14. Bölüm

4.8K 231 5
                                    

     "Ne zaman uyanacak bu?" Geleli beş dakika olmuştu ama Tony şimdiden oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi sızlanıyordu. Rory'nin Layla'nın yanında elini kolunu sallayarak içeri girmesi herkesi şüphelendireceğinden geldiğinden beri baygın numarası yapıyordu. İki tane izbandut gibi adam onu omuzlarının altından tutup bir sadalyeye atarcasına oturtmuşlardı. Elleri bağlıydı ama ayaklarının serbest olduğunu hissediyordu. Başını serbestçe öne sallandırdığından boynuna ve omurgasına korkunç ağrılar saplanıyordu. Bir dakika daha buna katlanamayacaktı. Boyun ve omurga temel organlarından biriydi sonuçta. Başının elastik bir borunun üzerinde gelişigüzel sallanmasını yada kambur olmayı istemezdi. 

    Yavaş yavaş kıpırdanmaya başladı. Hareket iyi gelmişti. Başını kaldırarak etrafını inceledi. Büyük bir depodaydılar; şu içinde gemilerin yapıldığı beyaz ve tavanı epey yüksek olanlardan birinde. Düzeltilmemiş beton zeminin üzerindeki talaşlar polenleri andırıyordu. İçerisi mafya filmlerinde anlatıldığı gibi karanlık değil oldukça aydınlıktı. Güneş ışığı bulabildiği her delikten içeri süzülüyordu. Deponun kapısı en azından on metre genişliğinde olmalıydı. Bu hesabı ortalama ikişer metre aralıklarla araya dizilmiş korumlara bakarak yapmıştı. Dört bir yan korumalarla kaplıydı. Dışarıda bir o kadar adam olduğundan neredeyse emindi Rory. Adamların hepsi birbirinin aynı takım elbise giymiş, aynı yapıda ve aynı duruştaydılar. Öyle ki kağıttan kesilmiş el ele tutuşan adamların daha korkutucu olan mafya versiyonunu andırıyorlardı. Rory etrafını incelemeyi bırakıp Layla'ya döndü. Kızın yüzünde bir ifade yoktu ancak gözleri az da olsa korkusunu ele veriyordu. Bunu anlamak kolay değildi, bariz değildi korkusu. Ancak onu gerçekten tanıyan birinin bunu fark edebileceği kadardı. 

"Kendine geldi." Sesi de yüzü gibi ifadesizdi. Şimdi rol yapma sırası Rory'deydi. Gözlerine acı ve aldatılmış bir bakış yerleştirip Layla'ya baktı. 

"Neden?" diye fısıldadı. Güzel. Uzun zamandır konuşmadığı için sesi boğuk ve kalın çıkmıştı. Bu alkolle bayıltılmış iddialarını güçlendiriyordu. Karşılığında Layla sadece omuz silkti. 

"Vay vay, Ajan Conard. Yoksa Rory mi demeliyim, Altın Çaylak mı? Seninle yeniden bir araya gelmek ne kadar... ımm... etkileyici." Tony oturduğu masadan ona sırıtıyordu. Bu soğuk olduğu kadar intikamcı ve kötücül bir sırıtmaydı. "Beni özledin mi?" 

      Rory kadına baktı. Ama gördüğü sırtına dökülen kızıl saçları, açık mavi Karayip denizlerine benzeyen gözleri yada biçimli dolgun vücudu değildi. Layla'nın sırtındaki yara izleriydi. Ve ona bunları yapan ellerdi. Sonunda başını kaldırarak gözlerini içine baktı. Adrianna'nın birebir ikizi olan, ama içinde barındırdığı soğuk nefretle onunkilere hiç benzemeyen gözlerine baktı. 

"Beni çözersen seni ne kadar özlediğimi ilk elden gösterebilirim." karşılığını verdi. Tony'nin kahkahası tüm depoda yankılandı. Gözleri ışıldıyordu. Adamlarına bakarak başıyla Rory'yi işaret etti. İzbandut gibi korumalardan biri üzerine yürürken Rory bir darbeye hazırlanarak tüm kaslarını gerdi ancak gözlerini kapatmadı. 

      Darbe hiç gelmedi. Bunun yerine serbest kalmıştı. Artık ellerini kullanabilir, dilediği gibi hareket edebilirdi. Mafya sınırları içerisinde elbette. Yine de, bu bile bir zaferdi. Layla onlara silahını aldığını ve üzerinde başka bir şey bulunmadığını söyleyecekti. Ellerine verdiği bozuk ve tek kurşunlu silah da bunun kanıtı olacaktı. Sözüne güvenmeleri tek umutlarıydı. Üzerini arasalar her santiminden bir silah çıkarırlardı. Neyse ki Layla'ya güvenmişlerdi. Kendilerine olan bu güvenleri sonları olacaktı. 

     Ayağa kalkarak kaslarını açtı. Belini iki yana çevirdi. Bu sayede etrafı da taramış oldu. İçeride o, Layla ve Tony hariç en azından otuz koruma vardı. Bir o kadar da dışarıda olduğunu düşünüyordu. Noah'ı bu konuda bilgilendirmesi gerekiyordu. Bir şekilde bunu sesli dile getirmeliydi. Her ikisinin de üzerinde olan minik mikrofonlar yardımıyla onu duyardı. Ama nasıl... Ufak bir ıslık çaldı.

OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin