~Bölüm 2~

308 20 15
                                        

Sonra kapı açıldı... Ve...
+Kaldır elleri kaldır kaldıırrr
-Noluyor lan?!
+Sonunda seni bulduk  VEDAT SAYAR!! Kalk lan kalk rezil herif bu sefer kaçışın yok!!
   Ne yani? Kurtuldum mu? Sanırım hayattaki tüm şansımı kullandım, şuan bulunduğum hal beni utandırsada yapacak bişey yoktu elimi bile oynatamıyordum. Sadece söylenilenleri duyabiliyorum yarı baygındım yani
+Ulaş şu kadını da alın ifadesini alıcaz
-tamam başkomserim
   Sanırım şuan Ulaş diye birinin kucağında arabaya taşınıyordum. Beni battaniye gibi birşeye sarmışlardı. Gerçekten çok utanıyorum hepsi babam olucak o adamın yüzünden...

Uyandığımda hastanedeydim ve bileğim kelepçeyle yatağa bağlıydı. İyi de benim Bi suçum yok. Niye tutuyorlar beni burada. Ben düşüncelere dalmışken içeri hemşire girdi.
+Doktor bey hasta uyandı!
İçeri apar topar bir sürü polis ve doktor dolmuştu. "noluyo amk" dedim kendi kendime.

"İrem Zorlu?" dedi Bi polis
"Be-benim" diyebildim
"ifadeni alıcaz"
"niye benim Bi suçum yok bırak beni açın şu kelepçeyi bırakın beni!"
"şşş sakin ol, uğraştırma bizi"
"bırakın beni bırakın!"
"İrem zorlu kendine gel! Kanında yüklü miktarda uyuşturucu bulundu bunu nasıl açıklıycaksın?"
"be-ben bilmiyorum ben içmedim."
"tabi canım kesin öyledir. Şimdi beni sinirlendirme! Hemşire hanım Hastayı hazırlayın karakolda alıcaz ifadesini belli ki işimiz uzun sürücek..." dedi

   Resmen fahişe damgası yemiştim. Gururum yerle bir olmuştu. Keşke ölseydim de bunları yaşamasaydım.!
Hazırlandım ve dışarı çıktım. Aman Allahım bütün emniyet buradaydı zaten ne gerek varki karakola gitmemize? Hızlı adımlarla hastaneden çıktık
... Hee şimdi ya**ağ yedim gazeteciler? OHA YANİ  işlemediğim bir suç yüzünden yaşadıklarım yetmiyor bide şu saçmalıklarla uğraşıyordum
Yanımdaki adama anlamsız gözlerle baktım. Sanırım adı Ulaştı.
"bu ne böyle"
"sus, kafanı yere eğ ve yürü"
"ben kafamı eğicek bişey yapmadım!!"

  Ulaş Bi kaç saniye boş boş sırıtıp;
"aynen aynen kesin öyledir. Bari inkar etme be gözümüzle gördük, yakaladık"
"ha-hayır o..."
"tamam kapa çeneni karakolda anlatırsın derdini"

     Hayatım mahvolmuştu. Yarın gazetelere boy boy fotoğrafım da çıkar. Kimdi bu Vedat Sayar?
Bula bula beni mi bulmuştu amk, kendi kendime konuşuyom ve birinin beni dürtmesiyle duraksadım.
"ne diyon kızım?"
"kızım ne ya? Hödük müsün sen?"
"he hödüğüm. Böyle devam edersen seni hapise değil. Deliler hastanesine atarlar haberin olsun." dedi

Hapisane mi? Kulağımda çınlıyordu bu sözcük.
"iyide ben bişey yapmadım"
"sana o güzel nefesini yorma demedim mi?"
"demedin."
"ha şimdu dedum say o zaman"

