Nefesten;
Sen ne güzel bir adamsın.
"Senin suçun yok ki!"
Arabayı Civra'nın yanına bıraktı. 'İkimizin yeri'.. Her şeyimizi birbirimize burada anlatır, saatlerce Karadeniz'e bakıp hayaller kurardık..
"Burası" diyebildim.
"Evet burası tanudin mi?"
"Tanımamak mümkün mü?"
"Şimdu Nefes Hanum yıllar önce nasıl her şeyimizi anlatıyorsak yaşadıklarını tek tek anlatacaksın"
"Tahir anlatamam"
"Anlatırsun şimdu arabadan iniy misın yoksa indiriyim mi?"
İnmek istiyordum ama biraz da nazdan bir şey olmazdı.
"Hayır inmiyorum"
"Diysın"
"He diyrım"
"Sen bilirsin" diyip beni kucakladı.
"Ya Tahir bırak"
"Bırakmıyorum"
O sırada gözlerimiz, dudaklarımız arada bir kaç parmak kalacak şekilde oldu. O güzel bal gözler.. İstemsiz gözüm dudaklarına kayıyordu. Ne zordu sevdiğini söyleyememek..
Tahirden;
O anda âdeta büyülendim. O yeşil gözler.. İstemsiz gözüm dudaklarına kayıyordu. Ne zordu sevdiğini söyleyememek.. Ben Vedat'ın yanında biraz belli etmiştim. Acaba duymuş muydu? Gerçi o hâlde nasıl duymasını bekliyorsam. Acaba o da beni seviyor muydu ki? Ama artık söylemeliyim. Bir daha ayrı kalmaya dayanamam..
Nefesten;
İkimizde birbirimize bakıyorduk ki ben bu sahneye fazla dayanamadan kendim indim. Tahir donmuş gibiydi. Ben kayalıklara doğru yürürken "hödük" dedim. Arkamdan Tahir dr gelmeye başladı. Yıllar önce oturduğumuz kayalıklara oturdum. Tahir'de gelip oturdu.
"Riv rivini hiç özlememuşum"
"Bende senin hödüklüğünü"
"O zaman biraz daha hödüklük yapiyim de goniş bakalum. Sende böylece riv rivrivi yaparsın ödeşuruk"
Hafif bir tebessüm etmişti sanki. Gülmek sana ne çok yakışır aslında Nefes'im..
Nefesten;
Hödiklüğünden, inadından ve asıl onun riv rivrivinden kurtulamayacağımı bildiğim için anlatmaya başladım.
Okula aniden gelemediğim günün sabahı hazırlanmış okula gitmek için çıkacaktım. Babam aniden "nereye?" dedi. Bende "her gün gittiğum gibu okula" dedim. Ardından babamın sözüyle âdeta donakaldım.
"Artık okula gitmeyeceksun. Evine ve kocana bakacaksun"
"Koca mı?"
"Evet gocan. Evleneceksun Vedat Bey'le. Hatta valizuni hazırla gidiyruz"
"Nereye"
"Sanane sen hazırlan"
"Gitmiyorum" dedim. Ama babam döverek beni zorla İstanbul'a getirdi. Eve attığu gibu beni bırakup gittu. Sesimi kimse duymadı. Duyan oldu ama duymazlıktan geldiler. Dışarda en az 30 adamı içerde 10-20 adamı, hizmetlileri vardı ama hepsi zaten Vedat'ın sözünden çıkmıyordu. Beni o eve hapsetti o manyak. Bahçeye bile çıkarmadı. Evin yanında deniz vardı ama dokunamadım sadece camdan seyrettim. Psikopat olduğu için her türlü işkenceyi yaptı. Zaten eve hapsetmişti birde günlerce, haftalarca odaya hapsetti. Yemek vermedi. Serumla hayatta kaldım. Suyu bile günde belirli saatlerle verdi. Tecavüz etti her gün dua ettim çocuğum olmasın bu adamdan diye. Dualarım kabul oldu. 8 yıldır 1 çocuğum oldu o da babasını tanımadan cennete gitti. O oda da doğurdum. Doktor getirtti. Hamileliği riskli diyince bir daha çocuk yapmak istemedi şerefsuz. Çünkü beni kaybetmek istemiyormuş köpek. Ama çocuğu olamayınca daha çok dövdü, daha çok, daha çok, daha çok, daha çok...
İstemsiz şekilde daha çok diyordum.
Tahirden;
Dikkatlice canım yanarak dinliyordum ki o sırada Nefes şoka falan girdi. Durmadan daha çok, daha çok diyordu. Ne yapacağımı bilemedim. Aniden sarıldım.
"Burdayım" diyebildim.
Nefes biraz sakinleşti.
"Ben her gün seni bulmak için dayandım biliyor musun? Ama sen gelmedin. Ben gelmeye çalıştım ama evden kaçamadım. Evden kaçmaya çalıştığım an yine dövdü.."
"Özür dilerim"
"Özür dileme" diyerek aniden ayağa kalktı, kalkmasıyla yere düşüp kafasını çarpması bir oldu.
Nefesten;
Özür dileme diyerek aniden ayağa kalkıp sonra ayağım burkuldu. Gerisini hatırlamıyordum. Uyandığımda bana bakan bir çift bal göz..
"İyi misun?"
"İyiyim nerdeyim ben?"
"Vedat'ın bulamayacağı bir yerdesin merak etme. Ama beni çok korkuttun"
Benim için korkması beni mutlu etmişti.
"İyiyim merak etme. Ne zaman yurtdışına gideceğim?"
"Bu ne acele. Bi uzan, dinlen"
"Benim bir şeyim yok" dememle kafamı kaldırdığım an kafamın fazla ağrımasıyla tekrar başımı yastığa koymam bir oldu.
"Al işte ne dedum ben saa"
"Ne dedun"
"Fesuphanallah (hafif bir tebessüm). Hala aynu keçiluğun var biliy mısin?"
"Birisi baa 'Karadeniz'in umudu bitince inadı başlar' demiştu bende yıllardır Vedat'a, her şeye inat ediyorum da o yüzdendur"
Tahirden;
Benim yıllar önce söylediğum sözü hatırlaması beni acayup mutlu etmuştu. Belli etmeden
"Ne de güzel söylemuş o uşak"
İkimizde birbirimize bakarak gülümsedik.
Gülümsememizu kapının çalmasu bozdu.
İkimizde yerimuzden sıçraduk.
Nefes "Buldu bizi" dedi. Elime silahumi alarak kapıya doğru yöneldum...
Nasıl bulduğunuzu veya fikirlerinizi yorumlara yazarsanız dikkate alıp ona göre yazarum bilginuze.. ❤
Vote ve yorumlarımızı unutmayun ♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NefTah | Yarım Kaldık
Romance"Yine fırtınamı dindirsen?" "Gel göğsüme sığ yarim desem?"