Bölüm 13

1K 59 3
                                    

Partiye 2 saat kala Ezgi'nin arabasıyla bizim eve gittik ve ben parti için üstümü değiştirdim. Benim elbisem straplez tarzında, pudra rengi, azıcık da altı, dar bir elbise, saçımı da arkadan topuz yapıp, makyajımı da fazla abartıya kaçmayacak bir şekilde yaptım. Elbisemin rengine uygun bir de cüzdan ayarladım ve telefonumu da o cüzdana koyup aşağı indim. Ezgi beni görür görmez "aaaaa, ayyyy kızım çok güzel olmuşsun yaaa" dedi hayran hayran bakarak. Ben de Ezgi'ye "sen daha güzel olacaksın" dedim. Sonra Ezgi'de,

"Hayır yaaa, ikimiz de çok güzel olacaz" diyince, ben sadece gülümsemekle yetindim. Ezgi'nin arabasına binip tekrar Ezgi'nin evine gittik. Ezgi de odasına çıktı ve o da giyindi. 15 dakika sonra odadan çıktığında Ezgi'de çok güzel olmuştuu. Onun elbisesi de, yine benimki gibi straplez tarzında, dizinin üstünde, beyaz renkli, simli gibi parlayan bir elbise. Saçının da uçları dalgalı dalgalı şeklinde ve makyajı da abartılı değil.

"Ezgiiii sen de çok güzel olmuşsuuun"

"Teşekkür ederim canım" dedikten sonra biz aşağı doğru inmeye başladık. Partiye davetliler gelmeye başlamış bile. Ben aşağı indiğim de karşımda bir çift gözle karşılaştım. Beni baştan aşağı süzüyordu. Haayıırr olamaz yaaa, o gözlerin sahibi Deniiz yaaa. Deniz de davetliymiş meğersem bu partiye, ve annesi Esin hanım da. Deniz hâlâ beni süzmeye devam etti. Gözlerini benden alamıyordu resmen. Deniz de her zaman ki gibi yine çok yakışıklıydı. Bir parti havasıyla gelmiş, yani parti için takım elbise giymiş. Takım elbisenin rengi de tabiki de siyah. Bu adam siyahı çok seviyor herhaldee 😂. Deniz'in yanında 2 tane de erkek var, Deniz'in arkadaşları olsa gerek. Sonra Ezgi bana dönüp sessizce "kızım sen hakketten tesadüflerin eserisin yaaaa, baksana Deniz de burda" dedi gülerek. Ben de "nasıl yani sen onun geleceğini bilmiyor muydun??" diye bir soru çıktı ağzımdan birden.

"Hayııır bilmiyordum tabiki de, zaten buradaki konukların yarısını annemle babam davet etti." Ben de onlara doğru ilerledim sonuçta Esin hanım benim annemin ortağı, eğer gitmeyip selam vermezsem ayıp olurdu. Yanlarına doğru gittiğimde Esin hanıma gülümseyerek "merhaba Esin hanım" dedim. Deniz de hâlâ bana bakmakla meşguldü. Esin hanım da bana gülümseyerek "merhaba Kumsal, nasıl sın?"

"İyiyim Esin hanım, siz?"

"Ben de iyiyim ama artık bana Esin hanım demesen"

"O zaman ne diyim" diye sordum utanarak. Esin hanım da,

"Esin teyze de, ya da Esin abla de, sen hangisini daha uygun görüyorsan"

"Peki o zaman, Esin abla"

"Haahhhh şöyle yaaa, ne o aramızda ki resmiyet öyle" diyince, bana da sadece gülümsemek kaldı.

"Eeee annenle baban nerelerder, onlar gelmeyecekler miiiii??"

"Bilmiyorum kiiii, ben bugün onları hiç ev de görmedim doğrusu" dedim ve gözümün tam kapıya doğru kaydığında birden annem, Kemal abi ve Duru'yu gördüm. Evet onlar da güzelce giyinmişler buraya doğru geliyorlardı.  Meğersem onlar da davetliymiş ama benim haberim yok bundan. Gerçi haberim olmasa bile yinede bilmem gerekirdi, sonuçta Ezgi'nin annesiyle benim annem arkadaşlar. Ve Ezgi'nin babası da Kemal abiyle arkadaş çıktı iyi mi. Duru da bana yine öldürücü bakışlarını göndermekten kendini alıkoymadı. Onlar da bizim yanımıza geldiler ve annem bana dönüp "kızım sen de mi burdaydın, ben de seni arayıp buraya çağıracaktım" dedi. Söylediğinin üstüne de "haaaa bu arada çok güzel olmuşsun" diye eklemeyi ihmal etmedi. Kemal abi de güzel olduğumu söyledikten sonra ben de ikisine gülümseyip teşekkür ettim. Deniz'in yanında ki 2 erkek bana elini uzattı ve biri, merhaba, benim adım Serkan ve sen de Kumsal olmalı sın" dedi, ben de o uzattığı eline karşılık vermek için ben de elimi verdim. Ama benim adımı nereden biliyor kii, ben daha adımı ona söylemeden o benim adımı bildi, ama nasıl. Ben de sadece "evet" demekle yetindim. Sonra diğeri de elini uzatıp "benim adım da Burak" diyince, ona da elimi verdim. Ve ikisi de "Deniz'in arkadaşıyız biz de" diyince anladım adımı nereden bildiklerini, Deniz söylemiş olmalı. Ama neden... Neden söylemiş olabilir kiii, arkadaşlarına neden benden bahsetmiş olabilir anlamadım. Ezgi'yle  tanıştıktan sonra da birden yanımıza Tuna geldi. Tuna da çok yakışıklı olmuştu ve tabii o da takım elbise giymişti. Onunkisi de lacivert renginde. Ama en azından siyah değil. Zaten burda siyahlar içinde giyinmiş biri vardı, 2.'sine hiç gerek yok bence. Ezgi'yle ben Tuna'yı gördüğümüze çok sevinsekte, sevinmeyenler de vardı aramızda. Evet mesela Deniz Tuna'yı gördüğüne hiç mi hiç sevinmedi. Bu, yüz ifadesinden belli oluyordu. Neden bu Deniz Tuna'yı görünce sinirli sinirli bakmaya başlıyor anlamıyorum.

Bizim yanımıza gelen Tuna, beni baştan aşağı süzdükten sonra bana bakıp "Ezgiii çok güzel olmuşsuun" dedi. Tuna öyle diyince, Deniz çok sinirlendi. Ve Tuna aynı şeyi Ezgi'ye de söyledikten sonra, Ezgi'yle ben de Tuna'ya gülümseyip teşekkür ettik. Ve yine Ezgi'yle ikimiz Tuna'ya "sen de çok yakışıklı olmuşsuun" dedik. Ben de Tuna'ya böyle bir şey diyince, Deniz yine sinirlendi ama ben onu görmezden gelmeye çalıştım.

Ezgi, ben ve Tuna ikramların yanına gidip bir şeyler aldık. Sonra biz Tuna'yla beraber gülerek eğlenerek konuşurken, birden yine Deniz'in o Tuna'ya öldürücü bakışlarını farkettim. Sürekli Tuna'ya öyle bakıyordu. Ve gözünü bir an bile bizim üstümüzden çekmedi. Ama bu sürekli bize doğru bakarken biri görücek ve yanlış anlayacak diye tedirgin olmaya başladım. Sonra içimden "bakma artık bakmaaa" diyip durdum. Ama hâlâ bakıyordu. Ve bunu umarım sadece ben farkediyorumdur. Benden başka kimse farkedemez umarım.

Deniz'in ağzından

Kumsal'ın merdivenlerden aşağı indiğini gördüğüm de çok şaşırmıştım. Çünkü Kumsal'ın da geleceğini beklemiyordum. Ama onu görür görmez bakakaldım herşeyine. Baştan aşağı süzmeye başladım. Çok güzel olmuştu. O kadar güzel olmuştu kii, gözlerimi ondan alamadım. Evet güzel olmuştu ama giydiği elbise hem çok açık hem de çok dardı. Ve ben benden başka hiçbir erkeğin Kumsal'a bakmasını istemiyorum. Kumsal o kadar güzel olmuştu kii, bütün erkekleri kendine hayran bırakabilir. Ama birden Kumsal'ın yanına yine o geldi, Tuna. O Tuna sürekli Kumsal'ın etrafında. Ve Kumsal'la çok samimiler. Ama ben bundan hiç hoşnut değilim bu durumdan. Kumsal'ın etrafında benden başka hiçbir erkek görmek istemiyorum açıkçası. Neden bilmiyorum ama istemiyorum işte. Bende Kumsal'a karşı adını koyamadığım bir şey var, daha önce de söylemiştim zaten. Belki de onun içindir, bilemiyorum.

Kumsal'dan devam

Eveet Deniz hâlâ bana bakmaya devam ediyor. Ve bize o bakışlarla bakan sadece Deniz değil, Duru da var. Evet evet Duru da aynı Deniz gibi Tuna'yla bana kötü kötü bakıyor. Hadi Duru, Tuna'ya aşık ve bizim bu kadar fazla samimi olmamıza dayanamıyor, onun için bize öyle kötü kötü öldürücü bakışlarla bakıyor. Ama Deniz neden bize öyle bakıyor kiii. Deniz de bana mı aşık oldu yoksa desem buna benim bile gülesim geliyor. Deniz ve aşık olmak. Ben bu ikisini bir arada düşünemiyorum. O tek gecelik ilişkiler yaşayan biri ve bir kıza asla aşık olmaz ya da bağlanmaz. O aşk nedir biliyor mu kiiii, ben bunu bile merak ettim doğrusu.

İntikamın Güzel Yüzü ♥️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin