Bilinmeyen Gelecek

1.4K 110 358
                                    

UYARI

MEDYA KALP SAĞLIĞINIZ İÇİN ÇOK ZARARLIDIR!



*İyi Okumalar~😄*

Kyungsoo yavaşça elini kutunun tozlu kapağına götürdü ve açtı. İçinden silik bir parfüm kokusu yükseldi. Kyungsoo yarı boş duran kutunun içinden bir deste fotoğrafı alıp, en üsttekine şöyle bir göz attı. Burası bir restorana benziyordu... Herhalde bir olayın kutlaması yapılıyordu ve hepsi de bir kişinin çevresinde toplanmışlardı. Kwang JiSoo.

Jongin bu yakışıklı ve şık giyimli adamın yanında duruyordu ve dikkatle onun pastayı kesmesini izliyordu. Bu bir düğün pastasıydı. Kyungsoo içinin daraldığını hissetti. Hemen bir sonraki fotoğrafa geçti. Bu bir açılış gecesinde çekilmişti. İkisinin de dudaklarında zafer dolu bir gülümseme vardı. Kyungsoo diğer fotoğraflara bakmamaya karar verdi.

Kutunun dibinde küçük bir karalama defteri vardı. İçinde birbirinden güzel şekiller ve desenler vardı. Kyungsoo JiSoo'nun ustalığını anlamakta gecikmedi. Son sayfadaysa Jongin'in karakalemle bir portresi yapılmıştı. JiSoo, genç adamın gençliğini ve Kyungsoo'nun hiç tanımadığı yönlerini çok iyi yakalamıştı. Genç adamın gözlerinde, Kyungsoo'nun hiç görmediği, düşünceli ve özlem dolu bir ifade vardı. Acaba Jongin'in gözlerindeki duyguları yalnız JiSoo mu görmüştü?

Defteri kapadı. En altta Dakota Meleklerinin Çığlığı adlı eserinin broşürü duruyordu. Küçük broşürün tam ortasında, birkaç tane kurutulmuş çiçek vardı. Kyungsoo güzel çiçeklere baktıktan sonra büyük bir itinayla sayfaları kapadı. Kutunun bir köşesinde kırmızı bir kurdele ile bağlanmış, bir deste mektup duruyordu. Ama Kyungsoo Jongin'in özelini yeterince işgal ettiğini düşünüyordu. Birden titremeye başlayan elleriyle güçlükle elindekileri yeniden yerine yerleştirdi. Jongin'in neşeli ıslığı koridorun başından duyuluyordu. Aceleyle kutunun kapağını kapadı.

-Orada ne yapıyorsun öyle? Yoksa eleştirileri ezberlemeye mi kalktın?

Jongin gülümseyerek kapıda duruyordu. Kyungsoo'nun yüzündeki İfadeyi görünce dudaklarındaki gülümseme silindi. Gözleri masanın üstünde duran kutuya kaydı. Tek kelime bile söylemeden ona doğru yürüdü. Kutuya şöyle bir baktıktan sonra kapağını açıp içine bir göz attı.  Sonra birden kutunun kapağını kapadı. Yüzünde gördüklerinden sarsılmış gibi bir ifade vardı.

-Bunu nereden buldun? diye sordu. Kyungsoo eliyle, gömme dolabın en üst rafını işaret etti. Jongin 'anladım' gibisinden başını salladıktan sonra kutuyu yerine koydu ve dolabın kapısını kapattı. Yeniden Kyungsoo'dan yana döndüğü zaman yüzünde gergin bir ifade vardı, sesi soğuktu.

-Bu kutunun orada olduğunu unutmuşum. Neden onu aşağı indirdin?

-Eleştiriyi yerine koymak istemiştim. Yapamayınca sandalyeye çıkıp baktım. Oradaydı...

Kyungsoo donup kalmıştı. Neden bakmıştı ki sanki? Normalde hayatta yapmazdı. Neden Kwang JiSoo ile bu kadar ilgileniyordu?

-Özür dilerim. Amacım... Kyungsoo ne söyleyeceğini bilemeyerkek başını önüne eğdi.

-Yazarların özel hayatlarına karşı saygı duyduğunu sanıyordum.

Kyungsoo onun farkında olmadan öfkelendiğini hissedebiliyordu. Ondan uzaklaştı.

-Neden böyle kapalı bir kutu gibisin? Artık birbirimiz için birer yabancı sayılmayız. Neden.. ondan hiç söz etmiyorsun? Ben sana geçmişimden söz ettim ama, benim senin geçmişin hakkında bir bilgim yok.

DELİCE BİR ARZU -KAİSOO-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin