Hislerime çok güveniyordum. İnternet ilişkilerini hiç bir zaman samimi ve çekici bulmuyordum. İnsanların ekranlar arkasında birbirlerine kök salıp mutlu sonla ayrılacaklarını hayal bile etmiyordum.
Etmemiştim.
Taa ki o kızla tanışana kadar..
Yıllardan 2016 ve ben çok sıkılmış oturuyordum. Telefonumda gezinirken nasıl ingilizcemi geliştirebilirimin hesabını yapıyordum kafamda. Sonra dedim ki birdenbire "neden YouTube'a girip biraz araştırma yapmayayım?"
Youtube'a girdim ve ingilizce videolara seyretmeye başladım.
Hiçbirşey anlamıyordum. Ama hevesimi kırmamalıydım.
Sakindim ve biraz daha izledim.
Video bitmişti ve ben pek de birşey anlamamıştım açıkçası. Ama olsun en azından denemiştim ve o da bir şeydi.
Hem ne demişler? "Denemek başarmak kadar etkilidir."
Ertesi gün bilgisayarımın başına oturdum ve yine YouTube'u açtım. Bu sefer daha ilginç ve bilgilendirici video bulmuştum. Bu sefer ki farklıydı çünkü video da Türkçe altyazı desteği vardı.
Video da ki adam ilginç bilgiler veriyordu. Yazı ve konuşma kabiliyetimizi nasıl geliştiririz gibi.
Sonra kaynaklar, site isimleri, gazete ve dergi gibi isimler vermeye başladı.
Bu iyiydi çünkü işler daha da ilginç bir hâl almaya başlamıştı ve ben dikkatlice dinliyordum.Dergi isimleri, uygulamalar (hop işte başlıyoruz), gazete isimleri gibisinden.
Dikkatimi uygulama isimleri çekmişti. Aralarından bir tanesini seçip yüklemeye ve sonra da denemeye karar vermiştim. Bir hesap açmam gerekiyordu ve ben öyle de yaptım.
Uygulama biraz garip gözüküyordu çünkü daha önce bu tarz bir uygulamayı hiç görmedim ve kullanmadım.
En sonunda çözmüştüm. Orada tüm dünya ile iletişim kurabileceğim ve yeni insanlarla tanışabileceğim bir seçenek vardı. "Kendi grubunu kur veya katıl."
Kulağa hoş geliyor değil mi?
Bence de.
Birkaç tane gruba katıldım ve insanların pek çok ülkeden pek çok dil kullanarak yazıştığını gördüm. Fazla anlamıyordum ama okuyordum. Bazen çeviri kullanıyor ve bende birşeyler yazmaya çalışıyordum.
Pek kolay olmadı. Bir kaç kişi ancak cevap verdi ama konuşma fazla sürmedi. İngilizcem pek iyi değildi. Onlar sıkılmıştı.
Katıldığım gruplardan ayrıldım ve biraz mola verdim. Çeviri kullanarak birkaç cümle ezberledim kafamda.
Onlardan birkaç'ı şöyleydi;Hello, I am new here and i want to learn english. (Merhaba ben burada yeniyim ve ingilizce öğrenmek istiyorum.)
Hello, can somebody help me with my english? (Merhaba, birisi ingilizce mi geliştirmeme yardımcı olabilir mi?)
Ve son olarak "Hello, I'm learning english and I'd like to improve it by practicing with someone on skype." (Merhaba, ben ingilizce öğreniyorum ve bunu skype kullanarak sizlerden biriyle geliştirmek istiyorum."
Bir gruba katıldım ve öğrendiklerimi yazdım. İlk başta dalga geçen oldu. Kimse takmadı. Grupdan çıkmıştım ve bir mesaj geldi. "Hello, I can help you" "Merhaba, ben yardımcı olabilirim."
Bu o kızdı evet. Aslın da asıl nokta burada başlamıştı.
Sevinmiştim ve direkt muhabbete girdim ve onun ismini sordum.
"Sophie" evet bu onun adı. Ne de güzel bir isim...
Skype'ımı verdim ve birbirimizi ekledik. Onu ilk o gün aramıştım. Yaklaşık 1 saat civarı muhabbet ettik. Daha doğrusu ben denedim. Kendisini tanıttı ve bende kendimi.
Biseksüel olduğunu duyunca biraz şaşırmıştım ama sorun değildi benim için. Her türlü dostluklara ve arkadaşlıklara açıktım. Bir süre konuşup tanıştıktan sonra sohbeti bitirmiştik.
Bunu sık sık yapmaya başladık ve işler garipleşmeye ve ilgi çekici bir hâl almaya başladı. Devamlı yazışmalar, skype aramaları, video görüşmeleri. Bu döngü aylarca sürmeye devam etti. Ortada hissedilen bir duygu veya aşk yoktu.
Daha çok normal yazışmalar ve espriler.Birgün bana benden hoşlandığını söyledi ve ben anlayışlı bir şekilde durumu izah ettim. İnancım yoktu ama arkadaş olarak kalmak istedim. Devamlı övgüler mesajlar aldım. Çok teşekkür ettim sana Sophie. Aynılarını sende hakettin inan bana.
Arkadaşlığımız ilerlemiş gece gündüz konuşuyorduk. Ve ben sana aşık olmuştum Sophie. Bende inanmamıştım buna ama sende farklı birşeyler vardı.
Gözlerin ve kişiliğin beni çok etkilemişti. Sana aşıktım ama bunu söylemek için biraz daha bekledim.
Bir gece ben hazırdım ve sana aşkımı ilan ettim. Sen bana geç kaldığımı söyledin ve bunu çok önceden duymak istediğini söyledin. Beni çok uzun süre sevmiştin. Ama dediğin gibi artık çok geçti ve en yakın kız arkadaşına yüzük takmıştın.
Ağlıyordun. Ben ise çok üzgündüm.
Bunun arkadaşlığımızı bitirmediğini biliyordum. Biliyorduk. Dost olarak kalmaya karar verdik. En iyi arkadaş olarak kalmaya karar verdik.
Sorun değildi çünkü seni üzemezdim. Sana şimdi olduğum kadar bağlı değildim. Ve arkadaşlığı kabullendim.
Arkadaşlığımız çok iyi ve güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Günler
ContoEski günler ne güzeldi değil mi? Hepimizin o özlediği güzel ve mutlu günler.. Şimdi nerede o günler söyleyebilir misin? Eski günleri geri getirebilir misin? Peki ya kaybettiklerimizi? Mutluluğumuzu? Evet biliyorum bende getiremem. Ama en azından siz...