Tahirden;
Kapıyı açtığımda gördüklerim karşısında şok oldum. Nefes daha yeni olduğu anlaşılan büyük bir yarasına pansuman yapıyor, bir yandan ağlamaktan fondöteni aktağı için morlukları gözüken yerlere fondöten yapmaya çalışıyordu. Zaten ellerini nasıl fark etmediysem?! İki elide mosmordu. Sadece "Nefeesss?" diyebildim.
Titreyen sesiyle "hödük" diyebildi Nefes.
"O şerefsuz mi yaptı saa bunlari? Gerçi sorduğumda soru tabi o kansiz yapti. Hemen geber-..."
Nefes kelimemi bitirmeme bile izin vermeden ağzımı kapattı.
"Şştt! Sessiz olsana be adam"
Elinin altından boğuk sesimle;
"Bu haline mu sessuz oliyim ha?""Her şeyi anlatacağım ama sessiz ol. Vedat gelmeden sana planımı anlatacağım iyi dinle"
Can kulağıyla Nefes'in anlattıklarını dinledim.
"Önce benim valizimi alabilir misin? Vedat arabayı kilitlemez. Çanta bagajda."
"Merat etma kilitli de olsa ben açmasini iyi bilurum"
"Ya Tahir susar mısın"
"Ama sen susma"
Bunu dedikten sonra Nefes hafif bir tebessüm edip devam etti
"Beni Karadeniz'de bulması kolay olur. Ben acilen yurtdışına gitmeliyim"
"Hemen hallolacak bir iş değil ki kizum. Bak ben diyorum ki Vedat'ı öldiriyim. Her şey biter"
"Yaa Tahir onun arkası kuvvetli. Seni sağ bırakmazlar. Seni tekrar kaybedemem"
'Seni tekrar kaybedemem' bu söz benu büyülemişti. Ama etkisi riv rivci hanum yüzünden kısa sürdü ve bellu etmemeye çaliştım.
"İyi o zaman. Pasaport işleruni halledene kadar seni gizli sığınağıma götüriyim. Orada kimsecuklar bulamaz. Çünkü sadece yerinu ben ve sen biliyriz. Hem ayrıca sana tanıduk gelecek. Sonra işleru halledip seni gemiye bindurur gidersun. Para istersen veririm"
Nefesten;
Sadece ikimizin bildiği yer neresiydi merak ediyordum ama 'Seni gemiye bindirur gidersun' çok ağır gelmişti. Ben ona seni bir daha kaybedemem diyorum o beni hemen hayatımdan git diyor sanki.
"Paranu falan istemez kalsun"
Tahirden;
Bunca yıl sonra Nefes'ten şiveli bir cümle duydum. Sanırım sinirlenince oliy. Yoksaaa ayrılmak istemiyor mi benden.
O sırada Vedat'ın sesi duyuldi. "Hayatım gelmiyor musun?" Geber şerefsuz herif..
Nefes: "Planda anlaştık mı?"
Tahir: Anlaştık.
Önce Nefes gittu bende başka yerden geliyormuş gibu görünmek içun pencereden atlayup dışardan geldum. Sonuçta kızi tehlikeye atamazdum.
Herkes oturuyordu. Asiye yengem kahveleri geturdi. Gözlerim Nefes'in üstündeydi. O sırada geçen Balım yüzünden Asiye yengem kahveyi Nefes'in üstüne dökti. Nefes "ayh elim" derken ben reflekse hemen yanına gelup elunu elume alıp baktım. O sırada Vedat görmiş olacak ki;
Vedat: Canım gelsene benle. Arabadan temiz kıyafet vereyim
Diyip Nefes'i kolundan tuttu. Canım diyen dillerun kopsun şerefsuz heruf. Biz oturup Nefesgili bekliyorduk. Bi an Nefes'in çığlığuni duyar gibi oldum ama etrafa baktığumda kimse duymamuş gibuydi. Benda dikkate almadum. Az sonra Vedat pisluğu geldu.
"Mustafa Bey çok özür dilerim ama biz kalkalım artık. Nefes'in eli çok acıyor da bir hastaneye gidip oradan İstanbul'a geçeriz diyorum. Zaten anlaşmaları yaptık. En kısa zamanda görüşürüz"
"Tabu Vedat Bey tabi. Müsaide sizun. Yine bekleruz"
İçimden kendimu sakinleşturmeye çalıştıkça daha da sinir olıydim. Plan suya düşmüş gibiydi. Napıp edip Nefesimi kurtarmalıydım. Ayrıca bu işte bir iş varmış gibu duraydi. Nefes'in elu yanmiş olsa bile hoşçakalın demeden gitmezdu. Onu en iyi ben tanırdum.
Nefesgil gidince arabaya atlayup gizlice takipe koyuldum. Bir yerde aniden durdular. Vedat arabadan indu Nefes'i arabadan çıkardi. Bir ağaca dayayip tokatlamaya, tekmelemeye başladı. Issuz bir yerde oldiğimuz içun sesler arttıkça daha net duyuyordum.
Vedat: Diğer elini kırmadığıma dua et sen. O herif nasıl senin eline dokanır nasıl (derken bile vuruyordu)
Neeee? Elini mi kırmıştı, hemde Nefes'imin?!!!
O sırada silahımla arabadan indum. Vedat benu görince afalladı ama daha da afallamaluydu. Tokat, tekme, yumruk...
"Sen benum Nefesime yıllarca neler yaptun söyle şerefsuz"
"Neler yapmadım ki Tahir. Hangisinden başlayım sen seç. Nefes'in her zerresi benim anlıyor musun?"
"Anlamıyorum ulan anlamıyorum. Nefes hep benumdu hala benum. Benum ilk ve son aşkum anlıyor musun?"
"Niye yıllarca Nefes'i aramadın bu kadar seviyorsan"
"Aramadum mu sanıyorsun lan. Bütün ömrümi verdim bulmak içun ben." derken Vedat kanlar içinde bayıldu.
"Nefes gidiyruz atla arabaya"
Elinu tutarak bindu arabaya. Bende bagajdan Nefes'in valizini aldum ve arabaya bindum.
"Tahir nereye?"
"Nereye olacak hastaneye tabiki"
"Tahir benlan dalga mı geçiysın sen?"
"Yoo. Ayrıca şivenu özlemişum gözümden kaçmadı sanma"
Nefesten;
Biraz tebessüm etmek istiyordum ama elim izin vermiyordu.
"Tahir gitmiyoruz hiç bir yere. Vedat aradı mı Vedat'ın adamları her yerde oluverir"
"O ayılasıya kadar bitiruruz işinu"
'Tahirr gitmiyoruz' derken elimin acısından 'ahhh' dedim.
"Fişku gitmiyrız hemen şimdu gidiyruz"
Ahh altun galplü hödüğüm..
Tahirden;
Yol boyunca Nefes'in sessiz ağlayışuni dinledum. İçim kan ağlayidi ama bir şey edemiyordum. Sonunda hastahaneye varduk. Gece yarısu olduğu içun hemen acile götürdim. Muayene edilmiuş eli alçuya alınmuşti. Doktoru bekliyordum ki doktor çıkageldi.
"Geçmiş olsun. Nefes hanımın eli çok ciddi bir şekilde kırılmış. Biraz daha geç gelseydiniz kangren olma ihtimali vardı"
"Peki şimdu"
"Şimdilik her şey normal gibi ama bir kaç gün daha muayene edilmesi gerek. Kangren olma ihtimali hala var."
"Anladum sağolun doktor bey. Ne zaman çıkarız peki"
"İşlemleri bitirin çıkabilirsiniz"
"Teşekkür ederim"
Çok şükür fazla kalmaduk yoksa bu duvarlar benu boğacaktu.
Nefes'in yanına gittiğumde gözleri kıpkırmızıydı. Kim bilir ne acı çektu. Belki bu sadece hafifiydi. Daha neler yaşamıştı kim bilir..
"Nefeesss özür dilerim daha önce gelmeduğum için özür dilerim, affet beni be kizum.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NefTah | Yarım Kaldık
Romance"Yine fırtınamı dindirsen?" "Gel göğsüme sığ yarim desem?"