Zaman ilerlemiyor adeta durmuştu, Dr. Morrell küçük Olivia için endişeleniyordu. Ama kendisi için daha fazla endişeleniyordu.Odasında oturmuş, Bay ve Bayan Elliott'a küçük Olivia halkında bilgi verirken; Bayan Angel Elliott fenalaştı, Bayan Elliott kısa boylu sarışın bir kadındı.
Olivia tüm tatlı ve sevecen huylarını belli ki annesinden almıştı. Uzun sarı saçları ve pembe yanaklarıyla çok dikkat çekici bir kadın olmakla birlikte; iyi bir anne ve iyi bir eşti, besbelli.
Eşi Thomas Elliott eşine kıyasla baya uzun boylu kaslı bir adamdı. O da eşi gibi sarışındı, yüzü sivri ve inceydi. Eşini sakinleştirmeye çalışmasından anlaşılıyordu ki çok soğuk kanlı ve kendinden fazlaca emin bir adamdı.
Bay Elliott, bir terziydi. Kendisine ait küçük bir dükkanı vardı ve eşi, Angel ise hemen hemen her gün ona yardım ediyor birlikte çalışıyorlardı. Annesinin marifeti sayesinde küçük Olivia oyuncak bebeklerine yeni giysiler yaptırabiliyordu.
Dr. Morrell derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Bakın bu bir belirti, kısmen teşhisi yok ama testler yapabiliriz. Ve eğer izin verirseniz ona evde seans yapabilirim, ama kesin bir çözüm yolu yok. Bakın tüm bunlar; hayal gücünün bir örneği, sanırım bir şeyin etkisi altında. Bana evden biraz bahsetti. Sanırım tüm bunların sebebi o ev!"
'Ne yapmalıyız?" Diye bildi zorlukla Bay Elliott.
"Bakın hayalet diye birşey gerçekte yoktur. Bunu kızınıza ıspatlarsak o zaman eski haline döneceğini umuyorum." Dedi Dr. Morrell bunu söylerken bile çok saçma gelmişti ona bu sözler.
"Ne! umuyor musun?" Diyerekten çemkirmeye başladı Bayan Elliott.
"Bakın deneyeceğiz, bir ekiple birlikte evinize gelecek ve kızınızı evde izleyeceğiz. O evi kontrol edecek gerçek olmadığını ıspatlayacagız. Sonra herşey çorap söküğü gibi kendiliğinden düzelecek." Dedi yutkunarak.
"Peki ya düzelmezse?" Dedi Bay Elliott.
"Nasil yani?" Dedi Dr. Morrell.
"Demem o ki ya ev gerçekten lanetli ise?" Dedi Bay Elliott.
"Lanetli ev diye birşey yoktur. Bay Elliott.
Laneti bizler yaratırız. Korkularımız, ve rüyalarımız gerçekte olmayan şeyleri görmemizi sağlar, aslında olmayan şeyleri. Unutmayın bunu!" Diye bildi zorlukla Dr. Morrell.
O gece Olivia yatağında uzanmış bütün gün anne ve babasının gözleri altında olmaktan bıkmış, bir edayla yatağında düşünmeye başladı.
Bugün olanları düşünüyordu, ama hatırladığı tek şey Dr. Morrell'ın soru sormasıydı.
"Hangi küçük kızlar?"
Gerçekten Olivia merak ediyordu, o kızlar kimdi? o evde ne işleri vardı? ve neden Dr. Morrell onu reddetmek yerine, iyileştirmek için çabalıyordu, ve daha da önemlisi neden doktor'a söylediği hiç birşeyi hatırlamıyordu?
Korkuları ve düşünceleri sanki kalbini yerinden çıkartıyordu. Anne ve babası onun için çok endişeleniyor ve çabalıyorlardı. Ama bazen onun rol yaptığınızdan şüphe duyuyorlardı. Bunu biliyordu hissediyordu.
O gece Olivia haftalar, hatta aylar sonra ilk defa kabus görmedi ve altını ıslatmadı. Sabah kalktığında kendini çok yorgun hissediyordu, ama kabuslar görmediği için de gayet mutluydu.
Yatağından kalktı, elbise dolabını açtı ve içinden mavi boyu dizlerine gelen bir elbise giydi. Yüzünü yıkadı, dişlerini fırçaladı, ve ayna da kendine bolca baktı.
Aşağıya indiğinde bir an donup kaldı, karşında Dr. Morrell duruyordu. Ve onun arkasında ise bir adam duruyordu.
"Tatlım gel kahvaltını yap" dedi annesi.
"Burada ne işleri var anne?" Diye bildi şaşkınlıkla.
Dr. Morrell masadan kalktı, küçük Olivia'nın yanına geldi. Onun küçük ellerini sıkıca tuttu ve gülümsedi.
"Merhaba canım, bugün buradayım çünkü; hani şu sokağın karşınındaki ev vardı ya. Işte o eve gideceğiz.
"Ne olmaz, hayır çok tehlikeli olmaz. Lütfen Anne, söyle ona gitmesinler, yine gelir yoksa, yine korkutur beni!"
"Söyle bana Olivia seni yine korkutacak olan şey ne, ne biliyorsun?"
"Hiç birşey!" Dedi. Olivia zorlukla.
Doktor onun birşeyler sakladığını gayet net anlıyordu ama, şuanda ona baskı yaparak onu daha fazla zorlamak istemiyordu. Bekleyecekti. Olivia'nın ona herşeyi anlatmasını bekleyecekti.
"Şişşt sakin ol canım, korkma bize birşey olmayacak." Dedi Dr. Morrell kendinden emin bir edayla.
Dr. Morrell kendisiyle beraber Eddie Red'i de getirmişti. Bay Red, orta boylu, uzun sakallı, yapılı bir adamdı. Dr. Morrell'ın onu buraya getirme sebebi o koca eve girerken onu kayıt etmesi ve üniversitede öğrencileri için eğitim verme amacıyla kullanmasıydı.
Red, aslında orta yaşların da olgun bir adam olmasına rağmen, yüzü bir çizgi film karakteri gibi komik ve tuhaf duruyordu.
Masaya oturdular hep beraber, kahvaltılarını yaptılar. Küçük Olivia, solgun yada korkmuş görünmüyordu. Bu iyi bir haberdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAĞIN SONUNDAKİ EV
HorrorKimilerimiz karanlıktan korkar, kimilerimiz ise karanlıkta yaşar, soğuk ıssız ve yalnız işte tam o anda gördü o kadını sessizce onu izliyordu. Bir anda orada beliri vermişti sanki gözlerini hiç kırpmıyor gibiydi, sadece hırıltılı nefes alış verişini...