helo. Şuan moralim çok bozuk. Kafamı dağıtmak için şimdi yazıyorum bölümü. Ama anca akşama yayınlayabilirim. Gerçi sen zaten bunu yayınladığım zaman okuycağın için böyle yazmam saçma oldu. Neyse.
Sınav zamanları... Senin yazcaklarını çok merak ediyosum şuan. Benim yaşadıklarım her dersin sınavına göre değişiyo. Oyüzden tek tek anlatcam. Ihmmmöncehangisini anlatsamm. Biyoloji. En sevdiğim ders. Ondan başlıyım.
Biyoloji sınavları için öğretmen bize çalışma kağıdı verir çünkü kitabımızın kalınlığı on santim falan. Abartmıyorum cidden tuğla gibi bişey. Bi de ingilizce olunca kimse kapağını bile açmıyo. Dersler zaten slayttan işlendiği için gerek olmuyo. Neyse işte hoca kağıt veriyo. Ama been örnek öğrenci kitaptan çalışıyorum :P Şaka şaka örnek öğrenci olduğumdan diil.Çalışma kağıdında ezberliceğin bilgi oluyo ama kitapta ayrıntılı anlatıyo. Valla bence gayet güzel bi kitap ama gel bunu sınıftakilere söyle. Of ya bi şey söyliyince çok uzatıyorum dimi. Neyse. Çok fazla neyse diyorum ama neyse. Kitaptan okuyorum önce tüm konuyu. Tabi bi yandan müzik dinliyorum ve kahve içiyorum.Ders çalışırken klasik ikilimdir müzik ve kahve. Sonra okuma bitince hocanın verdiği kağıtlara bakıyorum. O kağıtlar genelde sınavda çıkabilcek tarz sorular ve cevapları oluyo. Cevaplara bakmadan cevaplıyorum falan. Sonra eksiklerime bakıyorum. Böyle bitiyo. Tabi çıkabilcek sorular diyince ooh ne güzel diye düşündün ama sınavda iki kitapçık oluyo. Her birinde on soru oluyo. Toplam çıkabilcek yirmi soru. Hoca bize veriyo elli soru. Hepsi de klasik. İşin yoksa ezberle. Neyse işte çalışma kısmı bitti.
Okula gidiyorum. Bi iki kişi sınava çalışıyo olur. Geri kalanlar ya gelmemiştir yada dışardadır. Ben de çantamı koyarım. Soru soranların sorularını yanıtlarım ve sınıftan çıkarım. Zil çaldığında biz başlarız hocaya yalvarmaya. Genelde sınavlar 3. ders olur eğer iki üç sınav birden yoksa. 1. ve 2. ders bizim sınava çalışma dersimizdir. Peki ben naparım o derslerde? Çalışma kağıtları mail olarak atıldığı için çoğu kişi yüzüne bile bakmaz. Oyuzden ben de dahil çıktı alan kişilerin kağıtları sınıft tur atar. Başkaları kağıtlarıma çalışırken ben Merti çalıştırırım. Mert elliyi geçiyim yeter diyenlerden. Oyüzden sınav öncesi çalışması benim ona çalıştırdığım kadardır. Ben de iyi bir öğretmen olarak ona olabildiğince iyi anlatırım. Zaten ezberi iyi. Ben böyle Merti çalıştırırken kesin yanıma Melisa gelir. Hiçbişey bilmiyorum noolur çalıştır der. Beni yanına çağırır. Ben de o sırada Merte bikaç kağıt verip al çalış derim. Sonra Melisaya neleri bilmediğini sorup kısaca anlatırım ve notlarımı veririm. Merti çalıştırmaya devam ederken Atakan ve Alper ara ara gelip bişeyler sorar. Bu ikisi sınıfın çalışkan ve zeki kısmından oyüzden önce baya kafa patlatırlar son çare olarak bana sorarlar. Sonra Berkin Esra Berfin falan gelir. Bunlar hiç çalışmayan ya da ne kadar çalışsa da yapamayan kısımdan. Merti çalıştırıyorum diyip onları kovarım. Ama Mert ve Berkin iyi arkadaş. Oyüzden genelde Berkin gelir yanımıza oturup anlattıklarımı dinler. Arada yine soru soranlar falan olur. Sonraa en nefret ettiğim Sana gelir. Sana mısırlı bi kız. Türkçe bilmiyo. Yanlış anlama kızı seviyorum ama ders, özellikle biyoloji çalıştırmayı sevmiyorum. Ben kıza anlatıyorum o da ağzımdan çıkan her şeyi ezberliyo. Ezber ezber nereye kadar hemen unutuyo tabi. Biraz onu kırmamak için bişeyler anlatıyorum o da gidiyo. Uuu baya uzun yazmışım neyse biyoloji kısmını burda bitirelim. Haa kopya mevzusunu sormuştun. Ben kopya çekmem. Genelde kopya veririm. Ama kitapçıklar farklı olduğu için o da zor oluyo. Aslında baya kopya çekilir ama özellikle bu sene baya taktı hocalar kopyaya. Önceden sadece sınav esnasında yakalananlar kopya sayılıyodu artık kameradan gördüklerini de kopya saymaya başladılar. Şu kamera işi çok kötü ya. 800 tane mi de kamera varmış okulda. Hem gizli hem normal.
