Arabamı parkedip artık garsonlarıyla akraba gibi olduğum kafeden içeri giriyorum.
''Hoşgeldin Hande. Ne getireyim sana?'' Ne demiştim ama?
''Sütlü bir latte mükemmel olur.'' diyorum 20'li yaşlardaki garson kıza.
''Hemen geliyor.''
Deniz kenarındaki masaya oturup çantamdan röportaj yaptığım derginin isteği olan ''5 yılda hayatınızda ne değişti?'' başlığı altında yazı yazmamı istenen kağıdı çıkartıyorum.
''İşte latten! Afiyet olsun canım.''
''Çok teşekkürler.'' diyorum gülümseyerek.
Denize doğru bakıp bir iç çektikten sonra yazmaya başlıyorum.
''5 yıl... Kimilerine göre uzun, kimilerine göre çok kısa bir süre. Ben de son 5 seneyi 25 sene olarak geçirenlerdenim. O kadar çok şey değişti ki... Ben Güneşi Beklerken'le şöhreti tatmıştım. Bana tanınma fırsatı veren güzel dizi bittikten sonra o dönemin fazla tutulmamış dizisi olan Kurt Seyit ve Şura'nın kadrosuna katılmamla beraber yükselen reytingler, beni aranılan bir oyuncu haline getirdi.
Daha sonra 1 yıl ara vererek kendime zaman ayırdım.
Tabi bu süreçte de oldukça zedelendim.
1,5 yıllık ilişkimi noktaladım. Hataydı zaten, sizi önemsemeyen bir adamla beraber olmak...
Şu an evli o. Meğer kendisinin problemi evlenmekle değil, evleneceği kadınlaymış. Mutluyum onun adına.
Daha sonra uzun soluklu bir diziye başladım. Başrolü Burak Özçivit'le paylaşarak.
Hayran kaldığım senaryo, mükemmel bir ekiple bu projem 2 sene sürdü.
Bunun dışında ailemle ilgileniyorum, arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. 5 sene önceki Hande kimlerle görüşüyorsa şu anda da aynı kişilerle -birkaç kişi dışında- görüşüyorum.
Şimdi boştayım, yalnızım ve tamamen kendimleyim. Kendimi keşfetmeye devam ediyorum.
Bundan sıkılacağımı ise hiç sanmıyorum...''
Hande Doğandemir
Belki çok özel oldu ama beni tanımak isteyenlerle samimi olmak istiyorum.
Yazmayı bitirdikten sonra ufak bir gözden geçirmeye başlıyorum. Derken...
''Hande!''
Kafamı kaldırıp ismimin söylendiği yere bakarken onu görüyorum.
5 sene önceki rol arkadaşımı, ve şu anda nedenini bilmediğim bir şekilde sürekli aklıma gelen kişiyi...
''Kerem!''
Yanıma gelip sıkıca sarılıyor bana. Kaslı kollarından hiçbir şey kaybetmemiş.
''Nasılsın? O kadar uzun zaman oldu ki...''
''Gerçekten çok uzun zaman oldu görüşmeyeli... Ben iyiyim asıl sen nasılsın? Ne zaman geldin Amerika'dan?''
''Ya... ığğğm aslında baya oluyor. 2 ay kadar.'' derken karşımdaki sandalyeye oturuyor.
''Anladım.'' diyorum bozulduğumu belli etmeden. 2 aydır gelmiş, ama görüşmek istememiş benimle. Zaten neden benimle görüşmek istesin ki?
''Ya bir proje var da... Iğğğmm... Onunla çok meşguldüm o yüzden haber veremedim geldiğimi.''
Keremin verdiği cevaptan sonra büyük bir kahkaha atıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HanKer|Tek Bölümlük Hikayeler
RomanceBiraz siyah, biraz beyaz. Tek bölümlük HanKer hikayeleri içerir.