Oy ve yorum atmayı unutmayın!
* * *
Evie uykusuzluktan şişmiş gözleri ile doğruldu. Dün geceki ilaçlar Harry'nin uykusunu getirmiş olmalıydı. Gözlerini ovuşturarak yataktan kalktı. Paytak adımlarla oturma odasına ilerledi. Harry tek kişilik koltukta hala uyuyordu. Evie bu hayran edici tabloya baktı. Harry cidden sanat eserini andırıyordu. Böyle bir adama aşık olduğu için gurur duyuyordu. Harry biraz deli olsa da...
Evie Harry'yi tıpkı annesine benzetiyordu. Annesi de Harry gibi bipolar hastasıydı. Her şeyi yakıp yıkar, sürekli takip edinildiğini düşünüp evden kaçardı. Çoğu zaman aylarca eve gelmediği bile olurdu.
Evie annesinin normal bir anne olmasını dilemişti. Onu çığlık atarak değil, öperek uyandıran, veli toplantılarına çıplak gelen değil, kızının durumunu öğrenmek için gelen...
Evie yine de annesini seviyordu. Ne olursa olsun annesi asla Evie'ye zarar vermemişti. Tabii ki Harry gibi duygusal şiddetlerde bulunuyordu ama Evie yine Harry'yi bunlara rağmen sevdiği gibi annesini de severdi.
Annesini babasıyla birlikte defalarca psikoloğa götürseler de ilaçları alacak paraları olmamıştı. O dönemlere göre psikolojik ilaçlar ateş pahasıydı. Evie'nin babası balon satarak kazandığı parayla anca eve yiyecek alıyor, kızına ve eşine ikini el pazarından kıyafetler alıyordu. Evie ise okul çıkışı bahçelerine yetiştirdikleri çiçekleri satarak harçlığını çıkarıyor, bunlarla da okul eşyalarını alıyordu.
Evie her gün daha çok paraları olması için dua ederdi. Annesine psikoloji ilaçlarını bile alamıyordu. O gece Evie bir karar verdi. Büyüdüğünde bir psikolog olacaktı. Eğer psikolog olursa annesine tüm o ilaçları alıp, onu daha normal bir insana çevirebilirdi. Bu durumu babası görünce onunla gurur duyardı ve hep birlikte mutlu bir şekilde yaşarlardı.
Ama Evie'nin bu hayali de çok uzun sürmedi. Evie henüz on yaşındayken okula gitmek için uyanmıştı. Babası yurt dışına çalışmak için gitmişti. Balonlarını da kızına armağan etmişti. Babasının izine gelmesine az kalmıştı, Evie çok heyecanlıydı. Kalktı ve önlüğünü giyindi. Hava çok soğuktu. Komşularının çocuklarından aldığı eski hırkayı üzerine geçirerek çantasını sırtına taktı. Çekmecesinden tarağını alarak saçlarını taramaya başlamıştı ki mutfaktan yüksek seste kahkaha sesleri geldi. Evie bu seslerin annesinden geldiğini biliyordu ve garipsemedi. Annesi devamlı ani duygu değişimleri yaşardı.
Evie saçlarını taramayı bitirdiğinde kahkaha sesleri büyük bir çığlığa dönüştü. Daha sonra bu çığlık şiddetli bir ağlamaya... Evie koşarak mutfağa gitti. Gördüğü manzara Evie'nin kanını dondurmuştu. Annesi bir elinde bıçak, kesik bileğine bakarak çığlıklar atıyordu. Yer adeta kan gölüne dönüşmüştü. Bu manzara küçük Evie'ye büyük bir travma olmuştu.
Babası bir ay sonra izinden geldi. Şirketin verdiği yemek parasının bile yarısını biriktirmişti babası. Sırf eşine ve kızına sıfır bir kıyafet almak için. Evine geldiğinde ışıkların kapalı olduğunu gördü. Kızının uyuduğunu düşünerek içeri girdi. Tüm evi gezse de kızını bulamamıştı.
Babası iyice telaşlanmaya başladı. Dayanamayıp komşuya sormaya gitti. Neyse ki şansına Evie komşularındaydı. Evie babasını gördüğü gibi boynuna sarılıp ağladı. Babası kızının kendini çok özlediğini düşünmüştü ama Evie hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Babası annesinin evde olmadığını söylediğinde Evie göz yaşlarını silerek geri çekildi. Babası bu hayatta üzmek istediği son insandı. Ona, annesinin yine evden kaçtığını, meraklanmamasını, her zamanki gibi birkaç aya tekrar döneceğini söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mad ➳ H.S
FanfictionBir insan acıdan delirdiğinde diğerleri onun acısını değil, deliliğini görür.