Seviniceğim şey ablam gelmiş üzüleceğim şey yanında o kulübedeki kız da gelmiş şimdi siz söyleyin sevineyim mi üzüleyim mi "bu kim abla" "haa benim en yakın arkadaşım ulaşımda eski sözlüsü Merve " "hmm" "yani aslında yüzüklerimiz hala duruyor ama sen kimdin" dedi kız "haa ben ulaşın karısıyım" "belli sana benim yüzüğümü takımış" dediği an başımdan aşağı kaynat sular döküldü ne yani bana eski sözlüsün yüzüğünü mü takmıştı ama o kıza istediğini vermemeliydim "biliyorum" dediğimde de onun suratı düşmüştü "neyse ben biraz dışarı çıkıcam sıkıldım burda" "bende gelicem" dedi ulaş "gerek yok" diye hafif bağırdım ona ve kapıyı açıp çıktım ama kapıyı açık bıraktım çünkü hazal tam arkamdaydı Can yoldaşımın suratını kağıt haline getiremezdim yani ben hızlı hızlı yürüyordum bi elim çantamda bi elimde karnımdaydı "irem dur" dedi hazal yürümekten yorulmuş bir şekilde "ne oldu" "ulaşı bi dinleseydin" "neyini dinleyeyim be onun gitmiş bana eski sözlüsünün yüzüğünü takmış ya" dedim sinirle "neyse sen bunları düşünme gel Deniz kenarına gidelim" "tamam" dedim ve hazalla beraber yürümeye başladık
Sahil kenarına geldiğinizde Arda'yı gördük hazal abisine satıldı bende sarıldım aslında çok yakın arkadaşımdı ama bilmiyorum küçükken ona çok aşıktım şimdi de öyle olması gerekmez miydi aslında evet ama ben galiba ulaşa... her neyse nede olsa o bana eski sözlüsünün yüzüğünü takmış davar
"Ee irem sen nasılsın" "aslında pek iyi değilim" "ne oldu benim miniğime" dedi arda be tatlı çocuktu ya ben bi anda ağlamaya başladım "gel buraya" dedi arda bende ona sımsıkı sarıldım "kalbimi kırdılar arda çok kırdılar" "kim kırdı" "öküzün önde gideni" dedim hala ağlarken arka yüzüme ellerinin arasına aldı bu beni tiksindirmişti eskiden bu benim çok hoşuma giderdi "lan çek ellerini karımın üstünden" nalet olsun bi bırakmadı peşimi ya kimden mi bahsediyorum tabikide ulaştan
"Senin ne işin bar burda" dedim hafif yok yok çok bağırarak "bu kim" dedi arda savunma hareketi alarak ulaş tüm ciddiyetini bozdu ve hafifi gülmeye başladı "bak baka havalara bak oğlum seni kimse bu suratla ciddiye almaz lan az dik dur" dediğine hazlara kıkırdamaya başladı ama kıkırdaması arkadan Mert'in gelmesiyle öksürmeye döndü ben tabikide bunları fırsat bilerek ordan tüydüm ama ulaştın kaçar mı yoook beyfendi gelmese olmaz "İrem dur dedim" dedi ve kolumdan tutarak beni kendine çevirdi "sakin ol ve beni dinle senin parmağında olan yüzüğü melek hiç takmadı-" ulaşın sözünü kestim "o melek falan değil melek yüzlü şeytan" ulaş gülümsedi ve devam etti "her neyse ben ona bu yüzüğü vermedim o seni kızdırmak için böyle söyledi" "öfff hadi eve gidelim" "yok öyle yağ mağ şimdi sen hesap vereceksin" "ben ne yaptım ya" "kim o sarıldığın varlık" "varlık???" "İşte şu kara böcekten bahsediyorum" "haaa deme ona öyle o benim çocukluk arkadaşım" "peki sana soru o senin çocukluk arkadaşın ben ona kara böcek diyemiyorum tamam ama ben senin kocanım sen niye bana davar diyosun" "öylesine çünkü" dedim ve ilerlemeye başladım
Eve cümbür cemaat girdik benim uykum olduğu için ben yukarı çıktım ablam bu gün bizde kalıcaktı ona neydedir şu melek yüzlü şeytanın bizde niye kaldığını hiiiiç anlamış değilim allahtan arda evine gitti yoksa evimiz yol geçen han olucak benden söylemesi "uyumadın mı sen daha "yok uyuyamadım ki aşağıda şu şeytan. gülüp gülüp duruyor" "iyi şimdi ben geldim uyursun" dedi ego yığını "tam bir ego yığınısın" "biliyorum" dedi sırıtarak "ulaş" "söyle" "yarın hastaneye gidelim mi" "niye ne? oldu sancın mı var? niye yarın şimdi gidelim" diyerek sıçradı yataktan "ya hayır hani 4 hafta oldu ya belki cinsiyeti belli olmuştur" "ha oh rahatladım tamam gideriz" esnedim ve ulaşın koluna sarıldım o geceden sonra hep böyle uyuyordum aslında işimede geliyordu bence oda bu durumdan rahatsız değil her ne kadar ben uyuyunca sarılsada ben hissediyorum yine öyle oldu ben uyumakla uyumamak arasındayken yüne sarıldı bence ulaşda benim gibi ikizler burcu çünkü bunun başka bir açıklaması olamaz
Normalde sadece 1 bölüm atıcaktım ama 29. bölüm uğuruna 2 tane atıcam
