1."HÜKÜM"

1.9K 107 37
                                    

Kadın!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kadın!

SESSİZ ÇIĞLIK

10.10.2018

Bazen vazgeçmek gerekirdi. Umutlarından, hayallerinden. Neden? Neden vazgeçmeliyim? Olmamasını bilmeme rağmen bana, yaşamama, gülümseme sebebiyet veren hayallerden neden vazgeçmeliyim? Kaderin değişmez hükmü! Bu gerekçe oldukça saçma değil miydi? Kader değiştirilemez değildi. Sunulan istenilen güzellikleri görmek, vazgeçmek için çok erkendi.

İsyana değdiğini bildiği halde susarak çığlık çığlığa bağırdığı sözlerin yerine akıtıyordu gözyaşlarını. Liya isminin verilmesinde ki sebepti belki de, sabrı teskin ediyordu. İçinde, çığlık çığlığa bağrışan asi, isyankar bir yanı vardı. İsyanında da haksız değildi. Bileklerine geçirilmiş kelepçelerin tenine değmesiyle ürpermişti bedeni. Ürkmüştü...

Defalarca çığlık atıp, lanet etmek istemişti. Gözleri dolu dolu, havayı soludu. Boğazına dolanan ne çok öfkeyle söylemesi gereken sözleri vardı. Yutkunarak boğazında batışan çığlıkları koca bir damla eşlik etmişti. Kollarından tutularak azılı katil misali yaka paça attıkları sandalyede omuzları düşmüş, bakışları içine kapanık bir kız duruşuydu. Gözleri bulunduğu ortamı analiz ederken, karşısında duran dev cama kaydı bakışları. Oturduğu sandalye haricinde karşısında bulunan bir sandalye, masa bir de basık odayı ışık tutan cılız bir lamba.

Televizyonlarda gördüğü sorgu odasının birebir aynısıydı. Birazdan gelecek olan polis yardımcısının soracağı soruların yanında belki de tartaklamak için sunacaktı, bakışlarını. Bir bilezik edasında bileklerine dolanmış kelepçelere kaydı bakışları. Sakınmak istercesine ellerini masanda altına alarak kucağının arasında sakladı.

Gözlerini kapatıp, birkaç saniyenin sunduğu sessizliği dinlemişti. Biraz sonra bulunduğu odanın kapısı açılmasıyla beklediği polis geldi. Gözlerini daha da yummuş, soracağı soruları kendini hazırlamaya çalışmıştı. Olmuyordu. Bu kadar kısa bir vakit gerçekleri sunmak için yeterli değil. Peki, inanacaklar mıydı? Hayır! Bundan önce ki 4 sorgu odasında karşılaştığı tepkiyle karşılaşacaktı. Olayın duyulduğu ilk anda da kaçmadan sırtlanmıştı, cezasını. Buna rağmen gözlerinde patlayan flaşlar eşliğinde sundukları sorular "Neden öldürdünüz, Öldürdünüz kişiyle aranızda ne gibi bir dava vardı" gibi ve daha fazlası. Tanıdığı, sohbet ettiği komşuları "Aşüfte, adamı öldürdü" gibi katil sözlerini işitmişti. Kendi için sunulan sözleri duymuyordu. Lakin, annesi için sunulan küfürleri hazmedemiyordu.

Ölmüş annesi için söylenen hiçbir sözü kabul edemiyordu. Gözleri tekrardan yaşarmaya başlarken karşısında ki sandalye hareket etmişti. Yüzünü omzuna doğru eğerek akıttığı gözyaşlarını saklamak istemişti. "Şimdide ağlayarak kendimi acındırıyorsun" sözlerini duymak istememişti. Yetebildiğince gözyaşlarını silmiş, omuzlarını hafifçe kaldırarak, sırtını sandalyeye yasladı. Karşısında odaya girdiği süre zarfı içerisinde sesi çıkmayan polisin sessizliği ile iyice ürkmüş "neden konuşmuyor" diyerek kendini sorguluyordu. Gözlerini kaçamakça kaldırarak karşısında ki genç delikanlıya çevirmişti. Cılız ışığın altında yansıyan profilin de dahi rahat tavırları gözünden kaçamamıştı. Çekingen bakışları altında bile kendine karşı güvenini, rahat duruşu ile sunuyordu.

SESSİZ ÇIĞLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin