Taehyung sabah saçları arasında hissettiği ellerle uyanmıştı. O sıcak eller Taehyung'un saçları arasında geziniyor, okşuyor Taehyung'u uyandırsa da küçük kediler gibi mayışmıştı.
Gözlerini yavaşça açtığında ellerin sahibinin komutan olduğunu gördü. Panikle doğrulmaya çalışırken Seokjin izin vermemiş, geri yatırtmıştı.
"Nasıl hissediyorsun?"
"İyiyim" dedi Taehyung, komutanı olduğu için bulunduğu durumdan biraz rahatsız olmuştu, uzanarak onunla konuşmak tuhaf, aynı zamanda heyecanlı hissediyordu, ancak diğer taraftan bir ilişkileri olduğundan kendini sakinleştirebiliyordu.
"Yaran acımıyor değil mi?"
"Hayır, herşey yolunda" Komutanına gülümseme sunduğunda, Seokjin de aynı anda gülümsemiş, sevgilisinin kolundan tutarak kaldırmış, kendine çekerek sarılmıştı. Taehyung da sarmıştı kollarını komutanına. Uzun kollarını Seokjin'in boynuna dolamış, ellerini ise saçlarına daldırmıştı. Çok yumuşaktı. Taehyung hangi zaman diliminde olduğunu bilmediği bir devirde kolaylıkla şampuan bulunmayacağını biliyordu. Belki de daha icat edilmemişti, ancak burnunu dayadığı o eşsiz tellerden en güzel çiçeklerin kokusu geliyordu. Huzur vericiydi. Bir gün uyansa bile en azından son saniyelerini bu adamla böyle sarılarak geçirmek istedi.
Aynı zamanda Seokjin de yüzünü küçüğünün boynuna gömüp hem o hoş kokusunu içine çekiyor, hem de öpücüklerini bırakıyordu. Sevgilisinin o esmer tenini seviyordu. Kokusunu seviyordu. Ancak ilginç şekilde içinde bir huzursuzluk hissediyordu. Taehyung'a dokunuşunda farklı duygular barındırıyordu içi. Kazadan mı bilinmez, fakat komutan Taehyung'da çekingenlik görüyordu.
"Bugün de dinlen, akşam antrenmana çıkarsın" Komutan sevgilisinden ayrılıp yüzüne baktığında söylemişti. O sırada Taehyung başını iki yana sallamış "Gerçekten iyiyim, dışarı çıkmak istiyorum" demişti.
"Yalnız çıkma o zaman. Biliyorsun dışarıda sana göz kulak olamıyorum" dedi Seokjin, ellerini Taehyung'un yanaklarına çıkarıp avucuna aldı, sıkıp ortaya çıkan şiş dudağına öpücük bıraktı. Taehyung içinde hissettiği kıpırtıyla, tekrar almak istedi o dudaktan buseyi. Gözlerini kapatarak dudaklarını araladı, komutanına yaklaştı. Ancak Taehyung'un her yaklaşımında Seokjin geriye çekti yüzünü. "Park Jimin'i yanından ayırma" dedi.
Taehyung ise arkadaşının ismini duyar duymaz paniklemişti. Nede olsa tam yanındaki yatakta uyuyordu. Hiçbir şey hatırlamıyorum diyen adam şu an komutanının dudağına yapışmak istiyordu ve Jimin bunları şaka amaçlı yüzüne vurabilirdi.
Hızla komutanını göğsünden itti. Adam geriye, yatağa sırt üstü düştüğünde ne olduğunu anlamasa da sevgilisinin ne yapacağını görmek için bekledi kaşları katık şekilde. Taehyung ise yerinden kalkmış, hiçbir şey olmamış gibi ayakta durmuştu. Kapattığı gözlerini sağ tarafa çevirerek yavaşça açmıştı. Jimin onları böyle gördüyse, yalan söylediğini düşünecekti. Ancak açtığı gözlerle Jimin'in yatağının boş ve toplanmış olduğunu gördü. İçi rahatladı. Derin bir nefes aldı.
"Taehyung," Taehyung rahatlamış şekilde onu çağıran sevgilisine baktı. Adam yarım yamalak yatakta uzanmış, kollarını açmış ve anlamaz biçimde sevgilisinin yüzüne bakmıştı. "Napıyorsun?"
"Ben Jimin'i burada sandım"
Oysa Taehyung arkadaşlarını umursamadan her gün komutanına asılı kalırdı. Seokjin onun farklı davranışlarının farkındaydı. Birşeyler saklıyordu. Bundan emindi. Bu yüzden bekleme kararı aldı. Taehyung hazır olduğunda ona söyleyecekti. Sevgilisi ondan hiçbir şey saklamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tarih, anıları meydana çıkarır✓ (TaeJin)
Short Story"Bu yüzden Kim Taehyung," öğretmen masasından kalkıp elindeki kalemi öğrencisine tehdit edermişcesine salladı "Tarihin tekrar yaşanmasını istemiyorsan, dersi güzelce oku. Yoksa, yedi saniyenin aksine, geçmiş fazla uzun sürecek" Öğrenciler kıkırdayıp...