Spot Işıkları (DUZENLENIYO)

2. gun

Alarmın o rahatsız edici sesi başımda çalmaya başlayınca o rahat ve yumuşak yatağımdan kalkıp alarmı kapattım. Yüzümü yıkamaya gittim. Şanslıydım ki odanın içinde bana özel küçük bir banyo vardı. 

Makyajımıda tamamladıktan sonra özenerek aldığım siyah , üzeri küçük çiçek desenli elbisemi giydim ve kot yeleğimi geçirdim sırtıma.Saçımı  salık bıraktım , salık daha çok yakışıyordu . En sevdiğim kokumu sıktım "Lancome la vie est belle " .

Hemen aşağıya indim , abim kahvaltıyı hazırlıyordu. Yanağından öpüp masaya geçtim. O komik reptöşambrıyla :

-Haberin olsun haftaya kahvaltıları sen hazırlayacaksın .

Dedi.

Ben :

-Günlük 10 dolar verirsen neden olmasın.

Dedim 32 dişimi göstererek gülerek .

Bana tabi canım yüzü yaparak omletimi masaya koydu.

Afiyetle yedikten sonra metroyla okulun yolunu tuttum.Off The Wall-MJ dinlemeye başladım. Tam bir yürü ve dans et şarkısıydı. Glee'deki gibi insanları ellerinden tutup bu şarkıyla dans ettirme isteği uyandırıyor.Adımlarıma biraz ritim ekledim , yine . Tuhaf tuhaf bakışlara rahmen benim gibi bir çok genç destekler gibiydi . Onlara gülümseyip metroma bindim.

Artık fazla özentilikten mi bilmem ama biraz kirli ve ter kokan metro bile gözüme inanılmaz estetik geliyordu. Kapılara yapılmış kaliteli grafitiler , metronun içinde dahi enstruman çalan çalgıcılar , ellerinde birden fazla kahveleri ve o iş takımlarıyla patronlarının ayak işlerini yapan  muhtemelende Manhattan'da inecek olan bir grup asistan , birazda uzak doğulu turist .

... 

Okul

Soyunma odalarına girdim 2-3 kişi vardı .Bugün ki ilk dersimiz danstı. Hoca hakkında duyduğum yorumlar pek iç açıcı değil. Eski bir broadway yıldızıyken yönetmeniyle yaşadığı skandal bir aşk yüzünden oradan ayrılmış. Neyin hırsı bilinmez ama söylenilenlere göre baya asabi biri .

Hazırlanınca dans salonuna geçtim ve ısınarak hocayı beklemeye başladım. Bu arada hocanın en önemli kurallarından biri : neon veya renkli spor kıyafetleri yok , spor değil sanat yapıyormuşuz.  Bordo, mor, siyah ve o tür kopkoyu kıyafetler giyiliyormuş . Ben siyah bir tayt ve siyah bol bir tişört getirdim . Sanırım bunlar idare ederdi .

Sınıfa bir girdiğim de bütün öğrencilerin üstünde sanki dans gösterisi varmış gibi uyumlu ve çok dar şeyler vardı . Vay canına sınıf böyleyse acaba öğretmen nasıl ? Beklerken sınıfı incelemeye başladım  , çok nostajik bir sınıftı , duvarlar asker yeşili yarısında da koyu kahverengi tahta süslemeler vardı , karşı duvar ise tamamen camdı . Diğer iki duvar ise ayna. Camların kenarlarında oturma yerleri yapmışlardı , eşyalarımızı koyuyorduk.

Ben etrafı incelerken birden öğretmen içeri girdi. Herkes ayağa kalktı ve  bir panik etrafı sardı , sanki ondan korkuyorlardı . Yavaş adımlarla geliyordu .Topuklusunun sesi sınıfta yankılanıyordu. Bende hemen ayağa kalktım ve biraz korkmuştum. Herkes yanlara doğru çekilmeye başlamıştı. Sanırım benim olduğum tarafa doğru geliyordu.Açıkçası nasıl biri olduğunu çok merak ediyordum .

Karşımda durdu ve bana çok kötü bir bakış attı. Cansız hafif dalgalı sarı saçları , yeşil gözleri ve formda bir vücudu vardı.Hoş bir kadındı , parfümü ise bütün sınıfı kaplamıştı, çok ağır bir kokuydu . Üstünde siyah bir gömlek belinden bağlamalı , altında file bir külotlu çorap ve büstiyer. Ayakkabı olarakta sipsivri bir topuklu . Oda beni iyice süzdü ve :
- Bu ne hal ?!
Anlamamıştım üstüme bakındım , ne vardı ki işte en koyu renklerdi .
Ben :
- Şey üzgünüm ... Böyle giyinmiyecek miydim ?
Öğretmen :
- Sana ders programı ve gerekenler listesini vermediler mi ?
Ben :
- Hayır efendim sadece koyu renkleri giymem gerektiğini biliyordum .
Öğretmen :
- Bir daha bu şekilde gelirsen seni sınıfıma almam anladın mı ? Fark ettiysen herkesin ayağında topuklu dans ayakkabıları var  , bir daha ki sefere senide topukluyla görmeliyim ve bir daha bu tişörtü giyme ... Çünkü hiç yakışmamış .
Ben :
- Peki efendim .
Yakışmadığını söylerken sınıfta kıkırdamalar duydum.Kendini tanıtma adına harika bir başlangıç.Topukluyla yürüyemezken nasıl dans edeceğim ki ! Bayan mükemmel bunuda söylese ya !