5. Bölüm

8.2K 282 2
                                    

    Dışarıda geçen uzun ve yorgun bir günün ardından Rory her zamanki durağı olan pizzacıya uğrayarak akşam yemeği için pizza almıştı. Kapıdan içeri adım atar atmaz Layla çoraplarını çıkarmış ve evde giymek için aldığı eşofman altını ve yarım kollu bluzunu üzerine geçirmişti. Koltuğa tüm azametiyle uzanmış, pizzayı yiyebilmek için Rory'nin de üzerini değiştirmesini bekliyordu. Pizzaya yumulana kadar ikisi de ne kadar aç oldukların anlamamışlardı. Neredeyse çiğnemeden yutuyorlardı. İki büyük boy pizza da bittiğinde Rory'nin burnu, Layla'nınsa yanağı pizza sosuna bulanmış haldeydi. Tabi bu yerken olan bir değildi. Layla'nın kasıtlı yaptığı bir şeydi. Eline bulaşan sosu hazırlıksız olduğu bir anda Rory'nin burnuna bulaştırmıştı. Rory'nin intikamı ise gecikmemişti. Layla'nın sol yanağı boydan boya sos olmuştu. 

      Derin birer nefes alarak arkalarına yaslandılar ve yüzlerine bakıp hallerine gülmeye başladılar. O sırada Layla, Rory'nin gözlerinin florosan ışığın altında altın gibi parladını fark etti. Saçları ise kahverengiye yakın bir bal rengiydi. Ama bunun ışığın bir oyunu olduğunu biliyordu. Güneş ışığının altında altın gibi parladığını çok iyi hatırlıyordu. Parmaklarını defalarca kez o tutamlara geçirmek istemiş, acaba sıvı altın kadar yumuşak mıdır diye içten içe meraktan çatlamıştı. 

      Layla tüm dikkatiyle gözlerini kapatmış uzanan Rory'yi incelemeye başladı. Uzun, ince, atletik bir vücuda sahipti. Yüzücülerde olduğu gibi geniş omuzları vardı. Göğsünden aşağı indikçe daralıyor, incecik beliyle buluşuyordu. Fiziği harikaydı. Üzerindeki ince tişörtün gerginleştiği yerde karın kasları belli oluyordu. Kollarındaki pazılar, hareket ettikçe ahenkle dalgalanıyordu. Layla onların gücünü hissetmişti. İlk karşılaştıklarında canını acıtacak kadar sıkı tutmuştu onu. Ama bugünkü dokunuşu yaprak gibi hafifti. Hepsi güzellik salonunda onu gördüğü zaman olmuştu. 

      Rory onu gördüğünde tek kelime etmemişti. Layla beğenmediğini düşünmüştü. Ama bakışları vardı ki onu yerine çivilemiş, nefesini kesmiş ve ağzının kurumasına neden olmuştu. Hayatı boyunca öylesine yoğun bakan gözler görmemişti Layla. Rory dosdoğru üzerine yürürken hiçbir yere kıpırdayamamıştı. Sadece gözlerine bakmıştı. Gözleri onu etkisi altına almıştı. Gerideki diğer tüm insanların bir önemi yoktu. Sadece ikisi vardı. Ama Layla'nın istediği bu değildi. Hayır, kesinlikle bu değil. Boğazına tıkanan yumruyu yuttu. Ancak Rory'nin elleri saçlarına uzanırken yumru eskisinden de büyük olarak geri döndü. Her zamanki gibi yine bir espri yaparak endişesini dışa vurdu.

"Hey, senin kadar korunç göründüğümü sanmıyorum." Ancak Rory gülümsememişti. Bunun yerine saçının bir tutamını yüzünden çekmişti. Tenine değen parmaklar sert dokusuna rağmen yumuşacıktı. Aradan iki saat geçmesine rağmen Layla nedensiz bir şekilde onu düşünüyordu. 

     Rory de o anı düşünüyordu. Koltuğa yatmış, kolunu gözlerinin üzerine atmış o sahneyi düşünüyordu. Pırıl pırıl parlayan cildinin yumuşacık dokusunu parmakları hala unutamıyordu. Daha fazlasını istiyorlardı ancak bu olmayacaktı. Layla ona ilgi duyuyor gibi görünmüyordu. Sadece ona küfrediyor ve alay ediyordu. Peki neden Rory ona bu kadar çekiliyordu? bilmiyordu. Ahh, düşünmek de istemiyordu. Sonuçsuz kalacak şeyler üstüne düşünmek vakit kaybından başka bir şey değildi. O yüzden bir an önce koltuktan kalkıp masanın üzerini temizlemeliydi. Tek hareketle ayağa kalktı. Bir eline boş pizza kutularını, diğer elinde de içecek bardaklarını aldı. Ancak hala bir kaç şey vardı masada. Elindekilere bakıp onları da alıp alamayacağını hesapladı. Alabilğine karar verdiği sırada Leyla'nın elini elinin üstünde hissetti; onu durduruyordu. 

"Yarın da bardak alışverişi yapmak istemiyorum. Bırak ben halledeyim." Rory başını salladı. Konuşabilecek kadar kendine güvenmiyordu. Sessizce işlerini hallettiler. 

OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin