Tevere kasabasına doğru yola çıkmalarının ardından iki gün geçmişti. 16 km’lik yolu üç güne uzatan rotaları tabi ki roma muhafızlarının tüm yolları kapamasının eseriydi. Önce kuzeye, Roma’dan kaçan kimsenin girmeyeceği meşakkatli yolları geçmişlerdi. Fakat muhafızlar buraları da tuttuğundan ufak çatışmalarla doğuya ilerleyip bir süre sonra güney köylerine giden patikalarda ilerlemek zorunda kalmışlardı. Geceleri ormanlık alanlarda ilerleyip gündüzleri saklanıyorlardı. Tevere, Roma şehrinin askeri karakolu olarak görev yapıyordu ve hiçbir kaçak orada aranmazdı. Bu sebeple oraya doğru kaçacak, bir gemiyle yunan kıyılarına ya da Afrika sahillerine çıkacaklardı. Normalde asla kaçmayacak olan Ali ve Ahmet, yanlarındaki taht varisini korumak zorundaydılar. Ahmet yine söyleniyordu. Yiyecek sıkıntısı çekiyorlardı ve gece olmak üzereydi. Ali en yakındaki köye gidip yiyecek bir şeyler alacaktı ama henüz gelmediği için endişeleniyorlardı. Cristopher ile Ceneviz İtalyancasıyla konuşabiliyordu neyse ki. Az sonra bir hışırtı duydu Ahmet. Ali gelmiştir umuduyla ayağa kalktığında başının yanından geçen bir ok arkasındaki ağaca saplandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKYANUSUN ÖTESİNE
Ficción históricaYıllar, yıllar öncesine gidin. Deniz yoluyla Hindistan'a ulaşmak isteyen kaptanların zamanına gidin. Dünyayı ilk defa dolaşan kaptanın zamanına. Evet o Macellan. Ve bir örgüt. Dönemin dünya gücü Osmanlı'nın Avrupa'daki gizli eli. Ve bir hanedan, Sic...