Mavis hayatında ilk defa bana bir şey söylemek istemiyordu. Bu garibime gitmedi değil.
-Evet Kırmızı Gözlü kim?
-...
O an nedensizce sinirlendim.
-SANA KIRMIZI GÖZLÜ KİM DEDİM?
Sesim o kadar korkunçtu ki ben bile korktum. Benden 7 yaş büyük olmasına rağmen Mavis sanki abisinin dedesinin teyzesinin kocası kadar büyükmüşüm gibi bana bakıyordu.
-B-Bunu s-sana söyleyemem... B-Bu b-bir sır...
Bir dakika Mavis benden korkuyor muydu? Normalde benim ondan korkmam lazımdı onun benden değil.
-Daha deminki ses tonumdan dolayı üzgünüm.. Yüzümde bir şey mi var neden bana uzaylıymışım gibi bakıyorsun?
-Uzak dur benden!
dedi ve geriye doğru irkildi. Sonra da ışınlanarak gitti. Giderken mırıldanarak
"Seni Pis Ucube"
dedi.
Sanki kalbime bir ok saplanmış gibi acı çekiyordum şu an. Ağlamaya da başlarım kesin gözlerim doldu ya.
Ellerimle yüzümü kapatarak eve doğru koştum ve kendimi yatağa attım.
Doli bana endişelenmememi söylüyordu ama bunu söylerken sesinden onun endişelendiği belliydi.
En sonunda dayanamayıp
"Bir aynaya mı baksan?"
diye sordu.
-Yüzümde bir şey mi var ki?
"B-Bence b-bakmalısın..."
Yataktan doğrulduğumda bir şey fark ettim; yastığımın gözyaşı seliyle boğulması gerekirken kanla boğuluyordu?
Hemen koşup tabletimden kamerayı aç...
GÖZLERİM KIRMIZIYDI VE GÖZYAŞLARIM YERİNE KAN AKIYORDU?
Ama Mavis neden bundan dolayı benden kaçmıştı ki. Yani o canavar ve canavarımsı şeyleri severdi.
Bir dakika ya ben neden bunları düşünüyorum gözlerim kırmızı lan?!
Koşarak annemin yanına gittim. Annem uyuyordu ama umrumda değildi.
-ANNE!
Bağırmamla annemin yataktan düşmesi bir olmuştu. Yataktan doğruldu.
-Evet Mi...
-Anne?
-...
-Anne iyi misin???
-E-Evet iyiyim! S-Sadece bir an rüyada olduğumu sandım.
-Her neyse anne bak gözlerim kırmızı!
Annem nedensizce boğazını temizledi.
-Bana normal bir göz gibi göründü.
Annemin rol yaptığını düşünüyorum ama ona güvenim tam.
-Emin misin?
Annem evet anlamında kafasını salladı. Ona güveniyorum! Hem yanlış görmüş de olabilirim.
Belki de bir rüyaydı değil mi?
Y-Yani ö-öyledir herhalde???
Bunun hakkında araştırma yapmama gerek yoktu...
Yoktur canım ne saçmalıyorum!
Anneme sarılıp odama geri döndüm ve akşama kadar Doli'yle sohbet ettim.
Akşam babamın geldiğini duydum ve kapıyı aralayıp içip içmediğine baktım.
Olamaz, elinde bira şişesi var!
Hemen oyuncak kutumu kapının önüne çektim.
-Bu ses ne lan! Gen sen misin velet?! Gel lan şimdi işin bitti!
Çok ses çıkardım hayır! Hemen dolabıma saklandım. Kıyafetleri de üstüme yığdım.
Gardrobun karanlık olması gerekirken yüzümden gelen bir kırmızı ışık yüzünden her yer kırmızı bir ışıkla doluydu.
Galiba gözümden geliyordu?
Gözlerimi birkaç kere açıp kapadım ve ışık yoktu! Sadece bir hayal...
O sırada babam içeri girip direk dolabı açmıştı. Yeni saklanma yerleri bulmalıyım...
Babam kıyafetleri karıştırıp beni buldu ve beni kaldırıp dolaptan dışarı fırlattı.
-Ne cürretle benim sessiz ve sakin evimde ses çıkarırsın?!
Ben cevap vermediğimde tam bana vuruyordu ki annem kapıda bir anda belirdi.
-Billy konuşmalıyız!
-Bence hiç gerek yok
Babamın sessi yine ciddiydi. Ama hala korkunçtu...
Bunu söyledikten sonra odasına gidip bir bavulla kapıya geldi ve anneme bağırmaya başladı.
Ben hala odamdaydım.
Annemin ağladığını duydum...
Annemin ağlama sesine dayanamayıp aşağı indim ve anneme sarıldım. Annem biraz sakinleşmişti ama hala ağlıyordu.
Babam bağırmasında bana da laflar etmeye başladı ama dikkatimi çeken sadece bir cümle vardı.
"Sen gerçekten bizim kızımız değilsin velet! Seni annen suda yüzen bir sandıktan buldu!"
En sonunda yüzüğünü çıkarıp yere sertçe fırlattı ve ardından sertçe tam kafama isabet edecek şekilde bira şişesini attı.
Bu canıma tak etti. Daha önce hiç bu kadar sinirlendiğimi hatırlamıyordum.
Doli odamdaydı ama yine de kendimi koruyamayacak olsam da onun karşısına geçip ona öfkeyle baktım.
Sonra bir anda Doli elime ışınlandı?
Doli elimde olduğuna göre kaçışı yoktu.
Babam arkada açık kapının önünde bana bakarak
"Salak! Velet!"
gibi laflar yağdırıyordu.
Ona iyice yaklaştım ve Doli'yi iyice sıktım ama Doli normal bir oyuncaktan yüz kat daha sertti.
Doli'ye baktığımda b-bir kılıç şeklini almıştı???
Bu işe yarayabilecek bir şeydi ve sert bir şekilde Doli'yle babama vurdum ve babam kapıdan dışarıya uçtu(Ay Bıliv Ay Ken Fılay).
Babama vurduğum anda Doli eski peluş oyuncak halini aldı ve hiçbir şeyden habersizdi.
"Ne oluyor burada?"
-Doli sen kılıca dönüştün!
Sonra annemin ağlama sesini duyunca Doli'yle konuşmayı bırakıp hemen yanına gittim.
Annem karnını tutuyordu.
Annemi hemen çekiştirerek salondaki kanepeye oturttum ve bir peçete alıp yüzünü sildim.
Annem için üzülüyordum ama artık bitmişti...
Artık beni döven bir babam yoktu veya artık maden işine gitmeyecektim...
-Devam Edecek-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Entity 303'ün Kayıp Kızı : Psycho Girl
FanfictionBen dünyada hatta evrende tek olan yarı insan yarı virüsüm. Buna oyun hatası yani glitch(bug) deniyor. Hikayemi istersen okursun serbest :)