla dinlemedin! Madem Nazlı yakında ölecek... o ölmeden ben anlatacam sana gerçekleri! Nazlı seni asla aldatmadı!
Savaş: ne? Onu gördüm ben... kendi gözlerimle gördüm... onun yatağındaydı! O beni aldattı!
Ali: hayır! Aldatmadı! O sana geliyordu! Çok mutluydu o Savaş... sonra Yiğit ona telefon açtı! Bu annelerinizin planıydı! Yiğit ona intihar edeceğini söyledi! Nazlı bunu vicdanına yediremeyip yanına gitti. Onun evine! Yiğit onun içeceğine uyku ilacı attı ve yatağına yatırdı. Sabahta seni aradı. Yiğit ona asla ellemedi! Nazlı oraya seni aldatmaya gitmedi!
Savaş: hayır... Yiğit... böyle bişeye dahil olmaz... olamaz...
Ali: para için olur ama... hem Rana hem Güneş ona binlerce para verdi sadece sizi ayıra bilmek için! Sende inandın! Gerçekleri dinlemedin bile!

Ali🙅🏼‍♂️
Savaş ayağa kalkıp başını tutarak ağlamaya başladı. Kafasını sallayarak "hayır" diye söyleniyordu. Birden yumruğunu duvara vurup bana baktı.

Savaş: neden önceden anlatmadın? Neden izin verdin...
Ali: bunları anlatmak bana düşmezdi... Nazlı'nın anlatması gerek... ama ölüyor...
Savaş: peki ya Buse? O Nazlı'nın kızı... 5 yaşında... Nazlı beni aldatmadıysa nasıl o yaşta cocuğu olur?
Ali: hala anlmadınmı Savaş? Buse sana neler anlatmıştı ilk gördüğünde... neden ağlamıştı Buse?
Savaş: babasını tanımıyor diye... o benim kızım...

Savaş şok içinde kafasını kaşıyarak bana baktı.

Ali: sen gittikten sonra Nazlı asla başkasını sevmedi... asla sevgilisi olmadı... seni sevmeye hep devam etti... 5 sene boyunca Nazlı her gün seni düşündü... sana gercekleri anlatmanın hayalini kurdu... Buse'yle birlikte mutlu bir aile olmayı...
Savaş: onu dinlemeliydim... ben onu bir çoçukla terk ettim...
Ali: Buse'ye onun babası olduğunu söyleyemezsin... ama onu hayatından çıkarma... onu korumaya devam et... Sena'yı üzme...
Savaş: ben ne yaptım...

Savaş cama gidip ağlayarak Nazlı'ya baktı

Savaş: ben ne yaptım...

(Doktor Burak yukardaki fotoğrafta -ekin mert daymaz-)

Eski AsklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin