Spot Işıkları (DUZENLENIYO)

Lunapark

SENEM

Yatağın üstünde öylece uyuyakalmıştık . Uyandığımda Jake yerdeydi. Hahah salak yataktan düşmüş :D . Yorgunluktan zamparalıkta yapamamıştı yazık :D .

Onu yerde görünce kendimi tutamayıp kahkaha attım . Ne olduğunu anlamadan uyandı .
Jake :
- Lanet olsun ! Heryerim tutulmuş ! Sen niye gülüyorsun ki hiç başına gelmedi mi ?
Ben :
- Hayır gelmedi .
Jake sinirli görünmeye çalışıyordu ama içten içe o da gülüyordu .
Ben :
- Hadi kapıyı açta odama gidip giyiniyim .
Jake :
- Tamam açıyorum . Bu gün tatil demi ?
Ben :
- Evet .
Jake :
- O zaman bütün gün benimsin sana muhteşem bir Hawaii turu yaptırıcam .
Ben :
- Randevu defterime bakarım boşsam haber veririm .
Jake :
- O zaman seni 30 dk sonra burda görmeliyim.
Ben :
- Kesin bir sonuç söylemedim ama tamam :)

Kapıyı açtıktan sonra havalı bir edayla odadan çıktım .
İçim kıpır kıpırdı . Hemen gidip bir duş aldım . Saçlarıma maşa ile dalga verdim . Kızlar daha uyanmamıştı. Bütün işlerimi sessizce bitirdim . Beyaz bir elbise ayakkabı olarakta yazlık sandaletlerimi giydim . Ufak yandan asmalı bir çanta aldım . Sonra en sevdiğim şey olan makyaja geçtim . Kuyruklu eyeliner sürdüm . Altına açık mavi bir göz kalemi sürdüm . Kirpiklerimi olabildiğince uzattım . Dudağıma da aşırı açık bir pembe ruj sürdüm . Bu rengi çok seviyorum . İşte hazırdım .

Jake 'in odasına gitmek için kapıyı açtığımda çoktan kapının önünde bekliyordu . Beni görünce gülümsedi. Çok hoş bir gülümsemeydi içimi ısıttı. Daha önce bana hiç kimse böyle gülmemişti. Bende ona içten bir gülümseme vermeye çalıştım . Ama onun gülümsemesi gibi yapamadım . Onun gibi kimse yapamazdı . Kafamda çok büyüttüğüm Cenk bile ...
Gözlerine büyülenmiş bir şekilde koluna girdim . Sonra otelden çıktık .

Edd ve Nicole ' de lobide bizi gördü . Olay ne tam olarak bilmesemde bu sefer Nicole ' e bir piç sırıtışı atma sırası bendeydi. Edd' e bakmak istemedim . O konuda üzgündüm çünkü Jake 'le araları önceden iyiydi. Şimdi ben bozmuş gibi hissediyordum .
Neyse Jake ' te onları görmezden gelerek dışarı çıktık . Bir taksi tuttuk . Radyoda Riptide - Vance Joy çalıyordu .
Taksi bizi Jake ' in tarif ettiği yere bıraktı . Tanrım buraları nerden biliyordu ki ?!
Harika bir yere gelmiştik . Sokaklarda resim yapan insanlar , küçük çaplı müzik grupları , çeşit çeşit kafeler , tatlı dondurma kamyonlarıyla dolaşan dondurmacılar ... Herşey küçükken hayal ettiğim o tatlı ülkede ki gibi . Çok tatlı ...

JAKE

Odadan çıktığımızdan beri ondan gözlerimi alamıyordum . Tanrım bir insan bu kadar mı kusursuz olur ? Tek kelimeyle mükemmel .

Taksiden indiğimizden beri yüzündeki mutluluğu hiç bir şeye değişmem . O kadar şaşkın ve mutlu bakıyor ki . Ama burasıda beğenilmeyecek gibi bir yer değil . Herşey gerçek olmayacak kadar güzel , bütün insanlar mutlu . Buraya en son ne zaman geldiğimi hatırlıyorumda o zaman bende çok mutluydum . Annem ve babamla gelmiştik . Ben çok küçüktüm ikisinin de ortasında ellerinden tutuyordum . İkiside çok mutluydu ve ikisi de hala birbirlerine aşıktı ...

Ahh ! Neyse şimdi bunların düşünmenin zamanı değil . Şuan en çok yanında olmak istediğimle birlikte eğlenme zamanı .

Ben :
- Eee , nasıl bir yer ? Beğendin mi ?
Senem :
- Aşık oldum :) .
Ben :
- Gel daha görmen gereken çok şey var :) .

Diyerek elinden tutup gezdirmeye başladım . Turistler gibi bir polaroid  alarak ilginç bulduğumuz her yeri çekmeye başladık . Denizi , bir köprüye bağlanmış uçan balonları , resim yapan insanları , şarkı söyleyen ve dans eden insanları ve diğer aklınıza gelecek her güzel şeyi çekiyorduk . Sonra birbirimizi çekmeye başladık . En sonunda ise ikimiz bir çekildik şu selfielerden . Hatta bir fotoğrafta o poz verirken onun yanağından öpüp tokat yesemde çok güzel bir fotoğraf olmuştu.