Molly'nin Yeri

2.1K 149 101
                                    

*İyi Okumalar~😄*

Kyungsoo eve dönmeden önce Öğrenci Birliği'ne uğrayıp Seo Joon Hyuk'un şiir okuma günü için bilet satışları ne durumda olduğunu öğrenmek istedi. Günlerden cuma olduğu için, Birlik binası birkaç öğrencinin dışında ıssızdı. Bütün günün yorgunluğundan sonra burası Kyungsoo'nun ruhunu dinlendirmişti. Binaya girer girmez doğruca gişeye doğru gitti. Gişede oturan öğrenciyi hemen tanımıştı. Bu öğrencilerinden biri olan Lehi idi. Lehi kalın camlı gözlükler takan kilolu bir kızdı. Sınıfta pek konuşmazdı, ama Kyungsoo, onun yazmış olduğu tezi okuduğu zaman, genç kızda yaşının üstünde bir olgunluk olduğunu fark etmişti.

- Seo Joon Hyuk'un biletleri nasıl gidiyor? diye sordu Kyungsoo.

-Pek iyi değil, Lehi. Salı'ya kadar daha satılabilir ama bütün koltukların dolu olacağından şüpheliyim. Korkarım günümüzde aydın kişilere yeterince ilgi duyulmuyor, Profesör.

Kyungsoo onunla aynı fikirdeydi. Tam gitmeye niyetlenmişti ki birden Lehi'nin elindeki kitabı gördü. Öğrencisine döndü ve saf bir merakla sordu.

-Okuduğun kitabı beğendin mi? diye sordu.

-Sanırım hiçbir oyun yazarı, zamanımızın kültürünü onun kadar iyi işleyememiştir, dedi Lehi, heyecanla. Jongin'in kitabın kapağındaki resmine bir göz attıktan sonra başını iki yana salladı.

-Ne kadar da yakışıklı değil mi? diyerek içini çekti. Ne kadar şanssız bir adammış.

Şanssız mı? Kyungsoo bu sabah kendisinden akşam yemeği için bir randevu koparmaya başaran yakışıklı adamı, hiç de şanssız bir insan olarak düşünmüyordu.

-Ne demek istiyorsun? diye sordu Lehi'ye. Kalın camlı gözlüklernin ardından Lehi'nin gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

-Bilmiyor musunuz? Kwang JiSoo olayını duymadınız mı yoksa?

Biliyordu. Tabii ki duymuştu. Hatırlayamadığı şey buydu işte. Bu hikayeyi henüz Young Jae ile birlikteyken duymuştu. JinSoo ünlü bir tiyatro dekorcusuydu ve... Kim Jongin'in de eşiydi. Jongin Nobel Ödülünü kazandıktan kısa süre sonra ölmüştü.

-Biliyorum tabii, dedi Kyungsoo genç kıza. Eşiydi.

-Daha kendini toparlayamadığı söyleniyor, dedi Lehi. Birbirlerine çok yakınmışlar.

-İki yıl önceydi değil mi? diye sordu Kyungsoo yavaşça. Nasıl olmuştu?

-Fazla uyku hapından. Gazetelerin yazdığına inanmıyorum, yani bunun bir kaza olduğunu hiç sanmıyorum. Resmi ağızlar bunun bir intihar olduğunu söylüyorlardı.

-İntihar mı? Kyungsoo buz gibi bir elin kalbini sıktığını hissetti.

-Kim Jongin'in eşinin ölümü ile bir ilişkisi olduğunu hiç sanmıyorum, dedi Lehi, gayet ciddi bir tavırla. Eşine kötü davranamayacak kadar hassas bir adamdır o, öyle değil mi, hocam?

-Hayır... şey, yani evet demek istedim.

Kyungsoo aceleyle Lehi'ye teşekkür ettikten sonra, oradan bir an önce uzaklaşabilmek için hızlı adımlarla binanın çıkışına doğru yürüdü. Biraz temiz havaya ihtiyacı vardı. Kapıdan çıkar çıkmaz durup havayı derin derin içine çekti. Hemen hemen hiç tanımadığı bu adamın eşinin ölümünden nasıl sorumlu olabileceğini düşünmeye başladı. Bu çok zordu. Zira sürekli gözlerinin önüne Jongin'in insanın içine işleyen gülümsemesi geliyordu.

DELİCE BİR ARZU -KAİSOO-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin