Merhaba arkadaşlar. İlk başta sürekli multimedya ya aynı fotoğrafı koyduğumu fark ettim. Artık karakterler koyacağım. Bu arada kitabımızın yükselebilmesi için arkadaşlarınıza falan tavsiye ederseniz çok sevinirim. Sizi seviyorum gün geçtikçe büyüyen ailem...❤
Multimedya: Su ERGE
(Amanda Steele)
...Neden böyle oluyordu hep? Neden hep ben kaybediyordum bu hayatta? Neden acı çekiyordum sürekli? Neden ben üzülüyordum?
Hayatın bana karşı büyük kayıbın gerçek olduğuna inanamıyordum. Babam ile aramda kara toprak olmasına hâlâ inanamıyordum. Yada inanmak istemiyordum. Belkide imam'ın 'Rahmetliye hakkınızı helel ediyormusunuz?' sorusunda babamdan bahsettiğine hâlâ inanmak istemiyordum.
Hastanede Emre' nin anlattıklarından sonra morga gitmek istemiştim. Belkide babamdan bahsetmiyorlardı? Ama... Morgda olan bembeyaz kesilmis beden babama çok benziyordu. Benzerliği tesadüfe vurmak istiyordum. Hayatta hiçbir zaman olduğuna inanmadığım şeye, acım yüzünden sığınmak istiyordum.
"Su?"
Annemin sesi ile gözümü yavaşça araladım. Özellikle sessiz kalmaya çalışırken hâlâ göz yaşı döküyordum. Görmemesi için kafamı topraktan kaldırmadım. Omzumda bir el hissettiğimde elimi toprağa daha çok yasladım ve avuçladım.
"Kızım?"
'Anne?' diyip gözlerine bakmak istiyordum. Benim gibi mavi gözlere baktıkça ağlamak istiyordum, ama olmuyordu. Yapamıyordum. Anneme baktıkça nefrete bürünüyordum. Babamın o toprakla örtülmesinin sebebinin annem olduğunu hatırlıyordum.
"Benimle konuşmayacakmısın?"
Evet konuşmayacağım.
"Su ama böyle yapma kızım. Senin bana ihtiyacın var. Benden uzak kalmaya değil. Tamam konuşma ama bari yüzüme bak kızım. Bırak gözlerin konuş-..."
" Rahat bırakın beni."
Söyleyebileceğim en uygun şey buydu. Annemi hem üzmek istemiyordum hem de görmek. Daha fazla zorlarsa ikisi de olacaktı.
"Hiçbir yere gitmiyorum. Ben senin yanında kalacağım. Onlar gitmek istiyorsa gitsin."
Başımı hafifçe kaldırıp Emre' nin yüzüne baktım. Bakışlarımdan ne diyeceğimi anlamış oldu ki annemin yanına doğru ilerledi. Başımı tekrar toprağa yatırıp gözlerimi kapadım.
"Defne teyze, gel hadi."
Annemi en ufak bile tanımışsam bu hafif kalan cümle karşısında kalmak için direnirdi.
"Hiçbir yere gitmiyorum dedim duymadın mı?"
Al işte bak başlıyoruz.
"Ama Defne tayze, bak Su konuşmak iste-..."
"Hayır! Boşuna uğraşmayın, ben hiçbir yere gitmiyorum! Hem Su benimle konuşur. Ne de olsa ben onun annesiyim."
Özür dilerim anne, eğer burada kalırsan daha çok kalbin kırılacak.
"Hayır değilsin."
"Ne?"
"Artık sen benim annem değilsin, anladın mı?"
"Su... Kızım..."
Sesi tiremişti. Kahretsin! Ağlıyor!
"Artık gidin buradan. Babamla son kez konuşacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLATONİK (Yazılıyor...)
Historia CortaOrtaokul da gerçek aşkını arayan Su karşılıksız bir sevgiye takılır. Çok üzülür ve hep hayal kurmakla yetinir. Ama bir gün bir karar alır , gider ve konuşmak için arkasında durarken çocuk arkadaşlarına sevgilisini anlatır. Su donup kalır ama geri dö...