   Sanırım karadenizliydi. Annemi hatırladım o da karadenizliydi. Çok severdim oraları denizi, ağacı, taşı, toprağı huzur veriridi insana ama ne yazıkki şuan bunları düşünüp mutlu olucak vaktim yoktu. Karakola gelmiştik beni Ulaşın odasına aldılar belli ki o alıcaktı ifademi.
"anlat bakalım İREM ZORLU!"
"babam... Beni işten aldı ıssız bir yere götürdü... Başım dönmeye başladı sonra anladım ki babam kahveme ilaç atmış zaten daha fazla uyanık kalamadım. Kendime gelmeye başladığımda da... Ço-çok kötüydü... Hareket edemiyordum elim ayağım buz kesmişti... O adam bana yani tanımıyorum Vedat sanırım adı... Ba-bana tecavüz etmeye çalışıyordu sonra da siz geldiniz zaten."

    Bunları anlatırken elim ayağım birbirine dolanmıştı yanaklarım kızarmıştı. O kadar zordu ki bunu hiç tanımadığın bir adama anlatmak...Gözümden istemsizce yaşlar dökülüyordu. Ulaş'a baktığımda gözleriyle beni takip ediyordu. Üzülmüş müydü?
"ne yani bu mu?"
"ne bu mu?"

   O da ne! gülmeye başlamıştı.
"komik bişey mi var?"
"Evet. Senin saçma yalanlarına, bunlara inanacağımı düşünmüyorsun değil mi?"
"yemin ederim doğru söylüyorum niye inanmıyorsun bana ya vallahi."
   
      Ben kendimi inandırmaya çalışırken içeri iki kadın ve bir polis memuru girdi. Bu kadınlar şey gibiydi. Şey işte... Kıyafetleri saçları ayakkabıları pek normal değildi.

"komiserim geceki baskında bu iki kadını yakaladık ne yapalım" dedi bir polis memuru
"nezarethaneye atın. İşim bitince gelicem"

     İçlerinden biri cırlamaya başladı
"ya bırak beni imddaat tecavüz ediyolar bırak saaapıkk"
ne yani? Bende mi diğerlerinin gözünde  bu kadınlar gibiyim a-ama ben böyle değildim ki...

"ben onlar gibi değilim inan bana lütfen."
"görücez onu" dedi.
"nasıl?" diyebildim sessizce.

     Dışarıdan iki kadın polis memuru çağırdı.

" hanfendiyi bekaret muayenesine götürücez." dedi ulaş
"neee!?" diye bağırdım
"noldu?"
"böyle bişey yapmak istemiyorum."
"neden suçsuz değil misin yoksa"
"suçsuzum a-ama..."
"o zaman sorun yok hadi gidelim."

    Bana inanmıyordu. Umrunda da değildim zaten . Kısa sürede hastaneye vardık...

"istemiyorum lütfen bırakın kolumu" diye yalvardım.
"canınız acımıycak merak etmeyin" dedi doktor.
"uğraştırma bizi gir şu odaya!!" diye bağırdı ulaş
    
      Lütfen diye yalvarıyordum ama beni takan yoktu. Zorla odaya almışlardı beni. O kadar kötü hissediyordum ki tüm kadınlık gururum yıkılmıştı. Hayallerimi, umutlarımı dışarıda bırakmıştım kalan tek şey gözyaşlarımdı.

"uzanın lütfen canınız acımıycak."  dedi doktor.
  
      Canımın acması umrumda değildi zaten. Şuan bulunduğum durum yeterince canımı yakıyordu. ALLAH KAHRETSİN BABA SENİ! Ne istedin benden ne?
İçimden bildiğim tüm duaları okuyordum. O sırada doktor "Tamam bitti üstünüzü giyinebilirsiniz" dedi. Canım hafif acımıştı doğrusu. Bir kaç evrak hazırladı ve bende üstümü giyinince dışarı çıktık.  Evrakları Ulaş'a uzattı.
Bir kaç saniye göz gezdirdikten sonra göz kapakları iyice açıldı ve bana baktı.

" s-senn..."

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin