Multide Melisa.
"Kızım lütfen, böyle yapma."
"Ne yapıyorum ya sanki?" Diye bağırdım. Normalde babama bağırmazdım, o benim ilk aşkımdı ama bu farklıydı. Annem ile ayrıldıktan 1 2 ay sonra başka bi kadın bulmuştu. Şimdi de onunla tanışmamı istiyor. Bu benim için kolay bi durum değil.
"Bak kızım, yapma böyle. Sen evde tek kaldığında çok korkuyordum. Hem Selma ablanı çok seviceksin." Dedi. Sinirle babama dönüp, çemkiricekken, gözündeki o hüznü farkettim. Ne yapıyordum ben? Babam, bizim için bu kadar uğraşırken hemde. Oflayıp,
"Peki," Dedim.
"Tanıyalım bakalım."
"Böyle diyeceğini biliyordum kızım. Hadi hazırlanın." Dedi sevinçle. Ona hâlâ kızgın olsamda, çocuklar gibi mutlu olması, garip olmamı sağlamıştı. Ahsen'in odasına girdiğimde, oyuncaklarıyla oynadığını gördüm. Tam tamına 10 yaşındaydı. Yeterince annemin yokluğuna alıştırmaya çalışıyorduk ama onu çok özlüyordu. Tabii bende.
"Ablacım, hadi bakalım hazırlan." Dedim ellerimi çırparak.
"Nereye gidicez?" Diye sorduğunda,
"Şu kadınla tanışmaya." Dedim, tiksinerek. Başını sallayıp,
"Babam elbise giy demişti." Dedi bana bakarak. Başımla onayladım.
"Kırmızı olanı giy, bende hazırlanır gelirim." Diyip, Ahsen'in yanaklarını sıktım. Kumral saçları, tombul yanakları ve çok güzel bir gamzesi vardı. Belediye çukuru derler ya, o cinsten. Ahsen'in odasından çıkıp, kendi odama gittim. O kadın için süslenmiyecektim! Pantalon giyecektim aslında pantalon bile fazlaydı bana kalsa.
Hazırlandığımda, Ahsen'in odasına gittim. Onun da hazırlandığını, hatta Momo ile konuştuğunu gördüm. Momo onun oyuncak ayısıydı. Annemin ona aldığı ilk oyuncaktı. Ahsen için çok önemliydi, her zaman ayısıyla konuşur, olayları ona anlatırdı.
"Burda bi minik arıyorum ama nerede?" Diye seslendim.
"Burdayım abla." Diye arkasını döndüğünde, makyaj yaptığını gördüm.
"Pardon sizi tanımıyorum, ben minik birisini arıyorum." Dedim şakasına. Etrafı gezinip, arar gibi yaptım.
"Abla yaa." Dedi Ahsen gülerken.
"Aaa, sen miydin?" Deyip, kahkaha attım. Onun o hali, o kadar masumdu ki. Koşup, bana sarıldığında, bende ona sarıldım.
"Hadi bakalım, babamı bekletmeyelim." Dedim, yavaşça Ahsen'in kalçasına vurup. Olmayan kalçasına...
"Uff acıdı." Dedi, kollarını birleştirip.
"Ah, tabii. Anladım ben seni, Momo da gelsin diyeceksin ama olmaz. Momo burda evi bekleyecek." Dedim net ses tonumla. Dudağını büzüp, odadan çıktı.
***
İstemediğim bir yere, sırf kendimi mecbur hissettiğim için gelmiştim. İçimi bi an huzursuzluk kaplamıştı. Babama baktığımda, ne yapacağımı anlamaya çalışıyor gibiydi. Nefes verip, kafeden içeri girdim. Babam ile kardeşimde peşimden geldiğinde,
"Nereye oturucaz?" Diye sordum. Deniz kenarı bi kafeydi. Şık ve gayet güzel bir yerdi. Babamın gösterdiği yere oturdum.
***
Yarım saat olmuştu ve hâlâ gelmemişlerdi.
"Ben bunları mı bekliyeceğim!" Dedim sinirle. Zaten kabul etmem bile saçmayken, bir de bizi bekletiyorlardı.
"Gelirler birazdan, merak etme kızım." Dedi babam, gülümsemeye çalışırken.
"Baba, ben çok acıktım." Dedi Ahsen. Babama sinirli bi şekilde bakıyordum.
"İşte geldi!" Dedi babam mutlulukla, kapıya doğru baktığımda, esmer bi kadının bize yaklaştığını gördüm.
Yanımıza geldiğinde,
"Sen Melisa olmalısın." Dedi. Kafamı salladığımda, elini uzattı.
"Ben Selma. Babanın anlattığından bile daha güzelmişsin." Dedi gülümseyerek. Elini hafifçe sıkıp, sahte bi gülüş gönderip, bakışlarımı kaçırdım.
"Sende Ahsen'sin sanırım. Memnun oldum tatlım." Dediğinde, Ahsen'e baktığımda, mutlu olduğunu gördüm. Sanırım bende biraz mutlu olmalıyım...
***
"Bi gün işte, yolda işe doğru gidiyorum. 5 6 yaşlarında bi çocuk, üstüme atladı. 'Hande seni buldum sonunda' diye. Dedim ben Hande değilim falan. Yok takmıyor, çekiştiriyor hâlâ. Zarar vermiyim diye de bi şey yapmıyorum. 'Hangi Hande bu?' Diye sordum. 'Hande Yenersin. Kalbimdeki canavarları yenen kadın.' Dedi. O gün zor işe gitmiştim." Dedi Selma.
Eski anılarını anlatıyordu ve neredeyse her kelimesinde Ahsen kahkaha atıyordu. Tek bana mı komik gelmiyor anlamıyorum. Selma bana dönüp,
"Ee Melisa, sende ne var ne yok?" Deyince, dayanamayıp,
"Valla bela var ama annem yok." Dedim bi hışımla. Babam bana dönüp,
"Melisa!"
"Ne baba ne? Kolay mı her şey?" Deyip, çantamı aldım.
"Otur yerine." Dediğinde, babama sinirlice bakıp, kafeden çıktım. Göz yaşlarım sayesinde göremiyordum bile. Hızlı hızlı giderken birine çarpmıştım. Göz yaşlarımı silip, çarptığım kişiye döndüm.
"Önüne baksana!"
"Bana çarpan sensin küçük hanım." Dedi ukalaca.
"Sensin küçük. Seninle uğraşamayacağım!" Deyip hızlı hızlı ilerledim.
Lütfen yorumlarınızı ve oylarınızı esirgemeyiniz.