Sinir bozucu alarm sesiyle uyanmıştı Zeynep. Uykusunu bölen her şeyden nefret ediyordu. Onun için uyumak her şeydi. Sahte insan profillerinden, mutlu gibi gözükmek için yüzüne sahte tebessümler peydahlayan insanlardan, kısacası kendinden kaçan insanları sevmiyordu. Sırf bu yüzden insanlarla fazla muhatap olmamak için uykusuna düşkündü. Yatağından isteksiz bir şekilde kalktı. Banyoya yönelip yüzünü yıkadı. Ardından kendine çay demledi. Zorlu geçecek öğrencilik yıllarının ilk aylarıydı. Yaşadığı ev gayet mütevaziydi. Çünkü her eşyayı özenle seçmişti.
Mutluydu Zeynep. Yüzünden gülümsemelerini bir an olsun eksik etmezdi. Komik bir insandı. Dozunda espri yapmayı severdi. Bir toplulukta susar, söylediği bir cümle ile herkesi kahkahaya boğardı. Neşesini kimsenin bozmasına izin vermezdi. Geceleri hıçkıra ağlasa bile, bunu hep içinde yaşardı. Kedilere olan düşkünlüğü de bundandı. Çünkü kedilerin, insanlardan daha samimi olduğuna inanırdı. Hatta beslemeyi ihmal etmediği bir kedisi bile vardı evinde.
Kahvaltısını yaptıktan sonra hazırlanıp dışarı çıktı. Sahile gidip yürüyüş yaptı biraz. Dersi öğleden sonra başlayacaktı. Bir yerde oturup kahve içti. Ruhunu dinlemeyi hep seviyordu Zeynep. Kendisine zaman ayırmayı, kendisiyle ilgilenmeyi...
Okula gittiğinde arkadaşlarının yanına gitti. Sinan'da oradaydı. Sinan'dan uzun zamandır hoşlanıyordu. Fakat başlamaya hevesli olduğu her aşk Zeynep'in sonu olmuştu. Bundan dolayı içinde herkesten sakladığı bir korku vardı. Kimselere dillendiremediği, yalnızca kendi içinin bildiği korkuları...
Arkadaşlarına 'merhaba' dedikten sonra birden kendisini, yapılan bir planın içinde buldu. Dersten sonra bir yerde yemek yenilecek ardından sinemaya gidilecekti. Sinan'ın da geliyor olmasıyla birlikte Zeynep'te onayladı bu planı. Derse girip çıktıktan sonra bir kafeye oturdular. Siparişler alındıktan sonra Sinan konuşmaya başladı.
Sinan: "Ne iyi oldu birlikte bir şeyler yapmak, sık sık yapalım bundan sonra böyle şeyleri."
Deniz: "Yaparız tabi. Şu dersler yoğunlaşmadan iyice tanırız hem birbirimizi..."
Simge:"İyi oldu gelmemiz, sıkılmıştık ne zamandır."
Deniz:"Simge'de iyi olduğunu söylüyorsa, iyi olmuştur sahiden..."
Zeynep, Sinan'ın gözlerine dalıp gidiyordu. Ne güzel konuşuyordu Sinan. O kadar güzel gülüyordu ki gülüşlerinde huzur bulmamak mümkün değildi. Kendi hayal dünyasında dolaşırken, garsonun siparişleri getirmesi üzerine masaya döndü. Yemekleri yedikten sonra sinemaya geçtiler. Şans Zeynep'ten yanaydı ki, Sinan ile yan yana oturdu. Güzel bir gündü. Sinan ile daha yakın olmuşlardı. Sinemadan sonra Zeynep'i evine bırakan Sinan numarasını aldı. Bu hareketinden belliydi ki, o da Zeynep'e karşı bir şeyler hissediyordu. (Hissettiğini sanıyordu...)
Zeynep evine çıktıktan sonra telefonunu şarja taktı. Gelen mesajların bildirimi ile yatağın üstüne bıraktığı telefonunu yeniden eline aldı. O mesajlardan birisi Hakan'a aitti. Hakan, Zeynep'i yıllardır seviyordu. Karşılıksız bir aşkın, en arda kalan tarafıydı. Zeynep ile olabilmesi mümkün değildi fakat Zeynep'i yüreğinin orta yerine yerleştirmişti bir kere. Mesajı açıp okumaya başladı;
"Merhaba Zeynep.
Sen her ne kadar bu şehirden gittiğini sanıyor olsan da, içimdesin hâlâ ve bendeki yerin değişmedi. Çok istedim seni unutabilmeyi, yeni bir hayatın öznesinde yeşermeyi. Ama seni unutmak için yaptığım her şey, bana yine seni hatırlattı. Biliyorum, sevmedin beni. Ama seven adam, sevilmedi diye sevgisini bir kalemde silemiyor ve aşk benim gibi olanları hep sırtından vuruyor. Yaralı olan yanlarımın şifası olacak tek merhemimdin. Fakat kendini bana yasaklamayı seçtin. Önce beni bu siyah yalnızlığa hapsettin, daha sonra umutlarımı da alarak benden gittin. Benden gitmiş olman, aklımın da seninle gitmiş olma gerçeğini değiştirmiyor. Çok ağladım senden sonra, silen olmadı yaşlarımı. Silmek isteyenleri istemedim yanımda, yanağımda kurudu yaşlarım. Bildiğin gibiyim hâlâ, içimdeki senin getirdiği sensizlikle yürüyorum bu caddelerde. Konuşmuyorum kimselerle. Daha çok yazıyorum, daha çok susuyorum. Hangi insan katilini böylesine sever? ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Yalnızlığım
Teen FictionZeynep... Yüreğinde çok yaralar taşıyan, o yaralarla yaşamayı öğrenip her acıyı içinde yaşayan ve yaşadığı onca şeye rağmen yüzünden tebessümünü eksik etmeyen birisiydi. Oysa kimseye dillendiremediği çok acıları vardı içinde. Umutla baktığı aşk sonu...