DELİCE BİR ARZU -KAİSOO-

İçime İşliyorsun

*İyi Okumalar~😄😄😄*

-Ciklet ister misin?

Kyungsoo başını çevirdi. Roma ona sakız ikram ediyordu. Kyungsoo başını iki yana salladı ve genç kadına gülümsedi. Onun hakkında önyargılı olmak istemiyordu. Hem Jongin'le birlikte çalışan kişiler üzerinde olumlu bir etki bırakmak iyi olurdu.

-Jongin'in piyesinde oynamak nasıl bir duygu, memnun musun? diye sordu.  Roma gözlerini devirdi ve Kyungsoo'ya baktı.

-Bu adam bir dahi, dedi. Bundan daha iyi bir diyalog arasanda bulamazsın. İkinci derecede bir roldeyim, ama rölüm o kadar iyi yazılmış ki, sanki oynadığım kişiliği hayatım boyunca yaşamışım gibi hissediyorum.

Gizlemeye çalışmadığı bir merakla Kyungsoo'ya  bakıyordu. 

-Onu ne kadardır tanıyorsun?

-Jongin'i mi? Çok olmadı.

-Öff, dedi Roma, başını iki yana sallayarak. Ve seni buraya kadar getirdi, ha?

Kyungsoo'nun yüzündeki şaşkın ifadeyi görünce hemen, Özür dilerim, diye atıldı.

-Jongin'in bugüne kadar tiyatro çalışmalarına birini getirdiği duyulmamıştır da... Burası onun için çok özel bir yerdir ve o zamandan beri de...

Kararsız bir tavırla sustu ve sonra Kyungsoo'ya  gülümsedi.

-Meraklı bir insan izlenimi bırakmak istemem ama Seoul'e ilk gelişin, öyle değil mi?

-Neden, alnımda öyle mi yazıyor? Kyungsoo ister istemez tersledi. Kızın konuşma tarzı  hiç hoşuna gitmemişti.

-Hayır hayır, sadece bana öyle geldi...

Jongin birden yanlarında belirdi.

-Gidip bir şeyler  içelim, dedi Kyungsoo'ya. Bir süre bana ihtiyaçları olmayacak.

Roma, Tanıştığımıza memnun oldum, dedikten sonra acele ile yanlarından uzaklaştı.

-Burada herkes her şeyi bilir mi? diye fısıldadı Kyungsoo Jongin'in kulağına.

-Eh, Seoul'lüler biraz ukalâdır.

-Yo, hayır, ben bizden söz ediyordum.

Jongin gülmeye başladı. İnsanlar hep konuşur Kyungsoo. Neden onlara kulak veriyorsun ki? Kolunu Kyungsoo'nun omzuna attı. Ama bizim bildiklerimizi asla bilemezler, diyerek şakağına sıcak bir öpücük kondurdu.

Dışarıya çıktıklarında, bir süre pırıl pırıl parlayan güneşin altında biraz dikildiler. Jongin Kyungsoo'nun koluna girdi.

-Şu sokakta bir yer biliyorum, dedi. Biraz daha düşündükten sonra, Daha iyi bir fikrim var, diye ekledi. Buzlu bir kahve içmeye ne dersin?

-Harika bir fikir.

-Tamamdır.

İki parmağını ağzına sokup kuvvetli bir Islık çaldı. Son sürat geçmekte olan bir taksi, acı bir fren yaparak, onların biraz ötesinde durdu. Kyungsoo şoförün başka arabalara çarpmadan nasıl durabildiğine hayret etmişti.
Taksiye bindiler. Şoför arabayı o kadar hızlı sürüyordu ki Kyungsoo düşmemek için, sürekli kapıyı tutmak zorunda kaldı.

-Biraz rahatla, dedi Jongin gülerek. Bu şoför diğerlerinden çok daha iyi.

-Daha mı iyi? Hangi konuda? Bunlar kamikaze pilotu mu yoksa? Hem nereye gidiyoruz? Bana kısa bir süre için boşum demiştin.