Şimdii tarih dersi. Bu arada çok uzun yazdığımı farkeytim kısa kısa yazmaya çalışcam. Tarihte genelde ben ipadden slaytı açarım. Mert ordan okur okur bana anlatır. Niye kendin okumuyosun diceksin. Öyle okuyunca direk ezberlemem gerekiyo ve açıkçası anlamıyorum. Bi savaşı okurken diğer savaş karışıyo. Oyüzden Mert çalıştırıyo beni. İşte yine biri gelir soru sorar. Ben birilerine sorarım. Mertle çalışma bitince direk Togan ın yanına giderim. Togan derslere çok çalışan, tarihe meraklı, baya bişey bilen bi çocuk. Ama sınavlarda fos. Neyse ona unuttuğum savaşları falan sorarım o da anlatır.
Fizik. En stres olduğum sınav. Hocanın öyle bi anlatışı var ki anlayabilene aşkolsun. Niye diceksin oyüzden bi olay anlatıyım anlarsın. Bigün dersteyiz. Hoca aynen şunu dedi: "Dün MIT'nin falan sitelerine bakıyodum. Zor fizik sorularına tıkladım. Bizim sınıfta çözdüklerimizden kat kat basitti." İnanabiliyomusun? Sınıfta okadar ağır konular işliyoruz ki MITninkiler basit kalıyo. Hem de zor soruları... Neyse sınava dönelim biz. Çalışma kağıdı falan varsa önce şöyle bi bakarız sonra ben sınıfın bi tarafına Mert bi tarafına gideriz. Birilerine sorarız soruları sonra tekrar sırada buluşup(bi de sıramız tam ortada :P) birbirimize anlatırız.
Matematik ve geometri. İkisini bir paragrafta yazıyorum çünkü geometriye çalışmam. Ya uyurum ya ipadde takılırım falan. Mert de ben uyuduğum için uyur. Bazen biri gelir dürter bişey sormak için falan. Öyle. Matematikte eğer şu. çok formüllü konular diilse yine uyurum. Ama formüllü konularsa birinin formül kağıdını alırım kendim yazarım sonra ezberlemeye çalışırım. O sırada deliririm falan. Çünkü ezberim cidden kötü.
İngilizceye de çalışmam. Ama nedeni ingilizceme güvenmem diil. Çalışsam da yapamıcağım için boşa efor sarfetmiyorum. Ciddiyim. İngilizce notum 50 ve 70 arasında değişir. Sinir oluyorum oyüzden.
Vee diğer dersler. Valla çok uzun yazdım sıkılcaksın diye korkuyorum. Oyuzden kalan dersleri tek paragrafa koyuyorum. Zaten onlarda pek bi ekşın olmuyo. Ben merte çalıştırıyorum genelde. zaten farkettiğin üzere hep mertmertmertmert dedim çünlü sınıfta ben ya da o diye bişey yok. Sınıfta hep biziz. Eğer onu çalıştırmıyosam dört seçenek var. Ya birilerine soru sorarım ya Melissaya çalıştırırım ya da ben Mehmet Şafak Mert beraber çalışırız. Arada Berkin de gelir. Ama tüm sınavlarda ortak yek bişey var. O da notlarımın sınıfın ortak malı olması. Özellikle Azra ve Melisa bayılır benim notlarıma. Sonra Atakan bakar derkeeeen tüm sınıfın elinde benim notlarım. Hayır sanıyolar ki ben onları yazarken çalışıyorum. Bütün hafta o notları çıkarmak için uğraştığım doğru ama yazarken nası öğreniyim. Sadece temel oluyo. Ben de herkes gibi sınıfta çalışıyorum oyüzden.
Sahile dondurma yemeye gitcekmişiz. Oyüzden bölümü biraz geç yayınlarım heralde. Baii