böyle geriye dönüş,flashback falan olsun bu bölüm.
İki çocuk parkta oynuyordu. Erkek olan ayakta yerde ki kızı izliyordu. ''N'apıyorsun burda ?'' Kız kafasını kaldırıp çocuğa gülümsedi.
''Ya görmüyor musun ? Ev yapıyorum işte. Orada öyle bekleme de gel yardım et bana,bak şu kovayı alıp kum getir'.'
Çocuk,mavi kovayı kavrayıp kum doldurmaya gitmişti. Tek arkadaşı vardı. Ve arkadaşını kaybetmek istemiyordu. Bi süre sonra erkek kovayla kızın yanına geri geldi.
'' Al getirdim,ama artık eve gidelim. Çok geç oldu.''
Kız sinirle ayağa kalkarak dudaklarını büzdü. '' Sen çok korkaksın,korkak birisiyle konuşmam ben.'' Hayır,erkek çocuk korkak değildi. Korkak olamazdı. Korkak olursa arkadaşını kaybederdi.
''Korkak değilim!'' sesini çok yükseltmişti.
Kız son kovayı da kale şeklinde yere döktükten sonra ayağa kalktı. ''Hadi gidelim''.
------------------------
''Peki ne zaman döneceksiniz ?''
Bavulun üstüne oturmuştu genç kız. ''Bilmiyorum,babam ne zaman isterse herhalde''
''Peki baban ne zaman ister ?''. Önce yanaklarını havayla doldurdu. Sonra bavulun üstünden kalkıp kollarını bağladı göğsünde.
''Bilmiyorum Anıl ya,babam ne zaman isterse o zaman''
İkisinin de yaşları küçüktü. Aşk kavramı daha yeşermemişti. Tanrı,kalplerini saf sevgiyle doldurmuştu.
''Anıl.'' Çocuk,kendisine seslenen sese döndü.
''Efendim Ceyda ?''
''Şimdi ben gidiyorum ya...''
''Evet,gidiyorsun.''
''Orada beni kim koruyacak ?''
''Babam bana her zaman 'Eğer beni unutmazsan,ben her zaman yanında olurum' derdi.'' Küçük bi kahkaha attı oğlan. '' Sen beni unutmazsan ben seni hep korurum''
''Unutursam kim koruyacak ?''
Küçük oğlan,kıza yaklaştı. Kollarını yana açıp sarıldı.
''Beni unutursan ben yine seni korurum. Ben senin şövalyenim. Sende benim kraliçem.''
Ardına bakmadan eve koştu genç oğlan. Kraliçe,şövalyesini geride bıraktı. Şövalye,şövalye olamadı. Kraliçe,kendisine başka şövalyeler buldu.
Yine boktan bölümler ve yine ben.