Kim olduğunu bile bilmiyorsun.

41.1K 2.8K 9.1K
                                    


Geç geldiği için üzgünüm ama olabildiğince uzun yazmaya ve telafi etmeye çalıştım. Umarım beğenirsiniz ayrıca çokça yorum yaparsanız mutlu olurum.
Keyifli okumalar.

Kötü başlayan bir gün her zaman kötü bitmezmiş. Buna artık emin olmuştum. Koyu renklerin hakim olduğu odamda onun fotoğraflarının asılı olduğu duvarlarda gezdiriyordum bakışlarımı. Vücudumda uyanıklığın ve bir adam tarafından yaşadığım hazzın uyuşukluğu vardı. Parmağımı oynatmaya halim yoktu oynatamamıştım da. Gözlerimi açtığım gibi karşımda onu görmek vücuduma sanki bir trafodaki bütün elektrikler aktarılmış gibiydi. Bütün şartellerim atmış devrelerim yanmıştı. Yorganı kaldırıp saniyelik aşağı bakmıştım. Çırılçıplaktık o da benim gibiydi. Bacakları bacaklarımın arasında kollarım onu sarmalıyordu. Saçları dağılmıştı saçları gerçekten çok fazla dağılmıştı.

Boynundan omzuna kadar oluşan o izlere bakıp iç geçirmiştim. Saçlarını düzeltiyordum bir taraftan. "Biz seviştik mi şimdi?" demiştim kendi kendime. Sarhoş olmuş gibiydim öyle kaybetmiştim kendimi. Alkolde almamıştım hiç almamıştım hemde. Sanırım dün çok fazla öpüşmüştük. Çok fazla öpmüştüm onu ve şimdi bu sarhoşluğumun nedeninin tamamen o olduğunu anlamıştım. "Seviştik. Nasıl?" demiştim o heyecan hala vücudumda elini kolunu sallayarak dolaşıyordu. Başımı hafifçe kaldırıp komodinin üzerindeki buruşturulmuş peçeteler çarpmıştı gözüme. Hepsi de kirliydi. Hepsi dün gece bizim yüzümüzden kirlenmişti.

Hareketlerim yüzünden yerinde rahatsızca kıpırdandığında üzeri açılmıştı. Onunla bu evde tüm gün birlikte olma fikri ve onunla neler yapabileceğim hayalleri gelmişti gözümün önüne. Bir anda kendimi onun üzerinde bulmuştum. Uykusu çok ağır değildi ama uyanmamıştı. Yüzümü boynuna gömdüğümde o kokusunu içime çekmiştim. Yavaşça öpmeye başlamıştım sonra kendimi tutamayarak o masum öpücükler yerini tutkulu bir şekilde emmeye bırakmıştı. Güneş odamızı aydınlatırken, ben onun vücudunu sabah yürüyüşüne çıkar gibi keşfe çıkmıştım. Dudaklarımı aşağılara doğru sürterken elleri saçlarımın arasına girmişti aniden. "Biri yasaklı bölgelerde dolaşıyor anlaşılan." demişti uyanmıştı sonunda üzerinde doğrulup dudaklarına kısa bir öpücük bırakıp geri çekilmiştim.

"Yasaklı bölge ha..." demiştim elim yavaşça kalçasına gitmişti. "Burası benim bölgem. Dün gece anlaşmamızı unuttun mu?" demiştim arsızca gülüşü gözlerimin önüne serilmişti. "Dün geceyi hatırlıyorum." demişti göğsünde yatıyordum o ince uzun parmaklarını saçlarımın arasında dolaştırıyordu. "Çok güzel olduğunu muhteşem hissettiğimi ve kendini nasıl tuttuğunu hatırlıyorum Jungkook." demişti kafamı kaldırıp onun ifadesiz yüzüne bakmıştım. "Sadece bir gece de olsa normal olabileceğime inanmıştım." demişti kendimi yanına atmıştım hemen. "Bu ne sikim?" demiştim öfkeyle. "Seni memnun edemedim mi?" demiştim o da yavaşça yerinde doğrulduğunda sırtını yastıklara yaslamıştı.

"Jungkook kendini tuttun yapamayacağımı sandın bana acıdın, göremeyebilirim ama bunu hissettim." demişti öyle deli etmişti ki beni bu söyledikleri, öyle çıldırmıştım ki dün gecenin verdiği o yoğun hisler bir anda kaybolmuş gitmişti vücudumdan. Yüzüne bakıyordum ne yapacağımı bilememiştim. Sertçe dudaklarına kapanmıştım aniden. Hiç hareket etmeden sadece o dudaklarını hissederek beklemiştim. Atmıştım kendimi yanına. "Bana bak." demiştim çenesi avuçlarımın arasındaydı. "Dün gece hayatımın en güzel gecesiydi. Böyle şeyler söyleyip bunu mahvetme." demiştim sırtımı dönmüştüm ona yastık avuçlarımda parçalanmak üzereydi, koskoca yatakta cayır cayır yanıyordum. Çıplaktım ve o aniden sırtımdan sarıldığında vücuduma değen teni yüzünden titremiştim.

Nasıl titremezdim?

Ona aşıktım ona bayılıyordum rüyamda bile onunla seviştiğimi onunla bir bütün olduğumuzu görürken nasıl titremezdim ben tenine? O teni sadece beni kabullenmişken, bu olay nasıl titretmezdi içimi?

opia | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin